Akılsız Politikacıların dramı
Suriye'de 2 milyon civarında Kürt nüfusu bulunuyordu. Kürtler, dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşşar el Esed ile yoğun siyasi temaslarından sonra vatandaşlık haklarına sahip olabildiler. Yoksa Kürtler, 2009-10 yılına kadar vatandaşlık hakkına sahip değillerdi. Suriye Hüku00fbmeti, vatandaşlık kartı yerine Kürtlere, "göçebe" belgesi veriyordu sadece. Vatandaşlık hakkına sahip Kürtlerin sayısı Kürt nüfusunun yüzde biri bile değildi.
Türk lider Erdoğan, yaptığı siyasi baskılar sonucunda Esed Kürtlere vatandaşlık kartı vermeye başlamıştı. Çok geçmeden ülkede iç savaşın ayak sesleri gelmeye başladı.
Suriye iç savaşından önce, Ortadoğu'nun en kanlı terör örgütü, uyuşturucu tüccarı ve insan kaçakçısı PKK, Şahin Cilo isimli teröristin komutasında 1500 ile 1700 arasında teröristle Kuzey Suriye'ye yerleşti. Suriye'deki Kürt muhalif önderlerini tek tek öldürmeye başladı. Bunların en önemlisi Mişel Temo idi. Mişel Temo, sadece Kürtlerin değil, Suriye'nin kuzeyinde yaşayan bütün halkların önemsediği ve görüşlerine değer verdiği bir liberal aydındı. Liberal düşünceyi, piyasa ekonomisini ve demokratik rejimi savunan Temo'nun öldürülmesinden sonra Suriyeli Kürtler, hızlı bir şekilde PKK'nın kontrolüne grdi. Bu dönemde yine PKK Merkez Komitesi üyesi ve örgütün tarihinin en kanlı katili olan Bahoz Erdal kod isimli Fehman Hüseyin de Suriye'ye geçti. Burada Bahoz Erdal ile ilgili ilginç bir bilgiyi paylaşmakta fayda var. Bahoz Erdal, Üniversite'den Esad'ın sınıf arkadaşıdır. Aynı zamanda öğrencilik yıllarında Esed ile birlikte Suriye'yi yöneten BAAS Partisi üyesidir.
Şahin Cilo ve Fehman Hüseyin silahlı teröristleri ile Suriye'ye geçtikten yaklaşık altı ay sonra ülkede iç savaş yayıldı ve Kürt bölgesine sıçradı. PKK, iç savaş sırasında PYD adını alarak yeni bir yapılanmaya gitti. PYD'nin plan program ve doktrini tamamen PKK ile aynıdır ve bu terör örgütünün lideri de bütün dünyanın terörist olarak tanıdığı çocukları öldürtmekle ünlenen Abdullah Öcalan'dır.
Fehman Hüseyin Suriye'deki iç savaşta rol aldıktan sonra bir el, Kuzey Suriye'yi tamamen askerden arındırıp PYD'ye teslim etti. PYD'li teröristlerin tümünün ücretleri Şam hüku00fbmeti tarafından ödendi ve halen ödeniyor da.
Böylesi bir ortamda PYD'liler, kendilerine boyun eğmeyen 1 milyon Kürdü Suriye'den sürgün etti. PYD'nin baskısından kaçan Kürtlerin 200 bini Irak'ın Kürt Bölgesel yönetimine sığınırken yaklaşık 800 bini de Türkiye'ye sığındı. Ve PYD, Türkiye'ye sığınma imkanı olmayan Kürtler üzerinden terör estirerek onları baskı altında tutuyor. Kürtlerden ve Kürt realitesinden bu kadar uzakta olan PKK/PYD terör örgütü, uluslar arası arenada da yalnız kaldı. Özellikle son haftalarda yaşadıkları, terör örgütü üzerinde kelimenin tam anlamı ile bir "satılmışlık" duygusu bıraktı.
Terör örgütü PYD, hem Rusya hem de ABD'ye oldukça güvenmiş ve onlar adına Suriye'nin kuzeyinde sivillerle yönelik terör estiriyordu. ABD ve Rusya'nın verdiği piyade silahları birkaç ant tank ve anti helikopter füzeleri ile bir anda kendini bu ülkelerin ortağı sanma hatasına düştüler. Böylece ilk önce Bölgenin ve dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olan 80 milyonluk Türkiye'ye meydan okudular. Suriye sınırındaki Türk şehir ve kasabalarında silahlı terör faaliyetlerinde bulundular ve Türk vatandaşlarını öldürmeye başladılar.
Bununla da yetinmeyen PYD'li teröristler, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve onun partisine yönelik de terör eylemlerine giriştiler. Ve Barzani'nin Süleymaniye'deki parti binasını içinde ki çocuk ve sivillerle birlikte yaktılar. PYD'li teröristlere göre Barzani, bölgede barış ve huzuru savunmakla ve özellikle Türkiye ile yakınlaşmakla bu "ceza"yı hak etmişti. PYD'lilerin Türkiye'ye yönelik terör faaliyetleri bu ülkenin canını acıtınca, Türk ordusu Suriye'nin kuzey bölgesindeki DAEŞ ve PYD terör örgütlerinin mevzilerine askeri operasyonlar düzenledi. DAEŞ'li teröristler, arkalarına bakmadan kaçarken, PYD'li teröristler, ABD'den hava veya füze desteği beklediler. Sivil, çocuk, kadın ve yaşlıları öldürmekten başka bir şey bilmeyen PYD terör örgütü, diplomasinin ve reel politikanın soğuk duvarına böyle çarpıyordu. ABD, Türkiye'nin operasyonunu onaylamakla kalmıyor, "Kuzey Suriye Federasyonu'nu tanımadığını" açıklıyordu.
Halbuki PYD'liler birazcık akıllarını kullansaydı, o çok istedikleri Cenevre'deki barış masasına Amerika Birleşik Devletleri'nin onları neden oturtmadıklarını göreceklerdi. PYD'li teröristler, sahada 300 Birleşik Devletler komandosu ile onların başındaki komutanlarla doğan samimiyeti devletlerarası ilişkiler olduğunu sanacak kadar akıl tutulması yaşadı. Halbuki Türk ordusunun kara operasyonuna havadan destek veren Koalisyon uçakları İncirlik üssünden kalktı.
PYD'li teröristler, ABD olmazsa Rusya ile yaparım yanılgısının da bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar. Her gün onlarca PYD'li terörist bu hatanın bedelini canı ile ödüyor.