Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2964.31
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Temmuz 2017

AK PARTİ'NİN KRİTİK İMTİHANI 2

Geçtiğimiz hafta kabinede ciddi değişimler oldu. Kritik bakanlıklara genç, dinamik, birikimli ve toplumsal kabul gören, 2002 ruhuna dönüş sinyalleri veren, umut ve heyecan yaratan atamalar yapıldı. Gündemde il ve ilçe kongreleri, teşkilatlarda değişimler ve 81 ili kapsayan büyük bir revizyon var. Çünkü 2019 yılında çok önemli 3 seçim olacak. Ak Parti, geçmişi temiz, kötü ve kötülüklere bulaşmamış, samimi ve ihlaslı olan, yeni yüz ve diri kadrolarla yola devam edeceği yönünde ciddi bir umut yarattı. Başarı yapılacak değişikliklerden geçecek. Bakın lider ne kadar karizmatik olursa olsun, hiçbir zaman sonsuz bir toplumsal kredi yoktur. Milletin desteği bunun geri dönüşümüne bağlıdır. Artık Ak Parti'nin bu desteklere karşı değişim, öze dönüş ve başarıdan başka şansı da kalmamıştır.

CİDDİ BİR METAL YORGUNLUĞU VAR

Ak Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı'nın gerçekten yıllardır büyük özverili, fedakarca, sahaya dayanan ve etkin siyasi çalışmalarına rağmen maalesef bu tempoya ve dava bilincine ayak uyduramayan birçok teşkilatta ciddi bir yıpranmışlık, yorulmuşluk ve hantallık yaşandığı gözle görülen bir realitedir. Dava adamlığından ziyade şahsi menfaati önceleyen, halktan kopuk, dışlayıcı ve ötekileştirici söylem ve eylemlerle büyük bir küskünler ordusu yaratan teşkilatçılar var. Kaliteli, geçmişi temiz, kötülüklere bulaşmamış, birikimli ve ehliyetli samimi dava adamlarının dışlandığı, desteklenmediği hatta rakip ve hasım görüldüğü; sadakat, ehliyet ve liyakattan ziyade adamcılık ve kayırmacılığın büyük sorun yarattığı ciddi bir metal yorgunluğu yaşanan teşkilatlar var. Bir de yıllardır hep görevden çekilen veya el çektirilen başkan veya çevresinin yeni geleni kötülemesi, gelen başkanın daha "Bismillah" demesine fırsat dahi vermeden, elini taşın altına koyup ona destek olmadan "bu başkan yiyici ve gidici, yanlış bir tercih, bu görevi yapamaz" diyerek gıybet seansları düzenleyen; başkan daha görevden alınmadan siyasi ahlak ve nezaketten uzak bir şekilde Genel Merkezin kapısının önüne kulis için çadır kuran, "peki kim olsun onun yerine?" diye sorulduğunda "ben" cevabından öte hiçbir çare üretmeyen fitne fesat odakları da ayrı bir dert ayrı bir baş ağrısı.

BEDELİNİ CANLARIYLA ÖDEYENLER VAR

Tüm bunlara karşın, Doğu ve Güneydoğu'da devletin yanında bulunmanın, terör ve şiddete karşı durmanın, bölgede Ak Parti'nin bayrağını sallamanın bedelini canlarıyla ödeyen, "Deryan Aktert'leri, Aynı Muştu'ları, Ahmet Budak'ları, Aydın Ahi'leri, Orhan Mercan'ları" da unutmamak; Doğu'da Ak Parti siyasetini yapmanın zorluğuna ve tehlikesine karşı üstün cesaret gösteren gerçek dava adamlarını, demokrasi şehitlerini de yabana atmamak; onları ve onların geride bıraktıklarını da samimi bir dava ruhuyla sahiplenmek elzemdir. Bölgede böyle fedakarca ve cesurca siyaset yapan Ak Partili siyasetçilere "şakşakçı" yakıştırması yapan idarecilerin, il başkanlarına dahi nezaketten uzak tavırlar sergileyen bazı Kayyum Belediye Başkanlarının tutum ve davranışları da ayrı bir dert.

UMUDUNU VE İNANCINI YİTİRENLER VAR

Ak Parti'nin tüm bunların yanında karşı karşıya olduğu bir başka ciddi tehlike de Ak Parti'nin belli bir grubun, oligarşik yapının etki ve sevkinde gibi görünmesi; seçimlerde ehliyet, sadakat ve liyakat kriterlerinden ziyade bölge dengelerine dayandırılan; bölge ağabeylerinin akraba ve adamcılığa kayan yanlış aday dayatmalarıdır. Öyle ehliyet, liyakat, sadakat ve cesaret sahibi dava adamları, Anadolu'nun yiğit ve mert insanları var ki maalesef etkin siyasi görevlerde, bölgenin sorun ve çözümlerinin dile getirilmesinde; elleri tutulmadığı, şans ve destek verilmediği, icraat ve söylemlerine yerelde veya Ankara'da kulak kabartılmadığı için umudunu, heyecanını ve davaya inancını yitirip gitmektedir. Ülkenin ve İslam dünyasının halen de başta sayın Cumhurbaşkanımıza ve Ak Partiye çok ihtiyacı; sayın Cumhurbaşkanımızın ve Ak Parti'nin de yapacak daha çok işi var. Doğruda destekleyici ve teşvik edici, yanlışta uyarıcı ve yol gösterici olmak en büyük erdem ve ahlaki sorumluktur. Ne olursa olsun doğruyu söyleyenler, dürüst davrananlar hem bu dünyada hem de ahirette hep kazananlardır şiarıyla, bu davaya emek ve gönül vermiş biri olarak, bu konularda akla ve vicdanlara güvenerek kalem oynatma ve uyarma zarureti gördüm. Vesselam!