Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2968.76
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Temmuz 2015

AK Parti dönemi eğitim, medya ve sivil toplum sorunsalı

AK Parti, 2015 seçimlerinde bir miktar oy kaybına uğradı diye yazmıyorum bu yazıyı... AK Parti iktidar olmadan evvel de "eğitim" diyordum şimdi de "eğitim" diyorum. 1924 model bir eğitim sistemi varlığını muhafaza ettirdiği sürece de eğitim demeye devam edeceğim. Çünkü bu tür bir eğitim anlayışının 2015 dünyasına ve Türkiye'sine herhangi bir katkı sunamayacağı aşikardır. Takip edenler bilir. Yıllardır Türkiye'de yaşadığımız köklü sorunların kökeninde farklı dil, inanç ve kültürleri dışlayan, yasaklayan ve onları yok sayan nasyonalist bir zihniyetle kurgulanmış bir milli eğitim sisteminin yer aldığını "resmi eğitim" aracılığıyla da bilhassa özgür düşüncenin ve farklı kültürlerin birer tehlike olarak görüldüğünü bıkmadan usanmadan yazan bir yazarım.

Katı, otoriter, üstten alta kumanda edilen, bireyi okul duvarları içerisine hapseden, laiklik kisvesiyle dindar aile çocuklarını mağdur eden/dışlayan, pozitivist temelli beyin formatlamasıyla da ülke insanının düşünme melekelerini dumura uğratan dolayısıyla geniş perspektifli bir medeniyet tasavvuru geliştiremeyen milli(!) eğitim anlayışının bugüne kadar ne tür kayıplar verdirdiği ortadadır. Tüm etnik, mezhep, ırk ve düşünce farklılıklarını yok sayan bir eğitim sisteminin olgun, aklı başında, şahsiyet sahibi, akl-ı selim, kalb-i selim, özgür bireyler yetiştirmek gibi bir gayesinin olmadığı da bilinen bir gerçektir. AK Parti son on yıldır andımızın kaldırılması başta olmak üzere bir takım önemli reformlara imza atmış olmasına rağmen ne yazık ki eğitim sisteminde köklü bir değişikliğe gidememiştir. Adını koyalım; başarısız olmuştur.

Çünkü eğitim hala bireyin zihnine hükmeden bir araç olmaktan çıkarılamamıştır. Çocuklar hala gerek mevzuatlarla, gerek ders kitapları aracılığıyla ve gerekse otoriter, statükocu, dar düşünen, öğretmenlerin elinde itaatkar, kullanılabilir, zayıf bünyeli, özgüvenden yoksun, tarihi kültür ve irfan birikiminden habersiz, duyarsız bir şekilde tuhaf bir eğitimden geçiriliyorlar. Öyle olunca da tüm maharetini twitter ve facebook ortamlarında gösteren daha da vahimi Üst Akıl'ın ve içerideki ihanet şebekelerinin algı operasyonlarına hemen yenik düşen zayıf bünyeli, dirayetsiz, kullanışlı bir kitlenin varlığıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ben acizane bu tür bir eğitim anlayışının bu kadim coğrafyaya ait olmadığını en çok Üst Akıl'a yaradığını ve hizmet ettiğini bir kez daha hatırlatacağım. Evet, AK Parti eğitim alanında sınıfta kalmıştır. Çünkü eğitim hala CHP zihniyetinin güdümündedir.

AK Parti sivil toplum, düşünce kuruluşları ve basın yayın alanında da ne yazık ki arzu edilen kalite seviyesine ulaşamadı. AK Parti'nin politikalarını destekleyen sivil toplum örgütleri muhalefetin bu alanda sergilediği sefalete bakıldığında onlardan bir gömlek üstün bir performans sergiliyormuş gibi görülüyor. Muhalefetin sivil örgütleri de kendileri gibi 19.yüzyıl paradigmasıyla işlev görüyor ve gerçekten de çok eskiler. Ne var ki bu durum AK Parti'nin destek verdiği sivil örgütleri özgür, demokrat ve yenilikçi birer yapı kılmıyor. Ne yazık ki insan hakları ve özgürlükler alanında bir türlü AK Parti'nin ilerisine geçemeyen tam tersi gerisinden gelen, hükümeti özgürlükler alanında sıkıştırmayan, alternatif çözüm formülleri üretemeyen ve kendini yenileyemeyen bir sivil toplum örgütlenmesi ile karşı karşıyayız. Örneğin eğitim alanında hala köklü sorunları temas etmeyen ve eğitimi ulus devletçi çıkar odaklarının güdümünden bir türlü çıkaramayan partinin açtığı alan kadar faaliyet yürüten, cesaretsiz bir sivil toplum anlayışı hakim. Çözüm süreci başladığı günden beri sessizliğini korumakta ısrarcı, silah bırakma çağrısı dahi tertipleyemeyen bu örgütlerin artık kabuklarını kırma vakti gelmedi mi?

Medya ayağı da ne yazık ki AK Parti'nin gerisinden gelen bir anlayışla işlev görüyor.13 yıllık AK Parti iktidarlığı döneminde hala en çok satan ve gündem belirleyen tek bir gazetenin olmayışı bir eksikliktir. Eksiklik sadece 4,5 milyon gazetenin satıldığı bir ülkede bunun 3 milyonunun AK Parti karşıtlarının tekelinde olması değildir. Asıl eksiklik, bugün uluslararası kamuoyunda da itibar gören, dikkate alınan kaliteli bir yayın organının olmayışıdır. Ben Tayyip Erdoğan'ın yerinde olsam haklı olarak "Neyiniz eksikti? diye sorardım. Gerektiğinde Kemalist propaganda yapmaktan bile kaçınmayan, haber sayfalarını paralel yapının tetikçilerinin görüşleriyle dolduran, yazarlarıyla haberleri arasındaki farkın da gittikçe açıldığı yayın organlarının artık kaliteliyi yükseltmelerinin zamanı gelmedi mi?

Gönül isterdi ki bugün gazetelerimiz, Taraf'ın ilk çıktığı günlerde olduğu gibi farklı kesimlerden oluşan cesur kalemleriyle ve haberleriyle gündem belirlesin.. Hatta Erbil'den tutun da Avrupa'nın farklı ülkelerinden kaliteli yazarları olsun. Dahası Üst Akıl'ın bölgedeki aklını iyi okuyup alternatif önerileriyle hükümete bir rota çizsin. Ne var ki medya organlarımız bu kıymetli zaman dilimini seviyesiz, tetikçi Sözcü Gazetesi'nin yalan yanlış haberlerini karşılık vererek değerlendirmeyi yeğliyor.

Kısacası AK Parti, CHP güdümlü bir eğitim politikasıyla, bürokratların yönlendirdiği sivil toplum örgütleriyle ve geriden gelen medya organlarıyla büyük hedeflerine ulaşmakta zorlanacaktır. Bu uyarımı 97 yılından beri AK Parti düşünce yapısını savunan ve savunmaya devam eden kardeşlerinin acizane bir uyarısı olarak kabul ederlerse çok sevinirim.

@sivildemokrat

[email protected]