AK Parti Kampı’ndan McKinsey mesajları!..
Kızılcahamam’dayız.
AK Parti’nin 27’nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda Sayın Cumhurbaşkanı konuştu, “kapalı” oturumlarda da genel başkan yardımcıları ile bakanların konuşmaları var…
Sayın Erdoğan çok şey söyledi, bence “iki” mevzu fazlasıyla dikkat çekiciydi.
Birincisi;
Şu McKinsey meselesi!..
Haftalardır memleket gündeminde, zemini bayağı aşındıran bir tartışma oldu…
Gayet yıpratıcı, zemin kaydırıcı, “geçmişten kalma korkuları” canlandıran…
Hükümet kanadı, eleştirilere, tepkilere cevap verirken “Biz her yerden bilgi alırız, bilgi almak başka, onların dediğini yapmak başka.” yollu açıklamalarda bulunsa da, tartışma durulmadı.
Durulmaz, zira bu öyle bir dönem; “Doları bozdur, cep telefonunu kır!” çağrılarının arasında bunlar duyulmaz, duyulsa da uyulmaz!..
“Neyin gündeme geldiğinden çok, ne zaman gündeme geldiği önemlidir.” malum!
Neyse ki, Sayın Cumhurbaşkanı “son nokta”yı koydu Kızılcahamam’da.
“Birilerinin yalanlarla konuyu istismar ettiğine, birilerinin de bunlardan etkilenme noktasına geldiğine” işaret ettikten sonra…
Şöyle devam etti:
“Bütün bakan arkadaşlarıma ‘Bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız!’ dedim. Hiç gerek yok, biz bize yeteriz!”
Evet, yeteriz…
Taban da günlerdir bunu söylüyor zaten.
Şimdi…
Bu açıklamadan sonra…
“Danışmanlık işi iptal edilmeli” dediğimiz için bize saldıran, her türlü “ikaz”ımızı farklı yerlere çeken…
Yalaka, dalkavuk, goygoycu, satışa mütemayil tipler ne diyecekler acaba?..
Belli değil mi…
Diyecekler ki;
“Sayın Erdoğan’ın dediği gibi bunlardan bilgi almaya filan ihtiyacımız yok. Biz bize yeteriz!”
Oh ne âlâ memleket!..
Cumhurbaşkanı ne diyor, nasıl bir tutum takınıyor, bir bekle…
Gör ve ona göre bir tutum belirle!..
Böyle yap ki, gitmesin “türlü” menfaatler, gitmesin “üretimsiz tüketimler”!..
Efendim, vaziyetler maalesef böyle:
Bir tarafta “düşmanlar”, öbür tarafta “dalkavuklar”..
Uçlarda gezenler, beyinlerini, iradelerini “vestiyere” bırakmış olmanın rahatı, huzuru, konforu ile sürsünler bakalım sefalarını, nereye kadar sürecekler!..
Binsinler bakalım birilerinin sırtına, ne vakte kadar binecekler!..
Neyse…
Bu böyle…
Kimi zaman, gayedeki hikmeti yok edecek kadar “zarar verici” hale gelen “dost ikazları” işe yaradı.
Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi, bir “gereksizliğe” son verme aşamasına geldi.
Şükür!..
Aday Tespitindeki Vahim Hataların Faturası!..
Bu böyle…
Bir de…
Sayın Cumhurbaşkanı, “Belediye Başkan Adayları”nın tespitinde ehliyet ve liyakat meselesinin ne kadar önemli olduğunun altını çizdikten sonra…
“Milletvekili adaylarının tespitinde yapılan hatalara” ve bu “hataların” faturalarına dikkat çekti.
“Bazı yerlerde asla ummadıkları kadar kötü neticeler aldıklarını” hatırlattı.
Bu da çok mühim değil mi?..
Nice tecrübeden geçildi, nice belâ atlatıldı malûm…
Neler yaşandı neler de, yeterince “ders” alınmadı mı?..
Bir noktadan sonra, “Bu sefer tamam artık, listeleri kılı kırk değil, kırk bin yararak hazırlarlar artık!” deniyordu ki…
Sayın Cumhurbaşkanı aday tespitinde “hâlâ” hataların yapıldığını ve bundan dolayı bazı illerde ciddi oy kayıplarının yaşandığını vurguladı.
Merhum Akif’in özdeyişine atıfla,
olan bitenden ders almak ve kötü misalleri “tekerrür ettirmemek” gerektiğini söyledi.
Bu nasıl oluyor, niye oluyor, “hâlâ” yâni.
Bunca kötü tecrübeden sonra yâni!
Nasıl oluyor da, aday tespitinde Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle, asla beklenmeyen oy kayıplarının yaşanmasına sebep olan “hatalar” yapılıyor?..
“Yanlış” isimleri kimler öne sürüyor, kimler yanıltıyor, kimler yanlış bilgiler veriyor?
Kimler kendilerinin ve ekiplerin çıkarları için ülkeye, Ak Parti’ye ve Cumhurbaşkanı’na zarar vermeyi göze alabiliyor?..
Şehirlerimizdeki tabanlardan gelen mesajların, uyarıların yollarını kimler tıkıyor?..
“Taban”ın sesini, sedasını kimler bastırıyor?..
“Raporları” kimler engelliyor?..
Soru çok…
Bildiğim…
Otuz yıldır “siyaseti” ve “ilişki modellerini” yakından takip eden ve “illerimizin nabzını” tutma noktasında kendi çapında iddia sahibi olan bir gazeteci olarak…
Bildiğim, akla ziyan engelleme ve manipülasyonların olduğudur!..
Neyse…
Güzel bir istişare kampı olsun, güzel güzel istişare edilsin…
Dileğimiz, “aday tespitinde”…
Hiç olmazsa bu seçimde…
2023 yolunda çok kritik bir noktada bulunan bu seçimde “aday tespiti” hataları söz konusu olmasın.
Ya da şöyle diyelim:
“Fire oranı kabul edilebilir sınırlarda olsun!”
Diyor ve “kulis” çalışmalarına devam ediyorum.
Durumları çok daha yakından tâkip etmekte büyük fayda var!..