Akçakale Kampında
Pazar günü başbakanımızı karşılamak için Suriyeli misafirlerimizin kaldığı Akçakale Kampındaydık. Gördüğümüz manzara hayranlık vericiydi. Zemine çamur olmasın diye beyaz mucurlar dökülmüştü. Düzenli çadırlar mevcuttu. Ayrıca pek çok çadır çeşitli sosyal faaliyetler için ayrılmıştı.
Misafirlerin çocuklarına ait okullar, çeşitli el becerisi ve sanat eğitimine yönelik kurslar, mescid, yemekhane, idare merkezi olmak üzere çeşitli etkinliklere ait merkezler dikkati çekiyordu.
Gezdiğimiz Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesindeki kampta 26 bin kişi ikamet ediyordu. Orta büyüklükte bir ilçe kadar nüfusu olan bu kamptaki kişilere yemek çıkıyor, ısınmaları ve her türlü ihtiyacı gideriliyordu. Bildirildiğine göre ülkemizdeki kamplarda toplam 150 bin civarında Suriyeli kardeşimiz bulunuyordu. Evlerde veya başka mekanlarda kalanlarla birlikte Suriye'den ülkemize gelenlerin sayısı 230 bine ulaşmıştı.
Başbakanımız kampa geldi ve coşkulu bir konuşma yaptı. Yanında Suriye muhalefetinin lideri de vardı. Başbakanımız sonuna kadar Suriye halkının yanında olduğumuzu ifade etti. "Kampta bazı eksiklikler olabilir. Ama elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz" dedi.
İki günlük Şanlıurfa seyahatinde başbakanımızın performansına hayranlık duydum. Cumartesi günü önce Karaköprü Meydanı'nda halka seslendi. Daha sonra iki ayrı toplantıya katıldı, konuşmalar yaptı. Geç vakte kadar süren son toplantıda katılımcıların fikirlerini aldı, sorularına cevap verdi. Pazar günü ise Akçakale ve Viranşehir ilçelerini ziyaret etti. Görüşmeler yaptı. Problemleri dinledi. Gerçekten bu performans dayanılacak gibi değil. Rabbim onu ülkemizin başından eksik etmesin.
Başbakanımız çalışkan olunca mahiyetine de gayret ve faaliyet sıçramış. Hep birlikte bu istekli çalışmayı gördük.
150 bin kişiyi topraklarımıza misafir eden başta Kızılay ve Afat olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Gördüğümüz manzara aynı zamanda Türkiye'nin büyüklüğünü gösteriyordu.
Evrim Masalı
Materyalist evrimciler yaratılışı reddetmek için oldukça garip ve mantık dışı izahlara sarılabiliyorlar. Kuşlar uçmaya nasıl başladı? Bu soruya cevap veremedikleri için tuhaf açıklamalara sığınıyorlar. Son izahlarına göre tarih öncesi kuşlar, ağaçlardan düştükleri için uçma becerisini kazanmışlar. Evrimci bilim insanlarına göre ağaçlarda yaşayan sürüngenlerin pulları uzayarak tüyleri ni oluşturmuş ve bu değişimin yardımıyla düşmanlarından kaçabilmişler. Yale Üniversitesi'nden Prof. John Ostrom, kuşların üç parmaklı, iki ayak üzerinde yürüyen ve dengelerini uzun kuyruklarıyla sağlayan dinazorlardan evrildiğini iddia etmiş (Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, 28 Aralık 2012).
Evet bu iddialar ciddi bilim dergilerinde ifade ediliyor. Materyalist evrimcilerin böyle zor duruma düşmelerini, saçma sapan iddialara sığınmalarını ibretle takip ediyoruz.