Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.34
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2015

AK Parti koalisyona girmeli mi?

Koalisyon arayışları hız kesmeden devam ediyor. %41'lik bir oranla seçimlerde en yüksek oyu alan AK Parti'yi denklem dışında bırakma başka bir deyişle tasfiye etme çabaları nihayetsiz kaldı. Seçim öncesi hedeflenen MHP-CHP-HDP koalisyon formülü Türkiye siyasetinin gerçekleriyle örtüşmeyince haliyle devreye AK Parti'nin de içinde yer alacağı (ama mutlaka etkisiz kalacağı) başka formüller konuşulmaya başlandı. CHP liderinin %60 blok çıkışından sonra Bahçeli'ye başbakanlık teklifi buna rüşveti de diyebilirsiniz son günlerin en ilginç ataklarından biriydi. Elbette bir o kadar da trajikomik. AK Parti ise seçimlerin hemen ardından büyüklüğüne ve tecrübesine yaraşır bir olgunlukla tüm kapıları açık tutarak akıllıca bir siyaset güttü. Bu durum muhalefet partilerin seçimlerin hemen ardından yüksek tuttukları beklentilerinden yavaş yavaş taviz vermelerine neden oldu. Görülen o ki AK Parti dışında bir koalisyon hükümetinin kurulma ihtimali çok zayıf. Paralel yapının üç parti liderini (bilhassa MHP'yi) ikna girişimleri fayda vermedi. MHP, doğal olarak HDP'nin de içinde yer aldığı bir hükümetin parçası olduğunda bunun kendisi için bir intihar olacağını çok iyi biliyor. Oluşan mevcut tabloda manevra kabiliyeti en yüksek olan parti, AK Parti görünüyor. Fakat bu iş sanıldığı kadar kolay değil.

AK Parti için tavsiye edilen en makul formül MHP olarak takdim ediliyor. Ben bu formüle sırf tabanları açısından bakılmayacak kadar riskli ve bir o kadar da AK Partiyi yıpratacak bir formül olarak görüyorum. AK Parti'nin MHP ile muhtemel bir koalisyonunda çözüm sürecinin, yeni anayasanın ve elbette yeni Türkiye'nin askıya alınacağı uzak bir ihtimal değil. Kuşkusuz AK Parti bu konularda bir orta yol bulmadan ya da çözüm sürecini başka bir formülasyonla MHP eliyle yürütme kararı almadan bu işbirliğine razı gelmeyecektir. Lakin ortada varlığını Türk milliyetçiliğine borçlu ve yeni sosyolojiyi okuyamayan( ya da görmezden gelen) kapalı bir parti var. Bu durum AK Parti'yi gerileteceği gibi MHP'yi de şaha kaldıracak bir siyasi ortamın oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Kısacası bu ortaklıktan MHP karlı çıkacak AK Parti ise ciddi zarar görecektir.

Tüm imkansızlıklara rağmen AK Parti için önerilen ikinci formül olarak HDP gösteriliyor. Bu kesim seçim öncesi ve hemen sonrası esen sert rüzgarların Öcalan faktörü ile bir zaman sonra durulacağını düşünüyor. Netice itibariyle bu vakte kadar ağır aksak devam eden çözüm sürecinin ancak HDP ile devam edilmesi gerektiğini ifade diyorlar. Yeni anayasa ve farklılıklar konusunda da anlaşabileceklerini ileri sürenler var. Fakat burada HDP'nin Kandil ile arasına mesafe koymaması gözden kaçırılan mühim bir mesele. HDP'nin Kandil güdümünde bir siyasi parti olması AK Parti HDP koalisyonunu imkansız kılan en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Hatırlarsanız geçenlerde HDP Eşbaşkanı Demirtaş, silah bırakma konusunda Öcalan'ı işaret ederken KCK, silah bırakma çağrısını mevcut koşullarda Öcalan'ın yapamayacağını açıklamıştı. Böyle bir sahnenin meclis çatısı altında başka önemli bir mesele hakkında gerçekleştiğini düşünün! Ben düşünmek bile istemiyorum. Bu sebeple romantiklere kötü bir haberim olacak. AK Parti HDP koalisyonu MHP HDP koalisyonundan bile daha uzak bir ihtimal gibi görünmektedir. Böyle bir ortaklık AK Parti'yi siyaset sahnesinden tamamen silecektir. HDP Kandil'in uzantısı bir parti görümünde ve işlevinde devam ettiği sürece başka bir deyişle PKK silah bırakmadığı sürece mevcut durumda bu ihtimalin söz konusu bile edilmeyeceğini düşünüyorum.

AK Parti CHP Koalisyon ihtimali birçok çevrenin de üzerinde durduğu makul bir seçenek olarak göze çarpıyor. CHP ile çözüm süreci konusunda bir orta yol bulunabileceği ihtimali önce çıkan ilk unsurlardan biri. Lakin CHP'nin hesap sorma, yargılatma ve Erdoğan nefreti üzerine bina ettiği siyasi anlayışı en önemlisi de dış politika konusunda ortaya koyduğu keskin tavrı bu birlikteliğin de önünü tıkamaktadır. Geçen bir yazımda da ifade etim. Ülkenin muhalefet partileri paralel yapının algı operasyonlarına, yönlendirmelerine yenik düşecek kadar zayıf bir bünyeye sahip. Gönül isterdi ki bugün MHP'nin milliyetçilikten anladığı; ülkesini her alanda geliştirmek, zenginleştirmek ve güçlü bir ülke haline getirmek olsun. Gönül isterdi ki CHP gerçek anlamda sosyal demokrat bir parti olsun. Ve yine gönül isterdi ki HDP gibi bir parti artık silahların gölgesinde siyaset yapmasın. Keşke hepsinin derdi Türkiye olsaydı da bugün kırmızıçizgi diye adlandırdıkları şeyler bir önceki çağa ait değer yargıları olmasaydı. İşimiz daha kolay olurdu öyle değil mi?

Benim kanaatim AK Parti'nin bu üç parti ile istikrarlı bir koalisyon hükümeti kuramayacağı yönünde. Tüm formülleri alt alta, üst üste, yan yana koyun ortaya çıkacak tablo istikrarsızlıktan başka bir şey olmayacaktır. Buna sebep ne yazık ki muhalefet liderlerinin kişisel hırsları ve sahip oldukları ideolojilerinin dışına çıkamamaları ve yeni sosyolojiyi okuyamamalarıdır. Buna rağmen AK Parti siyasi olgunluk gösterip tüm partilerle oturup bir orta yol bulmaya çalışacaktır. Fakat ben buradan çıkacak en kuvvetli ihtimalin erken seçim olacağını düşünüyorum.

@sivildemokrat

[email protected]