AK Parti nerede yanlış yaptı?
Seçim sonrası sahadan ulaşan raporlara göre vatandaş belediye başkanlarından ve milletvekillerinden “tevazu” aradı. “Seçimden seçime beni ziyaret eden, gönlümü değil de salt oyumu kazanmaya çalışan, bir çayımı dahi içmeye seçimlerden sonra gelmeyen siyasetçiyi ben ne yapayım” dedi. Eğer AK Partili siyasetçiler bu değerleri kaybederlerse, bu halka tepeden bakan kibir abidelerine dönüşürlerse, işte bu çok açık bir şekilde birçok ille beraber İstanbul ve Ankara’nın kaybına neden olur. Bu kayıplarla ilgili AK Partili siyasetçiler “biz nerede yanlış yaptık” sorusunu halktan önce kendi nefislerine sorsunlar.
Çok iyi hizmetler yapabilirsiniz, muhteşem cadde ve bulvarlar inşa edebilirsiniz, denizin altını ve üstünü ray ve tünellerle geçebilirsiniz ama demek ki yeterli olmamıştır. Yeterli olan gönüllere girebilmektir. Gönüllere girmiyor ve vatandaşa tepeden bakıyorsanız kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir ve en sonunda gönül de koyuverir.
Ağrı’da başarının kitabı yazıldı
Kayyum atanmış bir Ağrı’yı kazanan Savcı Sayan, ekip ruhuyla, samimiyet ve gayret ile sabah ezanından gece yarılarına kadar hem sahada hem de gönüllerde olmanın adeta kitabını yazmış, Ağrı Belediyesi’ni HDP’den kazanmıştır. İçten ihanet yok, kendi dava arkadaşları tarafından rakip ve hasım görülmek yok; beraber çalışmak, beraber kazanmak ve adilce başarıyı ekip olarak gönüllerde paylaşmak var.
Adana ve Mersin’de uyardık
Yazık oldu altın tepside CHP’ye sunulan Adana ve Mersin’e. 2018 seçimlerinde AK Parti’nin yüzde 30’lar, MHP’nin yüzde 10’lar civarı oy aldığı Adana ve Mersin için defalarca yazdık ve uyardık. “MHP değil, AK Parti buralarda aday çıkarmalı. Çoğu azda toplamak çok zor ve riskli. MHP’li adaylara oy vermesi için halen de ikna edilmesi gereken ciddi bir Kürt seçmen kitlesi var bu şehirlerde” dedik.
Şarap ve rakı da İzmir’i kazandırmadı
İzmir gibi bir yerde şartların AK Parti lehine oldukça olgunlaştığı bir zaman ve ortamda, “şarapla, rakıyla, Kemalizmle ilgili söylem ve eylemler” seçimi kazandırmamakla beraber AK Partiyi uzun süredir destekleyen ve dava diye belleyen mütedeyyin kesimde ciddi bir tepkiye de neden oldu. Oysa her şey aslıyla güzel ve değerlidir.
Cumali Atilla ihanete uğradı
Diyarbakır’da AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cumali Atilla, çok çalıştı, çok hizmetler üretti. Yıllardır Diyarbakırlı birçok siyasinin hiç ayak basmadığı varoşlara ayakbastı. Ama şartların ve atmosferin bu kadar AK Parti lehine olduğu bir seçimde, Hüda-Par’ın da yüzde 4-5 puan civarındaki oyuyla beraber yüzde 31’lik sonucu hiç hak etmedi. Cumali Atilla’nın uğradığı parti içi ihaneti ve sabotajı tarih elbette yazacaktır. Bununla beraber ilçe belediye başkan adaylarının ve meclis üyelerinin belirlenmesi noktasındaki siyasi nepotizm ve bazılarının siyasi hırsı Ak Partiye Diyarbakır’da büyük darbe vurdu. Birileri kendi iktidar alanlarını ve egolarını sürdürmeyi Diyarbakır’ı kazanmaya tercih etti.
Urfa Gülpınar’la adeta şaha kalktı
Şanlıurfa’da, HDP’nin kazandığı tek ilçe olan Suruç ve MHP’ye bırakılan Harran hariç olmak üzere Urfa Büyükşehirle beraber Siverek, Viranşehir, Ceylanpınar ve diğer bütün ilçe belediyelerini AK Parti çok iyi bir oyla kazandı. Urfa merkezde AK Parti’nin büyükşehirde aldığı oy yüzde 61 civarında. Ki Urfa merkez, Siverek, Ceylanpınar, Viranşehir gibi birçok seçim bölgesinde ciddi sorunlar ve parti içi muhalifler vardı.
Şanlıurfa, adı gibi şanlı olan bu başarı neticesinde kesinlikle kabine değişikliğinde “onore” edilmeyi hak ediyor. Şanlıurfa merkez ve Siverek başta olmak üzere birçok ilçede Ak Parti’nin bu yüksek başarıyı yakalamasında kim ne derse desin doğru adaylar ve doğru adımlarla beraber, aylarca hem sahada hem gönüllerde çalışma yapan, çalmadık kapı, dokunmadık yürek, tutmadık el ve girmedik gönül bırakmayan AB Uyum Komisyonu Başkanı ve Şanlıurfa milletvekili M. Kasım Gülpınar’ın payı ve katkısı çok büyüktür. Bir gazeteci olarak bizzat gittim, yerinde o muazzam halk desteğini ve Gülpınar sevdasını teyit ve tespit ettim.