Âkif ve Dergi
Gündem
yoğun, konular çok ama yerimiz sınırlı. Bunun için eskilerin tabiriyle
“muhtasar ve müfit” yazmak mecburiyetindeyiz. “Tek dişi kalmış canavar” diye tarif
ettiği vahşi Batı’yı şiirlerinde sarsan İstiklal Marşımızın Bülbülü Mehmed Âkif
Ersoy’un bugün vefatının 87. senesi, doğumunun 150. Yılı. Âkif artık sadece
aralık ayında hatırlanmıyor. Her zaman ve her yerde ismi iyilikle, hayırla yâd
ediliyor. Şiir ve fikirlerinden örnekler veriliyor. Fatih Belediyesi,
şairimizin fotoğraflarından ve eşyalarından meydana gelen sergiyi açtı. 31 Ocak
tarihine kadar açık kalacak sergiyi tavsiye ediyorum. Bağcılar, Esenler ve
Zeytinburnu Belediyeleri de Âkif merkezli faaliyetlere imza attı. Âkif
milletimizin, gençliğimizin ortak değeridir.
Âkif,
Türkiye’de ilk İslami muhtevalı dergi olan Sıratımüstakîm-Sebilürreşad’ın
başyazarı. Mecmuanın Millî Mücadele’deki rolü ve etkisi biliniyor. Sayfalarından
doğup, çizgisini takip eden ve günümüze ulaşan nice dergimiz var. Mecmuayı
tamamen yayımlayarak irfanımıza armağan eden Bağcılar Belediyesi’ne teşekkür
ediyoruz. Bugünkü dergiler ne yapıyor? Türkiye’nin ve dünyanın gündemini
yakından takip ediyorlar. İnsanlığın vicdanını kanatan Gazze, biricik
meseleleri. İki aydır İsrail terör örgütünün uyguladığı soykırım,
dergilerimizin kapak ve dosya konusu.
Yedi İklim’in Filistin Özel Sayısı, “Ev
bizimdir Gazze bizimdir” başlığıyla ve siyah kapakla çıktı. Başyazının son
satırları: “Dünya seçimini yapacak. Bir yanda bebek katilleri öte yanda
vatanını, evini, namusunu, dinini savunan insanlar.” İsmail Kıllıoğlu, Ersin
Nazif Gürdoğan, Ali Günvar, Ali Haydar Haksal, Nurettin Durman, Mehmet
Maksudoğlu, Mehmet Görmez ve Selvigül Kandoğmuş Şahin yazar ve şairlerin bir
kısmı. Hasan Aycın’ın çizgileri var. Arif Ay’ın yazısı şöyle başlıyor: “Ey
katil İsrail! Ey katil dünya! Bebeklerin kanı var iğrenç suratlarınızda.
Tarihin yüzkarası katillerinden ikisi. Bunak Biden, terörist Netanyahu! Bu
vahşete, bu kıyıma seyirci kaldığın için İsrail kadar sen de katilsin dünya!
Bebeklerin, masum insanların kanı Akdeniz’i kızıla boyadı. Bu kanda
boğulacaksın İsrail! Vicdanını kaybetmiş, asla medenî olamamış Batı, sen de
boğulacaksın bu kanda! Ey vahşi Batı! Ey barbar Batı!” Hesaplaşma sayısı Yedi İklim, okunmalı. Ay Vakti dergisinde de BM, AB ve NATO
gibi içi kof kuruluşlar sorgulanıyor. Şu satırlar imanlı ve vicdanlı insanların
tavrını gösteriyor: “Bu düzen değişmeli! İyiler, iyiden yana olanlar inisiyatif
almalı. Bu karanlık gece bitmeli, bu zifir i yüzler silinmeli hafızamızdan…
Ruhunu şeytana satmış, kararan vicdanıyla dünyayı yaşanmaz kılan bu zavallılar,
kaybolmalı ufkumuzdan… Çocuklara ölümlerden ölüm beğenen bu düzen değişmeli.”
Hece dergisi ve Hece Öykü de aralık sayılarını Gazze’ye ve Filistin topraklarında
işlenen cinayetlere ayırdı. Hece’de
“Filistin Şiirleri” ve “Filistin Yazıları” önemli. Selahattin Yusuf’la yapılan
mülakat okunmalı. Hece Öykü’de
“Filistin Direniş Edebiyatı” var. Hikâyenin ve şiirin gündem meselesi bu. Ediplerimiz
içi kan ağlayarak kaleme almış yazılarını. Hüzünlü satırlar, kederli mısralar!
Ahmet
Murat’ın yönetiminde çıkan Nihayet
dergisi son iki sayısını Gazze’ye ayırdı. Kasım’da “Gazze’de Soykırım Var”
başlıklı dosya yer alırken bu ayki sayısında ”Gazze’den Bahsetmeyi Bırakma!”
başlığıyla soylu tavır devam ettiriliyor. Sayfaları dolduran resimler
etkileyici. Çaresizliğin acısını hissediyorsunuz resimlere bakarken, yazıları
okurken. Ama bu pasif tavır bile önemlidir. Bu vahşeti görmeyen ruhu
kararmışlar da var zira. Hatta kan içicileri haklı görebilenler de… Hakikaten
imtihan dünyası. İman ile küfrün mücadelesine tanık oluyoruz. Zalimlerle
mazlumların, canilerle mağdurların durumlarını görüyor, içimiz kan ağlayarak
sadece vahşeti seyrediyoruz. Edebiyat
Ortamı ile Zafer dergisi de
Gazze’yi kapaklarına taşıyan dergilerimiz. Zafer’de Osman Suroğlu’nun çizgileri
var. Derginin arka kapağında merhum M. Selahaddin Şimşek’in satırlarını
okuyoruz: “Bir yerde zulüm varsa, inlemek de aşırı olacaktır, isyan da!
Tekmelenenler türkü söylemez! Zulüm, kısmak istediği sesi nara yapar. Ve bazı
ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur.” Genç dergisinin kapağında şu ateş gibi kelimeler: “Gazze’nin
direnişi insanlığın direnişi”. Yazarlar utanç çağını tahlil ediyor. Şehir ve Kültür‘de kapak: “Gazze’de
Geleceğe Yürüyüşü”. Yaşlı bir Gazzeli kadın elinde Filistin bayrağıyla yürüyor.
Süleyman Kızıltoprak ve Nazif Gürdoğan’ın tahlilleri çok değerli. Kâmil Uğurlu
da “Ebabil” şiiriyle okuyucuyu sarsıyor. Türk
Edebiyatı’nda Mehmet Aycı’nın şiiri, Zeki Bulduk ve Nuray Alper’in yazıları
okunmalı. Şu hakikati nesillerimize anlatalım: İTÖ’yü (İsrail Terör Örgütü),
PKK’yı, DEAŞ’ı, FETÖ’yü kuran, besleyen ve bize musallat eden ülke, Türk ve
İslam düşmanı Amerika’dır. Bu ezeli hasmımızı hiç unutmayacağız ve mücadelemizi
yapacağız inşallah.