Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.78
Gram Altın
2963.27
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 May 2015

AK Parti'den gençlere mektup var!

Bakmayın mektup dediğimizeu2026 Yazımız parti genel merkezinden gençlere deklare edilen bir metin de değildir. AK Parti kurulduğunda 5 yaşında olan çocuklar bugün 18'deler ve ilk kez oy kullanacak olmanın tatlı telaşını yaşıyorlar. Gözlerini AK Parti iktidarına açan bu gençlerimizin çoğu eski Türkiye'den habersiz. Ne mahalle aralarında oluşmuş uzun su kuyruklarını mahallerde biriken devasa çöp yığınlarını bilirler ne de sabah beşte hastane kuyruklarında kıvranan hastaları, yakınlarınıu2026

Hal böyle olunca da Türkiye'nin AK Parti iktidarında nasıl bir değişim ve revizyon yaşadığının farkında olmayan, bunu bilmeyen gençlere kısa da olsa bir hatırlatma yapmak zorunluluğa dönüşmüş durumda, sanırım bu konuda girizgahı yapan da biz olacağız:

"Eski Türkiye'de sadece hastane önünde oluşan kuyruklar yoktu çocuğum. Hasta yataklarında cirit atan hamam böcekleri, hapishane koğuşlarını andıran istiflemeyle bir odaya doluşturulmuş hastalar bulunurdu. Hastane ücretini ödemediği için hastane tarafından rehin alınan hasta hikayeleri ise gazetelerin sayfalarını belli periyotlarla süsleyen olağan haberlerden kabul edilirdi.

Eskiden/Eski Türkiye'de yavrum, farklı etnik yapıya sahip olanlar bunu gizlemek ihtiyacı hisseder, çoğu zaman saklarlardı. Kimse çocuğuna da öyle inancına, etnisitesine uygun isimler vermezdi. Sözgelimi -en basitiyle- oğlunuza vermek istediğiniz Muhammed ismi bile Muhammet olarak yazılır, bugün sıklıkla duyduğumuz Berfin yasaklı isimler arasında yer alırdı.

Hiçbir cürmü olmayan insanlar sadece başörtüleri sebebiyle lince uğrar, devlet dairesinin hiçbir kademesinde görev alamadığı gibi üniversite kapılarından da içeri giremezlerdi. Kapalı olduğu için doktordan dayak yiyen hasta da bu ülkenin gerçeklerinden biriydi yazık ki...

Tabii sen, 71 yaşından kanser hastası Medine Bircan'ın tedavi olmak için Emekli Sandığı'ndan aldığı karne ile İstanbul Üniversitesine gitmesini, sağlık karnesindeki fotoğraf başörtülü olduğu için hastaneye tedavi için bile alınmadığını da bilmiyorsundur! Medine ninenin çocuklarının, annelerinin hastaneye kabul edilmesi için sağlık karnesindeki fotoğrafa fotoşopla saç yaptırdığını fakat zaten hasta Medine ninenin bu yaşadıklarına da dayanamayarak tedavi edilemeden öldüğünü de sana kimsecikler anlatmamıştır, yanılıyor muyum?

Darbeler sonucu hayatın, devlet yönetiminin her alanına girmiş asker hegemonyasının ne kadar güçlü olduğunu da bilmiyorsundur tabii. Yapılan düzenlemelerle askeri vesayet sonlandırılmasını, RTÜK'ten YÖK'e uzanan hükümranlığın kırılmasını...

Güneydoğu ve Doğu'da devam eden OHAL kaldırılmasının ne anlama geldiğini bilemezsin belki ama terör mağdurlarının desteklenmesini, bölgeye ekonomik kalkınma projeleri geliştirilmesinin önemini bildiğinden eminim. Farklılıkların ötekileştirilme unsuru olmaktan çıkarılıp zenginlik kaynağı olarak algılanmasına paralel farklı dilde kültürel faaliyetlerin desteklenmesi, ana dilde ifade verme ve hükümlüyle görüşme imkanı sağlanması, TRT'de farklı dillerde yayınlar başlamasına dair fikrin olduğunu zannediyorum.

Kürt açılımıyla, Çözüm Süreciyle uzun yıllardır ağlayan annelerin gözyaşlarının dindirilmesinin ne kadar önemli olduğunun farkındasın zaten! Haber bültenlerini dolduran şehit haberlerinin evlere/milletimizin bağrına birer ateş topu olarak düşmesinin son bulması, günde ortalama altı kişinin terör sebebiyle hayatını kaybetmesinin önüne geçilmesi gözden kaçırılamaz değil mi?

Mezhep ayrımcılığı üzerinden ülkemizi bölme hülyaları kuranlara, düne kadar Alevileri yok sayanlara en büyük cevap da verildi çocuğum. Alevi Açılımıyla görmezden gelinen Alevi vatandaşlarımızın sorunları masaya yatırıldı, cemevleri desteklendi. Nevşehir Üniversitesi'nin adı Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştirildi, tüm bunlar senin tanıklığında gerçekleştirildi.

28 Şubat döneminin izleri silinmeye çalışılırken yapılanları izlemiş olduğunu umuyorum. 28 Şubat mağdurlarına işlerine geri dönüş yolu açılırken katsayı uygulamasına son verilerek meslek liselilerin üniversitelerde istedikleri bölümlere gitmesi sağlandı. Okullarda, devlet dairelerinde kılık kıyafet serbestliği getirildi. Başörtülü oldukları için üniversite kapılarından döndürülenler bugün meclisimizin çatısı altında milletin temsilciliğini yürütüyor ya, buna şahitlik etmek büyük bahtiyarlık değil midir?

Devletin en büyük yatırımı gençlerin eğitimine, sağlığına yani ülkemizin, milletimizin geleceğine yaptığını hatırlatmaya gerek yok zaten. Kredi ve burslar artırıldı, barınma imkanları iyileştirildi, üniversite sayısı çoğaltıldı. Ayrıca evlenmek isteyenlere de destek olundu, yetim kızlara evlilik yardımı yapıldı.

Yazacak, hatırlatacak çok şey olsa da sayfamdaki yer sınırlı çocuğum. Bitirmeden, emekli kuyruğunda ölüm haberlerinden talepleri halinde emeklilere koşulsuz-şartsız evde maaş ödemesi yapılması sürecine nasıl geçildi bir düşün derim.

Muhtaçlara, engellilere maaş bağlanmasını, "Doğurmayın, okul yetiştiremiyoruz." diyen dönemin milli eğitim başkanından, doğan bebekler için para yardımı yapılan bir anlayışa nasıl geçildiğini, yoksulluk sınırının %30'lardan %1.5'lara nasıl düşürüldüğünü ve buraya alamadıklarımı merak et, araştır ve karşılaştır diyorum. Biliyorsun gençlik, gelecek demek! Sen sadece bizlerin değil, Ortadoğu'nun, İslam dünyasının, Afrika'nın ve dahi Batı'nın yazgısında rol oynamış/oynamaya devam eden bir medeniyetin çocuğusun, unutma bunuu2026

Twitter.com/sabihadogann