Ak Parti'de yeni dönem ve beklentiler
Gençlik kollarından başlayıp seçilmiş cumhurbaşkanlığına kadar devam eden siyasi bir süreç. Bu süreçte yaşanan yüzlerce önemli hadise. Türkiye tarihinde ilk defa bıraktığı partinin başına cumhurbaşkanı iken tekrar kongre ile geliş. Kısa zamanda eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden haberleşmeye kadar tüm alanlarda devasa atılımlar. Kendi vatandaşlarıyla birlikte dünyanın her yerindeki mazlumlara, mağdurlara, gariplere kucak açan bir anlayış.
Üst üste yaşanan krizler sebebi ile batmış bir ekonomi, benzin kuyruklarından, gaz yağı kuyruklarına, yağ kuyruklarından ekmek kuyruklarına kadar utanç vesilesi görüntü ve hayatlardan, vesayet güçlerinin kıskacındaki siyasi yapılara kadar, inançtan kıyafete, dilden meşrebe kadar sorunların yaşandığı bir ülkeden tüm dünyanın yakından ilgilendiği bir ülke haline geliş. Son on beş yıldır demokrasinin teminatı, değişimin adresi, reformun yapılandığı yer, çözüm odaklı siyasetin çatısı olarak milletin gönlünde yer eden Ak Parti, ülke ile birlikte Türk siyasetini de arzu edilen seviyeye yükselterek Cumhuriyetin 100. yılına yaklaşırken yeni Türkiye'nin temellerini atmaktadır.
Bu yürüyüşte yorulanlar, geride kalanlar, ayrı düşenler, yolunu şaşıranlar oldu elbette. Eksikler, hatalar, yanlışlıklar, yanılmışlıklar da oldu. Çok daha ileri giderek siyasi rahatlığı menfaat belleyerek ihanet edenler de oldu. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Beş parmağın beşi bir olmadığı gibi 80 milyon vatandaşın hepsini aynı görmek veya bulmak ta mümkün değildir. İstiklal ve istikbalimizin teminatı "Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" sloganıyla yola çıkan Ak Parti, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükselterek muasır medeniyetler seviyesine getirmiştir.
3 Kasım 2002 de başlayan ihya ve inşa sürecinde bugün yeni bir döneme giriyoruz. 15 Temmuz'da orta konan yeni ruh ve 16 Nisan'da sandıktan çıkan yeni yönetim anlayışı ile Türkiye önümüzdeki dönemlerde sadece kendi içinde değil dünya arenasında söz söyleyen ve danışılan bir ülke olacaktır. Başka ülkelerin kapısında dilenen bir ülke olmaktan kurtulup başka ülkelere kredi verecek duruma gelmiş olmaktan onurluyuz elbette. İdeolojik saplantılardan kurtulup atılımlarda yarışan bir ülke olmak bizi sevindiriyor. Bizi sevindirdiği kadar başkalarını kızdırdığı da bellitabiki. Bundan hiç haz etmeyen insanları ve ülkeleri de görmüyor değiliz.
Şimdi yeni bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanımızın Ak Parti'ye dönüşü yeni bir dönemin kapılarını araladı. Gözle görülür bir değişim bekleniyor. Bu değişim hem icraatlarda hem de yönetim ve yöneticilerde bekleniyor. 17-25 Aralık'tan sonra su üstüne çıkan Fetö yapılanmasının 15 Temmuz'daki ihanetinden sonra bürokraside başlayan temizliğin siyasette de yapılması beklendi. Her ne kadar o günlerden sonra iki seçim, bir kongre yapıldı ve siyaset temizlenerek bu günlere geldi ise de takiyenin zirvesinde olanların tespiti ve ihracı henüz olmamıştır. İl ve ilçe yönetimlerinde var olduğu söylenen Fetö'cülerin de temizlenmesi beklenmektedir. Bütün bunlar 3. Olağanüstü Büyük Kongrenin akabinde başlayacak olan il ve ilçe kongrelerindeki değişikliklerle kendini gösterecek veya en azından milletin algısında bir değişim olacaktır. Bu beklenti içinde olanların siyasete bakışları son zamanlarda kendini farklı söylemlerle göstermeye başladı. Siyaset bir bayrak yarışı ise bu yarışta bayrağı taşıyanlar elbette değişecektir. Yorulanlar, bıkanlar, geride kalanlar yerlerini yenilere, heyecanlılara ve gençlere bırakacaktır. Ancak bunu kabullenemeyenlerin söylemleri parti algısına zarar vermekte ve olduğundan farklı göstermektedir. Önümüzdeki dönem bu algıların bertaraf edildiği, eskilerle yenilerin yeniden kucaklaştığı, siyasete yeni bir soluğun geldiği bir dönem olacaktır.
Aslında her şeyin Reis'ten beklendiği ve onun rüzgarı ile bu günlere gelindiği aşikardır ama yine de bir takım farklılıklar Ak Parti'yiuzun yıllar daha iktidarda tutacak ve bu da Ak Parti'den çok Türkiye'ye yarayacaktır.
Yeni dönemin hayırlara vesile olması dileği ileu2026
