Akıl, Bilim ve Felsefe eğitimi
İnsanın bu dünyadaki amacı, hayatını dolu dolu yaşamak, hayatı zenginleştirecek, güçlendierecek ve geliştirecek tecrübelere, imkanlara ve kaynaklara sahip olmak için çabalamaktır. İnsan için asıl olan şey, hayatın ve insanın güçlendirilmesidir ve geliştirilmesidir. İnsanlığın ve hayatın güçlenmesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyulan ana kaynak, doğadır. Doğanın zayıflatılması ve tahrip edilmesi, insanın ve hayatın zayıflatılması ve tahrip edilmesi anlamına gelmektedir. İnsan, hayat ve doğa üçlüsünün birlikte ele alınması, hayatı zenginleştirecek asli değerin özgürlük olduğu gerçeğinin hiçbir şekilde ihmal ve inkar edilmemesi gerekmektedir.İnsanın gündemi, insanlık ve doğa olmalıdır. İnsanın yapay ve uyduruk gündemlere ve otoritelere bağımlı hale getirilmesi, insanın hem kendisini, hem de doğayı ihmal ve inkar etmesine yol açmaktadır.
İnsanın kendi ve doğanın dışında varolduğu sanılan
uydurulmuş yapay kurgulara bağımlı
olması, hayatını onların çevresinde sürdürmeye çalışması, geçmiş yüzyıllarda uydurulan
efsaneleri ve masalları gerçek
sanması mümkün değildir. Geçmişin
masalları, hikayeleri, menkıbeleri, kıssaları, kalıbları ve kaynakları,
geçmişte anlamlı olarak görülmüş olabilir. Geçmiş yüzyılların masallarını,
bugüne taşımak anlamlı olmadığı gibi, gerekli de değildir. Geçmiş yüzyılların
masallarını, kurallarını ve kaynaklarını günümüze taşımak ve dayatmak, insanı
ve hayatı zayıflatmaktan ve tahrip
etmekten başka bir sonuç doğurmamaktadır.
Geçmişin masallarından kurtulmak
ve hayatı güçlendirmek için ihtiyaç duyulan
en önemli şey, bilimdir. Modern bilim, insanın hayata ve doğaya
olan statik bakış açısını değiştirmiş,
insanı bilimsel bilgiyle donanmış güçlü, akıllı ve dinamik bir bireye
dönüştürmüştür. Bilimsel perspektif,
doğa ve insanın her şeyden önce gelen en önemli gerçeklikler
olduğunu idrak etmeyi
kapsamaktadır. Hayatı, insanı ve doğayı anlamada ve tecrübe etmede, asli kaynak
bilim ve felsefe olmalıdır.
İnsanı ve hayatı güçlendirecek
ikinci kaynak doğadır. Doğa gerçektir
ve hayatı güçlendirecek gerekli
kaynaklar, imkanlar ve olgular doğada mevcuttur. Doğanın dışında ve üstünde hayatı
ve insanı güçlendirecek , olgunlaştıracak ve özgürleştirecek kaynaklar,
imkanlar ve gerçeklikler yoktur. Hiçbir zaman gerçekleşmemiş ve varolmamış olan
olağanüstü olayların ve olguların olduğunu gerçek kabul ederek insanı, hayatı
ve doğayı açıklamaya ve anlamlandırmaya
imkan yoktur. Olmayan varlıklar gerçek olarak kabul edilerek insan hayatı,
hayali kurguların kölesi ve bağımlısı haline getirilemez. Hayatı güçlendirecek
tek kitap, insan ve doğa kitablarını
birlikte açmak, okumak, tartışmak ve
anlamaktır. İnsanın müptela olması
gereken tek şey, hayatın ve doğanın
kendisidir. Hayatı ve insanı
güçlendirmek için bilim ve felsefenin bir bütün olarak ele alınması
gerekmektedir. Bilim ve felsefenin üstünde kurgulanan sahte otoriteler ve yapılar,
gerçekliği, doğayı ve insanı kendilerine bağımlı ve köle haline
getirerek insanı ve hayatı
zayıflatmaktadırlar.
Hayatın ve doğanın üstünde kurgulanan sahte kurgulara bağımlı ve köle olmak yerine asıl olan, insanın hayatı ve doğayı olduğu ve bulduğu gibi tecrübe etmesidir. Hayat ve doğa, gizemli bir kompleksliğe sahiptirler. İnsan, sürekli olarak hayatı ve doğayı anlamak ve keşfetmek için çaba sarf etmek zorundadır. Eleştirel ve sorgulayıcı bir anlayışla doğada ve hayatta olup bitenleri aramak, anlamak, araştırmak ve geliştirmek mümkündür. Hayatın, doğanın ve insanın eleştirel olarak incelenmesi için ihtiyaç duyulan şey, akıl, bilim ve felsefedir. İnsanın ve hayatın güçlendirilmesi için, insanlığın aklı ve bilimi kullanma konusunda eğitilmesi gerekmektedir. İnsanlığın, sahte kurgular adına verilen sahte söylemlere ve vaazlara ihtiyacı yoktur. Günümüzde ihtiyaç duyulan şey, akıl, bilim ve felsefe eğitimidir.