Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Nisan 2024

​AK Partililer, AK Partililere karşı oy verdi

Lafın özünü en başta söyleyelim. Seçimin kazananı CHP olmadığı gibi bu sonuçta CHP dahli, etkisi yoktur.

Zaten CHP böyle bir seçim sonucunu rüyasında bile görse inanacak durumda da değildi.

Seçim sonucunu belirleyen yine AK Partili seçmen oldu. Bir kısmı sandığa gitmeyerek tepki gösterirken diğer kısmı kendisine en yakın gördüğü ya da eski AK Partili adaylara oy vererek tepkisini ortaya koydu.

AK seçmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da MYK toplantısı sonrası deklare ettiği sebeplerden dolayı partisine bir ihtar/ceza vermek istedi. Bununla birlikte cezayı kesen seçmen de dahil olmak üzere hiç kimse bu kadar büyük bir ceza öngörememişti.

Bununla AK Partili seçmen, bu seçimin diğerlerinden farklı olacağına ilişkin sinyalleri adayların açıklanmasından itibaren vermişti.

Başta ekonomik sıkıntılar, emekliler gibi konular AK Partinin irtifa kaybının en büyük sebeplerinden oldu. Bununla birlikte seçim sonuçlarını etkileyen en önemli sebeplerden birinin de aday tercihi olduğunu kesinlikle ve rahatlıkla söyleyebiliriz.

AK Parti cephesinde nedense bu konuya yeterince değinilmediğini, özellikle yerel seçimlerdeki aday tercihinin ne kadar önemli olduğu gerçeğinin gözden kaçırıldığını düşünüyorum.

Aslında seçim sonuçlarını etkileyen tüm sebepler birbiriyle ilgili ve iç içe geçmiş durumda. Aday seçiminin önemi belik de bu nedenle yeterince konuşulmadı.

“Oy kullanırken elim zor gitti, işte o zaman kaybedeceğimizi anladım! Benim gibi hayatı boyunca AK Parti’ye oy vermiş birinin eli, adaydan dolayı, pusulaya böyle zor gittiyse biz bu seçimi kaybederiz!” diye düşündüm, Dedi genç bir seçmen.

AK Partiyle böyle gönül bağı kurmuş insanların ellerini dahi titreten unsurlar görmezden gelinirse yenilgi büyür ve Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle güneş karşısındaki buzdağı gibi erimeye devam eder.

Sandığa gitmeyen seçmen arasında da aday seçimi ve ekonomik sıkıntılar iç içe geçmiş durumda. Önceki yıllarda seçmen, adayı beğenmese bile ekonomik refah, sadakat, aidiyet duygusu vs durumundan dolayı oyunu daha net ve rahat bir şekilde kullanıyordu.

Bu seçimde ise ekonomik koşullar, emekliler, diğer partilerden aday olan eski AK Partililer gibi etmenler de AK Partinin zayıf ya da herhangi bir nedenle yetersiz bulunan, istenmeyen adaylarını etkiledi ve sandıktan oy çıkmadı.

Kibir, halkta karşılık bulamamak gibi iki önemli sebep de yer yer seçmen için hizmetten daha önemli bulundu. Sadece aday değil adayın A Takımı ve bunların tutumu da seçim sonuçları üzerinde etkili oldu.

Seçim sonuçları üzerinden teşkilatlar da yeterince masaya yatırılmadı.

Her seçimin zaferini üstlenen teşkilat, yenilgiye gelince kenarda durmayı tercih ediyor.

Her zaferi kendisinin eseri gören teşkilatlar bu mantıkla yenilgiyi ne kadar üstlendi veya üstlenmesi gerekirdi?

Zaferin ortakları yenilginin de mihmandarları değil midir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle gönül köprülerini kurmak önce teşkilatlara sonra adaylara düşmez mi?

Hasılı seçim sonuçları üzerinde merkezden başlayarak teşkilatın en alt basamağındaki üyesine kadar bir sorumluluk alma, yeniden biçimlendirme, tevazu, adalet ve hakkaniyet üzerine bir sorgulama ve topyekün bir revize gerekliliği doğmuştur. Biliyoruz ki zaferin saihpleri çok yenilgiler yalnız olur! Bu toplumun ihtiyacı olan en son şey de bir yalnızlık girdabıdır!

Twitter.com/sabihadogann