Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.94
Gram Altın
2323.53
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Ocak 2013

Akif İnan'ı anmak

Bu yıl vefatının on üçüncü yıl dönümüu2026 Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan'ın dostlarıyla yine bir aradayız. Şair-yazar dostlarımız Recep Garip, Şeref Akbaba ve Arif Altunbaş gelmişlerdi. Hocalarımızı Halilürrahman (Balıklıgöl) gölü kenarında Türkiye Yazarlar Birliği Yerleşkesindeki Rızvaniye Külliyesinde ağırlıyoruz.

Misafirlerimiz şiirden bahsettiler. Göl kenarındaki sığırcık seslerine aldırmadan inadına şiir dediler. Dünya şiiri, Kafka derken Mevlana'ya geldiler. Oradan Necip Fazıl, Sezai Karakoç'tan bahsettiler.

Şair Recep Garip ağabeyimiz sözü nereye getireceğini bilen bir üstadımız. "Necip Fazıl bir gün hapiste iken onu üniversite öğrencileri ziyarete gelir, fakat Necip Fazıl bir çift tanıdık göze rast gelmez. Bakar ki hepsi yabancı. Gözlerini arkalara doğru yöneltir. Bir de ne görsün. Sezai Karakoç.. Aa! Benim Sezaim de gelmiş" der. Ne demeli her iki üstadımızın da boyu kısa idi. Belli ki üstadlarımız da Urfa'ya bir çift tanıdık göz aramaya gelmişler. Bizi gördüklerinde rahat bir nefes aldıklarından belliydi.

Misafirlerimiz, sözü Akif İnan ağabeyimize getirene kadar söz için söylenecek, şiir için sarf edilecek çok söz söylediler. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim ve şiir ilişkisi, Peygamber Efendimizin şairlere verdiği öneme değindiler. Hatta Savaş edebiyatına, İslam tarihinde şairlerin şiirleriyle savaş meydanlarında öne çıktıklarını ve birbirleriyle şiirle meydan okuduklarını zikretti.

İslam ordularının şairi Hasan Bin Sabit, Darim oğulları şairlerinin soyluluğundan bahsetmesi üzerine peygamber efendimizin haydi cevap ver çağrısına uyarak;

"Ey Darim oğulları öğünmeyin soyla sopla

Çünkü sizin soyluluğunuz

Cömert ve soylu işler anıldığı zaman

Fena bir yele döner"

Bu söz üzerine biz Anlıyoruz ki Akif İnan ağabeyimiz, bir davanın, İslam davasının bayraktarlığını yapmış ve bunu ömrü boyunca dalgalandırmıştır. Akif İnan, bu nedenle ismini aldığı Mehmet Akif Ersoy'un tam bir Asım'ı gibiydi. Bu yüzden idol olarak poetikasında gençliğin adını koymadı. Birinci Akif'ten ikinci Akif'e kalan bir mirası devr aldı ve bu mirasın da hakkını verdi. Çünkü Akif ağabey, "Bütün giysileri yırtsak yeridir. Yeter bize vefa elbiseleri" demiştir.

Gecenin diğer konuşmacısı Şeref Akbaba hocamız ise Akif İnan'ın Birinci Akif'ten bize neler aktarabileceği hususundaki konuşmasında yukarıda söylediğimiz anekdotlara ek olarak Akif İnan'ın mütevazı bir kişiliğine değindi. Akif İnan, Mehmet Akif Ersoy'dan bahsederek "O bir yangın içinde kalmıştı. Ben ise o yangını bir kartpostaldan seyrediyorum." Diyordu.

Akif İnan için bizim de söyleyeceğimiz çok söz var elbette ama Üstadlarımızın sözünü kesmek istemiyoruz. Doksanlı yıllarda İstanbul Edebiyat Fakültesinin şiir gecelerinin organizasyonunda yer alan biri olarak Akif İnan ağabeyimizin kürsüye çıkarak Necip Fazıl'ın metafizik oğlu Hilmi Oflaz'ın vefatı dolayısıyla hepimizi bir Fatiha süresi okumaya davet etmesini ve gür sesiyle Kudüs şiirini okumasını hiç unutmam.

Divan şiirinden derinlemesine beslenen bu ulvi şairimize Şair Recep Garip'in yazdığı ve ithaf ettiği şiirin ancak iki mısrasını hatırlıyorum:

"Ah bu gönül sana meftun olmuş dil-ruba

Deniz bir gelir bir gider kıyl u kal ile"

Gecenin sonunda Memur-sen Genel başkanı Ahmet Gündoğdu, Akif İnan'ın "kim demiş her şeyin sonu ölüm/Destanlar yayılır mezarımızdan" mısralarını tahattür ederek kendilerinin sendika olarak onun ölümsüz destanını yazdıklarını ifade etmişti. Bu ölümsüz destanını bir belgesel ile pekiştireceklerini söyleyen Gündoğdu Hocamız sanırım Akif inan kitapları hiçbir kitapçıda neden bulunmuyor sorumuza kızacaktır. Biliyorum ki Akif İnan ailesi, kitapların yayım hakkını bila-bedel sendikamıza vermiştir. Sendikamız da bir yayınevi ile anlaşarak kitapları bastırabilirdi. Çünkü gecede Özellikle Şeref Akbabanın elinde yetmişli yıllarda kalma bir "Hicret" kitabı vardı. Sayfaları dökük ve yırtık idi. Bu nasıl destan bu nasıl vefau2026

Akif İnan Gecesini yad ederken bu pürüzleri dile getirmek görevimiz. Ayrıca Akif İnan'ı her yıl anıyoruz. Bu yıl ki organizasyonda bir kamu kurumu olan Şanlıurfa belediyesi, kamuya yararlı bir dernek olan Türkiye Yazarlar Birliğinden istifade etmemişti. Ayrıca geçen yılki konferans salonunu Türkiye Yazarlar Birliği'nin teklifiyle "Mehmet Akif İnan Konferans Salonu" olarak değiştirmesine rağmen hala davetiye ve afişlere "Şanlıurfa Belediyesi Nikah ve Konferans Salonu" yazılması bizi bir hayli üzmüştü. Şair Recep Garip üstadımız bu defa "Mehmet Akif İnan Vakfı" kurulmasını önerdi. Bakalım bu ne olacak.

Son sözlerimi yazarken havaalanında misafirlerimizi alacak uçağın gelmediğini, Urfa yerine Antep'e indiği mesajını aldım. Sabır diyarına keşfe çıkan seyyahların sergüzeşti hep aynıu2026

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan