Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.23
Gram Altın
2962.21
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Ağustos 2017

AKINCI'DA EMLAK OFİSİ AÇILMIŞ!

Asrın ihaneti, alçaklığı ve gafleti olan 15 Temmuz darbe girişiminin ihanet merkezi Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin yapılan duruşmalarda, darbenin beyin kadrolarından sivil imam Kemal BATMAZ da mahkumiyete yeterli onlarca maddi delil, tanık beyanları, kamera görüntüleri, telefon kayıtları, yurt dışı bağlantıları olmasına rağmen diğer darbeci sanıkların yaptığı gibi "tamamen redde, yalana ve insan aklıyla alaya" dayanan bir savunma ortaya koydu. Beraber uçaktan indikleri, yan yana yürüdükleri, Akıncı'da sürekli irtibat halinde olduğu Adil ÖKSÜZ'ü "tanımam, tamamen tesadüf, arsa bakmaya gitmiştim" gibi yalanlara sarıldı. Akıncı'da kıyamet kopuyor; dışarıda bombalar patlıyor; Üs komutanı Tuğgeneralin asker selamı durduğu beyefendiler, gecenin bir yarısında arsa bakmaya gitmiş! Sivillerin girmesi kesinlikle yasak olan Akıncı'da gece yarısı da faaliyet gösteren emlak ofisi açılmış da haberimiz yokmuş!

CEZAEVLERİNDE BU ORTAMI NASIL BULUYORLAR?

Tanık beyanları, gizli tanık ifadeleri, telefon kayıtları, teknik görüntüler, sanıkların büyük bir kısmının darbe girişimine iştirak ettikleri hususunu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor. Sanıklar yolun sonuna geldiklerini biliyorlar. Umutlar tükeniyor. Yargılamaları uzatmaya, davaları sulandırmaya, propagandalar yaparak kamuoyu oluşturmaya, hukuk usullerini sonuna kadar zorlamaya çalışsalar da yargılama makamları oyuna gelmiyor, tuzaklara düşmüyor, masum olanları da ayıklayıp, adil ve ideal bir yargılama için son derece hassas davranıyorlar. Savunmalarının tamamı ortak bir merkezden çıkmış gibi örgütsel bir şekilde inkara yöneliktir. "Biz yapmadık, haberimiz yoktu, duymadık" diyorlar. Birbirlerini suçlamaktan da kaçınıyorlar, örgüt elebaşı FETO'yu da masum göstermeye çalışıyorlar. Pişkin bir şekilde şehit ailelerinin gözlerine baka baka yalan söylüyorlar, alay ediyorlar, tiyatro oynuyorlar, tahrik ediyorlar, şov yapıyorlar. İçerde birbirleriyle nasıl bir irtibat ağı kurmuşlar ki hepsi aynı merkezden çıkmış gibi ortak savunma yapıyorlar, örgütsel tavır koyuyorlar, aynı yalanları söylüyorlar. Cezaevlerinde bu ortamı nasıl buldukları, haberleşme ağını kimlerle kurdukları da ayrı bir sorun ve ayrı bir soruşturma konusu.

GALİP GELEN BİZLER OLACAĞIZ

Ekmeğini yedikleri, vatandaşı oldukları bu güzelim ülkeye alçakça ihanet eden, kendi askerini ve polisini hunharca şehit eden, sadece vatanı, bayrağı ve namusu için tanklara bedenlerini destansı bir kahramanlıkla siper eden sivil halkı acımasızca şehit eden haysiyet ve şeref yoksunu bir güruhla karşı karşıyayız. İnsani değerlerini yitirmiş, robotlaşıp akli melekelerini bitirmiş bir güruh. Savunmalarındaki tüm tahrik, kışkırtma ve saldırılarına rağmen sabırlı olacağız. Sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz. Dik ve sağlam duracağız. Davaların amansız takipçisi olacağız. Bugün onursuzca şehit yakınlarına bakıp sırıtanların karşısında Allah'ın izniyle galip gelen bizler olacağız. Ne ilahlaştırdıkları FETO'ları ne uydurma rüyaları ne de arkalarındaki emperyalist efendileri onları kurtaramayacak.

DAVALAR SERİ VE ADİL BİR ŞEKİLDE SÜRATLE BİTMELİ

Yeni kalkışma söylentilerine güveniyorlar, uydurma rüyalarla ve baskılarla çözülmeleri de önlüyorlar. Tekrardan darbe yapma gücünü buldukları an, en uygun ortamda, en uygun zamanda, yeni gerekçelerle ve yeni müttefiklerle tekrardan saldırmak için bir saniye bile düşünmezler. Zerre kadar nedamet ne adamların suratlarında ne de söz ve eylemlerinde var. Son çare dış işgale bel bağlamışlar. Yeminli Erdoğan düşmanlığı üzeriden terör, şiddet ve ayaklanmaya dua seansları düzenliyorlar. Batılı efendilerinden girişim bekliyorlar. 15 Temmuz aziz şehitleri alacak-verecek, ihale ve rant için bedenlerini tankların paletine yatırmadılar, kişisel bir husumet için de şehadet şerbeti içmediler. Yargılamaları yapan yargıçlar da dahil tüm ülke onlara şükran ve minnet borçludur. Bugün eğer "sırtımızı dayadığımız, karnımızı doyurduğumuz, üzerinde hayaller kurabildiğimiz bir vatanımız var" diyebiliyorsak şehitlerimizin sayesindedir. Adil bir yargılama olmak kaydıyla, seri ve hızlı bir şekilde FETÖ davaları sonuca gitmeli; tiyatroya, propagandaya artık son verilmeli; suçlular hak ettikleri en ağır cezaya da merhamet gösterilmeden çarptırılmalı.