Ak Parti, Eyüp'te neden kaybetti?
Eyüp ismi, ne zaman ki Eyüpsultan oldu, manevi ve ruhani değerlere önem vermeyi bırakıp sıradan bir İstanbul beldesine dönüştü. Bunda şüphesiz son üç dönemdir maneviyatla, ruhaniyetle, dava adamlığıyla ilgisi olmayan belediye başkanları tarafından yönetilmesinin rolü büyüktü. Belediye, Eyüp Sultan Hazretleri ve halka halka çevresinde yatan binlerce İslam büyüğünü unuttu.
Eyüpsultan bildiğim bir ilçe. Yaklaşık çeyrek asırdır
yakından takip ederim. Oranın velisi ve valisi İstanbul’un ve Türkiye’nin
büyüğü Eba Eyyub el-Ensari Hazretleri’dir. O büyük zat, Peygamber Efendimizi
yedi ay evinde misafir eden Allah Resulünün mihmandarı ve bayraktarı, bizim
kısaca “Eyüp Sultan” dediğimiz büyük sahabedir.
Son üç belediye başkanının, İstanbul’un sur dışında inşa
edilen bu Türk beldesi için yaptıkları, O’nun türbesi ile çevresini gül suyu
ile yıkamaktan öteye gidemedi. İnsanların akın akın geldiği, ellerini duaya,
kalplerini Allah’a açtığı bu inanç merkezinde belediye ne bir broşür basıp
dağıttı ne de şehrin girişlerine yapılmış sebillerden bir bardak su ikram etti!
***
Önceki başkan avukattı. Kültürle sanatla bağı yoktu ama en
azından saygılıydı. Onun döneminde Eyüp’teki tarihi eserler için
Türkçe-İngilizce-Arapça bilgilendirme metinleri hazırlandı ama ne o zaman ne de
geçtiğimiz beş yıl içinde bu metinler birer pano ile o eserlerin önüne
konamadı.
Yine onun döneminde Eyüp Sultan ve çevresindeki abidevi
şahsiyetleri anlatan 3 ciltlik Türbeler ve Anıt Mezarlar eseri hazırlandı ama
ne eski başkan ne yeni başkan bu prestij kitabı basıp dağıtmadı. Avukat başkanın
Kültür Müdürlüğüne getirdiği hemşerisi tiyatrocu kültür müdürü sezon açılışında
ömrünü İslam düşmanlığıyla geçirmiş bir tiyatrocuyu şeref misafiri olarak davet
edince ortalık karıştı, o yıl sezon açılışı ertelendi.
Eyüpsultan Belediyesi, vatandaşın gönlünü kazanmak için bir
çabanın içine girmedi. Belediyeye gelen vatandaş işini göremeden geri döndü.
Vatandaşın işini görmeyip sonra kapı kapı dolaşıp birer saksı çiçek hediye
etmekle de gönüller kazanılamadı! Merkezi hükümetin Eyüp’le ilgili yaptıklarına
karşı yerel yönetim çok ama çok zayıf kaldı.
Son başkan Deniz Köken iktisatçıydı, çok çalıştı,
belediyenin harcadığı elektrik enerjisinin yüzde 70’ini karşılayacak güneş
enerji santrali kurdu, plaj açtı, Eyüp ismiyle kahve markası oluşturdu ama koca ilçede açtığı kütüphane sayısı üçte kaldı. Tarım projelerine milyarlar harcadı ama kültür
sanata, İslam büyüklerini tanıtacak faaliyetlere prim vermedi. Kitap basmadı,
mezar taşlarını okutmadı. Eyüp’teki on bin tarihi mezarda kimin yattığı hala
bilinmiyor.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanı izliyordu. Eyüp’ün
kaybedileceğini hissetmişti. İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu’yu
görevlendirdi. Bakan, kendi ifadesi ile Eyüp’te yedi ay halkın içine girdi,
çalıştı. Ancak dört yıl boyunca belediyenin ihmal ettiği insanları son 7 ayda
bir saksı çiçek mutlu edemedi. Bitişikteki Fatih Belediyesi 400 proje hayata
geçirirken Eyüp, çoğu isimden ibaret 90 projede kaldı.
İstanbul nüfusunun bir milyon olduğu Cumhuriyet’in ilk
yıllarında Paris’te Yahya Kemal’e şehrin nüfusu sorarlar. O da yedi milyon
cevabını verir. Muhatabı şaşırır, “Nasıl olur?” diye merak edince, Yahya Kemal,
“Biz ölülerimizle birlikte yaşarız” cevabını verir. Büyüklerin duasını alamayan
başkanlar birer dönem görev yapıp kendilerini musiki dinlemeye hasrettiler. Amerika’da üniversite gençliğinin, 1968
benzeri bir intifada ile Siyonistleri protesto ettiği, Gazze’deki Yahudi
soykırımına başkaldırdığı bu günlerde yazımı bu konuya ayırmak istemiştim.
Ancak seçimden uzaklaştıkça konunun soğumaması için Eyüp Sultan ve komşularının
himmetinin nasıl ihmal edildiğini yazmak istedim.