Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.31
Gram Altın
2976.53
BIST 100
9642.36
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 May 2022

Aile Bakanı, "Tehlikeye" dikkat çekiyor!

Birkaç gün evvel Aile Bakanı Derya Yanık’ın sosyal medya paylaşımını gördüm.

Bir “TEHLİKEYE” dikkat çekiyordu…

Katıldığı televizyon programından 1 dakika 27 saniyelik bölümü çekip almış ve sosyal medya hesabında yayınlamış Sayın Bakan.

O bölümü, aynen yazıya dökelim:

Maalesef TEHLİKELİbir durumdayız. Bunu ifade etmeliyim.

Sayın Cumhurbaşkanımızın biraz mizahi bir dille hatırlattığı ‘en az 3 çocuk’ hatırlatması var. Bu çok magazine edildi ama, çok gerçek bir hatırlatma. Yani, bu bilimsel verilerin ışığında, işte nüfus yaşlanmasına bir işaretti aslında. Nüfusumuz çok hızla yaşlanıyor. Yani, Avrupa’nın, Kara Avrupası’nın -ki şu anda en yaşlı nüfus orada- ortalama 100, 125 yıldaki yaşlanma trendini, yaşlanma sürecini biz 20, 25 yılda bitireceğiz. Şu anda 1.74 doğurganlık oranımız... Dolayısıyla bu,aslında geri çevrilme, nüfusun yaşlanma kimliğini geri çevirmenin çok altında. Ciddi anlamda yaşlanıyoruz. Bir defa bunu ifade etmemiz lâzım. Yani, nüfusun gençleşmesi açısından gerçekten, çocuk sayısının, ailenin çocuk tercihinin artması gerekiyor. Bu artar artmaz, ayrı bir şey. Bir vakıadan bahsediyorum ben. Birincisi bu. Ama biz, bunu nasıl yöneteceğiz? Bizim tabii, bakanlık olarak buraya odaklanmamız gerekiyor. Bu bir vakıa ise, bundan sonraki sürecin nasıl yürümesi lâzım?”

*

Evet, okudunuz.

Her kelimenin üzerinde düşünerek okudunuz.

Ben de, öyle yaptım.

Biraz daha yaygınlık kazansın diye, Sayın Bakan’ın twitter hesabındaki paylaşımını, kendi hesabımda da yayınladım.

İsteyen twitter hesabıma bakar, söylenenleri dinler, vatandaş yorumlarını okur.

*

Efendim…

Birkaç yazımızda dikkat çekmiştik.

Sayın Bakan, dört ay önce de“benzeri” ifadeler kullanmıştı.

Bu senenin Ocak Ayı’nın tam ortasında bize “Eyvah, Eyvah” dedirten bir “tespitte” bulunmuştu Sayın Bakan.

Anadolu Ajansı’nın başlığında yer alan cümlesi aynen şöyleydi:

“Avrupa’dan yaklaşık 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz!”

Bu başlığı görünce aynen şunu söylemiştim nefsime:

“Aile Bakanı’nın, ailesini kaybetmiş, annesini, babasını kaybetmiş Kara Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlandığımızı söylemesi, tüylerimizi diken diken etmiyorsa, o işlevsiz tüyleri kökünden aldırmak gerek!..”

Bu gidiş nereye?

Biz genç nüfusumuzla övünmüyor muyduk?

Pek yakında “yaşlı” bir ülke haline mi geleceğiz?

Nüfusumuzun Avrupa’dan bile “4-5 kat hızlı” yaşlanması, “beka” meselemizi nasıl etkiler?

Genç nüfus, ülkemizin en büyük avantajlarından biri değil miydi?

Öyle demiyor muyduk?

Son 20 yılda memleket yönetimine damgasını vuran “sağlam irade” de bu görüşte değil mi?

Karşı çıktığımız 28 Şubat Zihniyeti’nin, “nüfus plânlaması” maskesiyle dayattığı, “nüfusumuzu azaltma ve ülkemizi hızla yaşlandırma” projesi “başarıya” mı ulaştı yani?

Biz “plâncılarla” boşuna mı uğraştık?

*

Sayın Bakan’ın “Avrupa’dan yaklaşık 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz!” cümlesini görünce sorular birbiri ardına gelmişti.

Ve benim “ümitvar” ruhum, Sayın Bakan’ın, ellerinde yetki olmayan biz sıradan vatandaşlar gibi, “durumu tespit etmekle” iktifa etmeyeceğini...

Bu “korkunç gidişâtı durdurmak için atılması plânlanan adımları, alınmakta olan tedbirleri sıralayacağını ummuştu.

Heyhat!

“Nüfusumuzun yaşlanmasını engelleyecek” bir projeden, çalışmadan bahis yoktu orada.

Ya ne vardı?

Tespitin hemen ardından gelen şu cümle vardı:

“ Dolayısıyla önümüzdeki süreçte huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak.”

Daha çok huzur evi, daha çok yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezi!..

E, tabii..

Nüfus böylesine korkunç bir hızla yaşlanırsa...

Bunlara çok daha fazla ihtiyaç olacak...

Biz yaşlılarımızı “huzur”evlerine gönderiyoruz ya…

Yaşlandığımızda bizi de “huzur”evine gönderecekler!

Ya da, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezine!

*

Bugünkü yazımızda, Sayın Aile Bakanı’nın 4 ay önce ve geçtiğimiz günlerde yaptığı iki açıklamaya dikkat çektik işte.

Sayın Bakan, “Büyük tehlikeye” işaret ettiği4 ay evvelki konuşmasındada, Sayın Cumhurbaşkanı’nın en az 3 çocuk çağrısına atıfta bulunmuştu.

Bulunmuştu bulunmasına da…

Bütün vatandaşlarımızı en az 3 çocuk sahibi olmaya davet ediyoruz.” dememişti.

Durum tespiti ile yetinmiş ve “huzur” evi, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezi ihtiyacının gittikçe artacağına vurgu yapmıştı.

Şimdi...

Bugün de, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “En az üç çocuk” çağrısını hatırlatıyor.

Bir “tehlikeye” dikkat çekiyor.

Bir adım daha atıyor;

Nüfusun gençleşmesi için ailelerin daha fazla çocuk yapması gerektiğini, çocuk tercihinin artması gerektiğini söylüyor.

“Bu artar artmaz, ayrı bir şey” diyor.

“Ben bir vakıayı ortaya koyuyorum” diyor.

*

Yani..

Şimdi ne demeli bilmem ki?

Ortada büyük bir tehlike varsa ki, var...

Bunu biz biliyoruz ve Sayın Aile Bakanı da açıkça ifade ediyor...

Bu tehlike nasıl bir tehlikedir?

“Beka meselesi” boyutundaki bir tehlike midir?

*

Sayın Bakan’ın tespitlerine yer verdik bugünkü yazımızda.

“Tehlikenin farkında mısınız?” demiş oluyorlar aslında.

Evet, farkındayız ve bizler, ellerinde yetki olmayan sıradan vatandaşlar olarak…

Yetkililerimizden, bu “tehlikeli” gidişin durdurulması için gerekli tedbirlerin alınmasını, gerekli atılımların yapılmasını bekliyoruz!

Gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak şartların hazırlanmasını…

Doğumların daha fazla teşvik edilmesini…

“Süresiz nafaka” gibi “evlilikten uzaklaştıran” uygulamalara son verilmesini…

İstiyoruz…

Çok geç olmadan!