Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
38.06
Gram Altın
2890.32
BIST 100
10058.73
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Eylül 2024

AK Parti'de A Takımı değişirken…

“Erdoğan A Takımını değiştiriyor!”

“AK Parti’de ‘değişim’ rüzgârları esiyor.”

“31 Mart yerel seçimlerinde vatandaşın verdiği mesajı alan Ak Parti’de, önce belde, sonra ilçe ve il ve son olarak da büyük kongre yapılacak.

AK Parti’de kongrelerle ile birlikte kadrolar da yenilenecek.

Gözler büyük kongrede 110 üyeden oluşan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda nasıl bir değişim olacağında…

A takımı olarak değerlendirilen Merkez Yönetim Kurulu’nda kimler yer alacağı da büyük kongrenin ardından netleşecek.”

Hadi bakalım, hayırlısı.

X

Sayın Erdoğan, Ak Parti’nin 23. Kuruluş Yıldönümü’nde “Yorulanlar bıraksın!” dedi ama yukarılardan kimse hiçbir şeyi bırakmadı.

Bunu, 7 sene evvel, 2017’de de söylemişti.

O zaman da bırakan olmamıştı.

Mealen, “Arkadaşlar, ille de görevden almak mecburiyetinde bırakmayın bizi. Görevden affınızı isteyin, bizim de elimiz rahatlasın” diyor da Sayın Cumhurbaşkanı…

Herkes memnun olmalı ki halinden, kalkmak isteyen yok yerinden!..

Sayın Cumhurbaşkanı, “Parti’ye faydası olmayan” sayısının, kamuoyu önünde böyle uyarılarda bulunmasını gerektirecek kadar çok olduğunu düşünüyorsa da, koltuklarda oturanlar aynı fikirde değil gibi.

Öyle olsaydı, kendilerini “başarısızlıkta pay sahibi” olarak görselerdi, “yorgun hissetselerdi!” üzerlerine düşeni yapar ve “Yorulanlar bıraksın!” davetine icabet ederlerdi.

Bizde “koltuk” her şey.

Bir kişi, “önemli” sayılan bir makamda bulunduğunda, etrafındakiler el pençe divan duruyor.

O kişi, kendisini havalara sokabilecek kadar büyük ilgiye, alâkaya mazhar oluyor.

Koltuk alttan gittiğinde ve yeni makam da hatırı sayılırlardan biri olmadığında, işler değişiyor.

O kişi aranmaz sorulmaz oluyor.

Hatta ve hatta, en fazla “iyilik” yaptıkları, elinden tutup “mühim zat” sınıfına soktukları karşısına geçiyor.

“Gelene ağam gidene paşam!

Kimin arabasına binmişsem, onun düdüğünü çalam!”

Hal böyle olunca, itibar kişiye değil de “kürk”e olunca, insanlar kendilerine büyük gelen koltuklardan kalkmak istemiyor.

Onlar istese bile “eş dost”, daha çok da “menfaatlenen çevreler” koltuğu asla ve kata bırakmamasını telkin ediyor.

X

Neyse artık, “Yorulan bıraksın!” davetine icabet eden olmadığına göre, kadro yenilenmesinden dolayı mecburen bırakmalar olacak.

Peki, mecburen bırakanlara, yani bıraktırılanlara ne olacak?

Genellikle, “gönderilen kişi küsmesin diye bir yerlerde makam verme!” uygulamasına gidiliyor.

Allah insanı gördüğünden geri koymasın!” diye dua ederiz ya…

Bulunduğu makamdan gönderildikten sonra “yok sayılan”ın ne yapacağı belli olmaz!

Sizin sağladınız imkânlarla bir miktar güç elde eden kişi, “kendisine yapılan nefsine ağır gelirse” aleyhinizde kullanabilir.

Bunun için, operasyonun mümkün olduğunca, kırmadan, dökmeden, başkalarına yaramasına fırsat vermeden gerçekleştirilmesi gerekir.

Ne zor işler değil mi?

“Değişim”in başka zorlukları da var.

En büyük menfaatlenen, “gidenlerin yerine geleceklerde aranacak vasıfları” sağlıklı bir şekilde tespit edebilmekte.

Bugüne kadarki “değişim” hamleleri, arzu edilen sonuçları vermediğine, kimi zaman da “Gelenler gidenleri aratır!” tablosu ile karşı karşıya kalındığına göre…

Ortada bir tıkanıklık var demektir.

Esas soru şu:

“Yeni” kadroda görev alacak kişilerde hangi özellikler aranacaktır?

“Adaletli, cesur, icabında itiraz edebilen”” kişileri idare edebilmek hiç de kolay değildir.

“Gelene ağam, gidene paşam” ruhlu insanlar, her dediğinizi alkışlar, her yaptığınızı onaylar, çıkarları öylesini gerektirdiği için itiraz etmezler.

Yanıltıldığınızı bilseler de, sizi yanıltanlarla karşı karşıya gelmemek için ikaz etmezler!

Bu tavırlarını da, çıkarları zarar görene kadar sürdürürler.

Bir kenara itildiklerinde de, en fazla zarar onlardan gelir!

Sağlam karakterli insanlar, üzerlerine aldıkları görevleri layıkıyla yerine getirmek için varlarını yoklarını feda ederler.

Gözlerini budaktan sakınmazlar.

Yorulmazlar!

İcap ettiğinde, “dünyevî çıkarlarına zarar vereceğini” bilseler de ikaz ve itiraz etmekten geri durmazlar.

Böyle insanları size bol bol “şikâyet” ederler!

Zira, duruşları ve kararları ile parti yönetimleri üzerinde etkili olabilecek konumdaki kişileri rahatsız ederler.

Bir yerlere “çomak” soktukları için, “istenmeyen kişi” ilân edilirler.

Liderler de, haklarında bolca şikayet aldıkları bu kişilerin “arızalı” olduklarını düşünürler!

Böyle bir arkadaşım var.

Çok yakın, çok çok yakın bir arkadaşım.

“Özel sektörde” , önemli bir göreve getirildiğinde, “Duruşundan asla taviz verme, başında bulunduğun masa, oturduğun koltuk senin için Cehennem Odunu olmasın!” demiştim.

Öyle bir insandı zaten, hep düzgün işler yaptı, dikleşmeden dik durdu!

Sonra…

Sonrası malûm…

Patron’una bol bol şikâyet gitti.

Kendisine “Biraz da idare etmesini bileceksin!” dendi.

O “îdare” edemedi, tartıştı, gitti, gönderildi…

Gitti ya da gönderildi, ikisinin arasında bir şey!..

x

“Sağlam duruşlu” insanlar makama gelmek için büyük mücadeleler içine girmiyorlar.

“Ben duruşumu muhafaza ederim, gerisi nasip!” diyerek yollarına devam ediyorlar.

Israrcı olmadıkları, kulis-lobi-ilişki ağı işlerine itibar etmedikleri için “görünmeleri” zor oluyor.

Marifet, bu insanları bulabilmekte ve onlardan istifade edebilmekte.

Bakalım;

“Yenilenmiş” Ak Parti’nin A Takımı’nı, dahası, B, C, D, E takımlarını oluşturacak isimler, nasıl isimler olacak?

x

Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bizden okursunuz kısmetse.