AK Parti Anlatamadı mı, Anlayamadı mı?
Seçimden seçime hatırlanan bir toplum olduk deniliyor. İktidarın her icraatı bu toplum içindi oysa. Kronikleşen nice sorun çözüme kavuşmuş, verilen vaatler tutulmuş ama toplum yine de seçimden seçime hatırlanıyoruz diyorsa burada izaha muhtaç başka bir durum vardır. AK Parti’nin anlatmasına gerek yoktu, daha fazla anlaması ve dinlemesi lazımdı demek ki.
16 Nisan Referandumu ile başlayan İstanbul ve Ankara gibi büyük illerdeki gerileme tam anlaşılamamıştır. Referandumda AK Parti, bu büyük illerde kaybetmişti. AK Parti, sandık öncesi her türlü imkânı kullanarak propaganda yaptı, anlatılamayan bir şey kalmamıştı. Sandıktaki mesajı anlamayan teşkilat vardı denilebilir. AK Parti’nin anlatmasına gerek yoktu, bu cümleyi tekrar tekrar yazmak lazım! Şu cümleyi de tekrar tekrar okuyup kabullenmek lazım: Millete kendisini anlatan değil, milleti daha fazla anlayan ve dinleyen teşkilatlar kazanır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Haziran sonrası yapılan grup toplantısında şöyle diyordu: “İstanbul halkının kararının başımızın üstünde yeri vardır. Milletin verdiği mesajı görmezden gelip kulağımızın üzerine yatamayız. Bizim siyaset anlayışımızda milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Gerek 31 Mart’ta gerekse 23 Haziran’da millete kendimizi neden anlatamadığımızın değerlendirmesini yapacağız.”
Parti içi yapılan muhasebe güzeldir. Burada bir itiraf var ama eksik bir itiraf var sanırım. Elbette 31 Mart itibariyle değerlendirdiğimizde seçimlerin galibi AK Parti’dir. Ancak büyük şehirlerin kaybını düşündüğümüzde iktidara bir mesaj vardır. Burada “millete anlatılamayan” bir şey olmadığını düşünüyorum. Her hizmet ve icraat ortadadır. Varsa bir eksiklik ve dikkate alınması gereken husus o da “milletin anlaşılmaması ve milletin dinlenilmemesi” olarak karşımıza çıkıyor.
AK Parti’nin özellikle gençler tarafından az tercih edildiği yönündeki eleştirileri ve bunun sebeplerini düşündüğümüzde, gençler için bir şey yapılmadı mı diye soruyoruz. Tam da bunu düşündüğümde değerli ve tecrübeli bir eğitimciyle karşılaştım. Hemen sordum: AK Parti, gençler için ne yaptı? Verilen cevap: Hiçbir şey! Bu cevaba karşılık önceden tuttuğum notları kendisine okudum, kısaca şunlardı:
“Üniversite harçlarının kaldırılması, bursların ve kredilerin 5 kat artırılması, yeni yurtların yapılması, üniversite kontenjanlarının artırılması, gençlik merkezlerinin açılması ve yaygınlaşması, seçme ve seçilme yaşlarının düşürülmesi…”
Bunları saydığımda, gençler için hiçbir şey yapılmadı diyen eğitimcimiz, AK Parti’nin gençler için sağladığı ve benim saymadığım diğer imkânları anlatmaya başladı. Peki, neden AK Parti bir şey yapmadı diye cevap verdiniz, dediğimde ise; yapıldı ama daha fazlası olması lazımdı, dedi. Demek ki AK Parti’nin kendisini anlatmasından ziyade vatandaşı daha fazla anlaması, dinlemesi ve dikkate alması lazımmış. Sürekli kendisini anlatan kişiden bıkarsınız. Aynı kasetleri yıllardır oynatan ve sözüm ona AK Parti’ye destek olduğunu düşünen malum medya ekibinin yararından fazla zararı olmuştur. Bu gerçeği herkes biliyor artık, usandırdılar. Karşı tarafın ne dediğini de aktarmak lazımdı.
Mesela muhtaç vatandaşların ve engellilerin aylıkları (2022 Sayılı Kanun kapsamı), bakımı ve onlara sağlanan desteğin anlatılması nasıl olacak? Bu imkândan vatandaş bizzat faydalanıyor. Bu imkânları, vatandaşın gözüne soka soka biz getirdik diye sürekli anlatırsanız insanları üzersiniz. Vatandaşın huzuruna gidip başka bir arzunuz var mı, diye sormak daha etkili olurdu. Maalesef AK Parti lehine hareket eden medya ekibi “AK Parti’den öncesi cehennem, sonrası cennet” gibi bir fotoğraf sunmaya çalıştılar. Öyle ya, madem cennetteyiz biz de yetinmeyiz, istedikçe isteriz, dedi vatandaş da.
Geldiğimiz nokta itibariyle vatandaşını daha fazla anlayamaya, dinlemeye çalışan bir iktidar görmek istiyor toplum.