Akıllı füzeye karşı mızrak
Hitit ve Mısır Krallıkları arasındaki Kadeş Savaşında silah sanayisinin bilgisi, teknolojisi ve kalitesi, önemli ölçüde savaşın kaderini çizmiştir. Mevcut silah sistemlerini üç kademe ileri beş kademe ileri götürebilen Kadeş Savaşını da kendi lehine çevirmiştir.
O dönemlerin en önemli silah sistemi olan
“Savaş Arabasının” ahşap tekerlerine yapılan basit ama çok önemli bir dokunuş
savaşın seyrini değiştirmiştir. Yaptıkları o basit şey, ahşap tekerin yere
basan kısmını demirle kaplamaktır.
İlk kez Sümerliler ve
Orta Asyalılar tarafından kullanılan “Savaş Arabası,” döneminde en büyük ve en
ileri silah sistemi teknolojisidir. Hititler, Mısırlılar ve Romalıların
kralları tarafından teknolojik yatırım yapılmış, halkları da benimsemiş ve
desteklemiştir.
Birçok ülkeye nice
savaşlar kazandıran, bu teknolojik silah sistemi; Bayraktar S/İHA’nın bugünkü
savaş kavramını değiştirmesi gibi bir çığır açmış, savaş stratejilerini yeni
baştan değiştirerek kazanan tarafları belirlemiştir.
Savaşları kazanmak, lider ve komutanların
stratejisi ile ordunuzun savaşı kazanma istek, kalite ve inancı ile
değerlendirilebilir. Ancak bununla beraber savaşı kazandıracak olan bir diğer
önemli husus; silah sistemlerinizdir, silah sistemlerinizin gelişimidir,
teknoloji kalitesidir ve devamlılığı sağlayan siyasetçilerdir, destekleyen
millettir.
Allah korusun ileride ülkemizi topyekûn
bulabilecek bir savaşın ortasına düştüğünüzde,
Akıllı
füze silah sistemlerine sapanla mı karşı duracaksınız, mızrak mı atacaksınız?
10.000
metre yukarıdan akıllı bombalarla saldıran savaş uçaklarına menzili en fazla
1.000 metre olan tüfekle mi saldıracaksınız?
Ya
da Milli silah sistemleri üretmeyi durdurmaya mı yok etmeye mi çalışacaksınız?
Veyahut
enerjinizin, paranızın belirli bir bölümünü silah sistemleri geliştirmeye ve
üretmeye mi ayıracaksınız?
Devir, eski devir değil. Eski devirlerde
zafer, süngünün ucundaydı. Cesaret, asker ve millet için en büyük değerdi. Ancak
bugün zafer, teknolojik gelişmenin, kıtalararası füzenin ucunda. Günümüzde en
büyük güç, bilgi ve teknoloji. Çünkü cesaretle bir füzeyi on binlerce metreden
uçurup, hedefinde patlatabilmek cesaretin değil bilgi ve teknolojinin işi.
Ülkemizin
kalkınması, bilgiden geçiyor, teknolojiden geçiyor. Bu durumu da en iyi
siyasetçilerin, aydınların bilmesi gerekir.
Ancak görüyoruz ki bazen öyle bilgisiz açıklamalar yapıyorlar ki
şaşmamak elde değil. Milli silah sanayi için ter döken, fikir geliştiren çok
kıymetli insanları tanımasak, yapılanlara bugünden değil dünden bizzat şahit
olmasak gerçekten bu tür siyasetçi ve aydınların dediklerine inanacağız.
Maalesef insanlarımızın bazısı; partiler üstü olan, milletin ortak meselesi
olan, herkesin gurur duyacağı bu Milli silah sistemlerinin varlığına dahi inanmıyor.
“Nitelikli Siyasetçi ve
Aydın,” cesaret ve bilginin ne işe yarayacağını çok iyi bilir. Cesaret ve
bilgi olmazsa ülkeyi çökerteceğini, hangi belalara yol açabileceğini bilir.
Hangi ülkelerin ne kadar güçle ülkesine saldırabileceğini bilir. Bütün bunlara
göre uzun vadeli Milli silah sistemlerine yapacağı yatırım ve devamlılık hesabı
yapabilir. Bu gelişmelere karşı durmayı bırakın aklının ucundan bile geçirme
niyetini asla taşımaz.
Eğer bir siyasetçi,
bir aydın; Milli silah sistemlerine karşı durmayı düşünüyorsa sorun büyük
demektir, sıkıntı büyük demektir. Düşündüğü zaman vay olsun ülkeye, vay olsun
hepimize.