Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.61
BIST 100
9654.08
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Aralık 2020

AİHM'in Ev Ödevi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf ülkelerin uyumunu denetlemek üzere 1959 yılında kurulan bir mahkeme. Adına mahkeme deseniz de sözde insan haklarını savunuyor kisvesinde bugüne kadar Avrupa’nın siyasi çıkarlarını korumak için yüzlerce taraflı, haksız kararlara imza attı.

Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye, İİHS’nin denetim sürecine başvuru hakkını 1987’de, AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini ise 1990’da kabul etti.

Türkiye AİHM’nin verdiği ev ödevi doğrultusunda 1999 yılında idam cezasını kaldırarak, vatana ihanetten idam cezasına çarptırılan bölücü başı, bebek katili APO’nun idamını durdurdu.

Türkiye kendisine verilen ev ödevlerini harfiyen yerine getirirken, Avrupa’nın Türkiye ile birleşme gibi bir hedefinin olmadığı, amaçlarının AB üyeliği havucu göstererek, Türkiye’yi ekonomik, teknolojik, siyasi alanlarda durdurarak köşeye sıkıştırmak olduğu net bir şekilde anlaşıldı.

Gezi olaylarında aktif rol alan Osman Kavala’nın daha sonra siyasi ve askeri casusluk ile anayasayı ihlal suçlarından tutuklu kalması AİHM ve yandaşlarını çok kızdırdı. Kavala, Gezi’den paçayı yırttığına göre, işlediği diğer suçların gündeme getirilmesi onlara göre bir hak ihlaliydi.

Kavala gibi Selahattin Demirtaş davası da insanların kafasını bulandırıyor. Demirtaş, heykelini dikmek için Çukur eylemlerinde, Kobani eylemlerinde yüzlerce insanın katledilmesi için sokak çağrısı yapmasına rağmen, AİHM’si tıpkı APO gibi Demirtaş’ın terörle bağlantısını bir türlü kuramıyor. Hakkında 12 dava açılan Demirtaş’ın herhangi bir davadan paçayı yırtması diğer suçlarından da temize çıkması anlamına geliyor bu danışıklı dövüşçüler tarafından.

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu davasında olduğu gibi. Adamın MİT tırları dosyası açık, Anayasa mahkemesi açık suçu içeriği incelemediği için görmüyor. Seçilme hakkı ihlal edildiği için ajanlık ile suçlanan bir vekili temize çıkartıyor.

Demirtaş’ın terör bağını bildikleri halde, iç kamuoyuna vatan millet edebiyatı ile oynayan Atlantik görevlendirmesi siyasetçilerin argümanı, Mahkeme, Demirtaş davasını 4 yıl gibi bir süredir bitirmediği için Türkiye’yi zor durumda bıraktı. Onların ileri sürdüğü makul süre kavramı AİH sözleşmesinde açıkça tanımlanmış bir unsur değil. Yargının ağır veya yavaş işlemesi adil yargılamanın özü haline getirildiği birçok dava örneği bulunuyor.

AİHM, Almanya’da Solingen katliamı davasının 5 yılda bitirilememesini makul süre aşımı olarak değerlendirmiyor. Oysa Solingen’de evleri kunduklanması sonucu ölenlerin sayısı 5. Aralarında Türklerin de olduğu 10 kişinin öldürüldüğü NSU davasının gerekçeli kararının yazılması 93 haftada tamamlanabildi. Bu davada da AİHM, süre aşımı diye bir konuyu gündeme getirmiyor.

Selahattin Demirtaş’ın iddianamesinde, Çukur olaylarında yüzlerce ölümden bahsediliyor. Sadece Kobani olaylarında 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı, 323 kişi tutuklandı. NSU davasında 437 duruşma’da 765 tanık ve 51 bilirkişi dinlenirken, Türkiye’nin belli bölgesine yayılmış olaylarla ilgili sadece Selahattin Demirtaş’ı ayırarak yargılamanın devam etmesini istemek, Türk mahkemelerine de yargısına da hakaretten başka bir anlam taşımaz.

Türkiye, seri mahkeme ve basit yargılama usulleri konusunda düzenlemeyi yaparak 29 Ekim 2019 tarihinde Rezmi Gazete’de yayınlamış 1 Ocak 2020’den itibaren de uygulamayı başlatmıştır.

Seri mahkeme usulünün uygulandığı bu yılın ilk 9 ayında Cumhuriyet Başsavcılıklarındaki 32 bin 178 dosyada şüpheliye seri muhakeme teklifi yapıldı. Bu dosyalardan 30 bin 75’inde talepname düzenlenerek mahkemeye gönderildi.

Yine bu yılın ilk 9 ayında 107 bin 94 suçla ilgili basit yargılama usulü tercih edildi ve 37 bin 225 suçla ilgili karar verildi. Yaklaşık 70 bin suçla ilgili işlemler devam ediyor.

AİHM’nin kararının, Avrupa Liderler Zirvesi’nde Türkiye’ye yaptırımları Mart ayına erteleyerek bu arada, İnsan Hakları, Demokrasi, Hukukun üstünlüğü konularını da yaptırım gerekçesi yapacaklarını ilan etmelerinin hemen ardından gelmesi, bu adamların ne yapmak istediklerinin açık göstergesi. Ey Avrupa, 40 bin kişinin katili APO’yu ipten aldınız ancak yine elinde binlerce kişinin kanı bulunan Demirtaş’ı cezadan kurtaramayacaksınız. Sebebi gayet açıt, ne siz o günkü kadar güçlüsünüz, ne de Türkiye o günkü kadar zayıf. Maskenizi ise zaten korona düşürdü. Hukuku ayaklar altına alarak Türkiye’ye ev ödevi verme dönemi bitti. Adalet istiyorsanız önce Srebrenitsa katliamı davasında verdiğiniz insanlık dışı kararın hesabını verin. Vesselam…..