Akbelenin kara belaları
Değerli okurlarım cennet vatanımız her daim şer güçlerin saldırısı altında olmuş ve olmaya devam ediyor.
Bu saldırılarda kanamaya müsait yerlerimiz bulunmuş ve kanatılıp
gündeme taşınarak, malum kesimin hazır trolleri vasıtası ile sosyal ve dijital
medya köpürtülüp ülkemizin farklı bölgelerinde durumdan vazife çıkarılmış ve
çıkarılmaya da devam ediyor.
Keçecizade Fuat
Paşanın Fransa imparatoruna, siz dışarıdan biz ise içeriden Osmanlıyı yıkamadık
yıkamıyoruz dediği gibi, bugünde aynı sözü içerdekilere ve dışardakilere
söylemek mümkün.
Haini ve hadimi çok olan bir milletiz.
Uzaklara gitmeyelim.
Yakın tarihte yaşadığımız gezi hadisesinin tozu dumanı
kalktı, bugün tahlilini daha iyi yapıyor ve içerden ve dışarıdan hain ellerin
kimler olduğunu çok açık bir şekilde biliyoruz.
Amacın ağaç olmadığını gezicilerin bizzat sözcüsünden duymak
ve devletle masaya oturanların hükümetten taleplerine bir göz attığımızda
amacın ne olduğu zaten ayan beyan ortada.
Amaç ne ağaç ne de park.
Amaç çok açık ve net olarak hükumet edenler ve devletimiz.
Aynı şekilde 15 Temmuz hain darbe girişimi içinde
söylenecekler farklı değil. Onun bunun çocukları cennet vatanımızı cehenneme çevirmek için
milletin meclisini, polisini hatta vatandaşını kurşun yağmuruna tuttu.
Şöyle böyle dün geçti. Bugün dünden daha emniyet
içerisindeyiz.
Yıllarca vatandaşın birinci öncelikli sorun olarak gördüğü
terör belasından kurtulmuş durumdayız.
Bugünün en önemli meselesi olan ekonomik sorunlarla
mücadelede birlik ve bütünlük içerisinde devlet-millet el ele vererek
enerjimizi buralarda harcamamız gerekirken birkaç gündür maalesef Akbelenle
yatıp akbelenle kalkıyoruz.
Burada da amaç kesinlikle üç beş ağaç değil.
Malum ateşin çocukları ha bire ormanlarımızı ha bire yakıyor.
Onlara karşı sus pus olanların, bugünkü duruşlarında samimiyet aramak
safdillikten başka bir şey değil.
Benzer kanatılmaya devam eden başka bir yede Üsküdar Validebağ
korusu.
Koruya yakın oturan ve sabah yürüyüşlerine katılan bir sakin
olmam hasebi ile de Üsküdar belediye başkanlığına koru ile ilgili arzı halimde
olmuştu.
Mezbelelik durumda ve köpeklerin işgali nedeni ile
vatandaşın girmekten korktuğu bu güzide koru bugün bir gurubun işgali altında
ve ne belediye, ne devlet buraya giremiyor.
Yanlış duymadınız.
Aynen böyle.
Belediyenin koruyu yaşanılabilir hale getirmek için yaptığı
her girişim malum kesim tarafından en şiddetli bir şekilde engelleniyor.
Korunun son durumunu gözlemlemeye cesaretim yok maalesef.
En son gittiğimde başıma gelenleri geçtiğimiz yıl yazmıştım.
Karabelalar sadece Akbelende değil, bugün her yerdeler ve
teyakkuz halindeler.
En küçük bir kıvılcımdan koca ülkeyi yakmaya yeminli bu
güruha karşı uyanık olmak gerek.
Dün terör en öncelikli ülke sorunu idi.
Bugün karabelalar.
Çiçeği burnunda hükumetimizden elbette beklentilerimizin
başında, vatandaşın yaşadığı ekonomik sorunlar var.
Bir kısım vatandaş gerçekten çok ama çok zor durumda.
Evi barkı olmayan ve çalışamayanlardan başlamak üzere garip
gurebalar için ivedi çare ve çözümler üretilmeli.
Sosyal devlet olduğumuz bilici hafızalarda tazelenmeli.
Fırsatçılar her dönemde maalesef varlar.
Geçen hafta memleketim Kahramanmaraş’ta fırsatçılar
güruhunun hünerlerini dinledikçe pes dedim. Bu kadarı da olamaz dedim ama
olmuş.
Karabelalar daha çok akbelenler bulur.
Varsın bulsunlar.
Devletimiz eski devlet değil.
Milletimiz eski millet değil.
Türkiye’miz eski Türkiye değil.
Yeni Türkiye sabredenler için yeni güzelliklerin beldesi
olmaya aday.
Sabera zafera.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.