Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ekim 2021

Ahmet Ragıp Akyavaş: "İslâmiyet İnsâniyettir"

Kıymetli hukukçu, gazeteci ve yazar Ahmet Ragıp Akyavaş’ın İslâmiyet İnsaniyettir isimli güzide eseri yayımlandı.

Ankara’da ikamet eden seçkin akademisyenimiz Prof. Dr. Beynun Akyavaş Hanımefendi’yi telefonla aradığımda her zaman heyecan duyarım. Zira kendileriyle yaptığım sohbet, benim için fikrî ve zihnî seyahattir. Münevverimiz, 14 Ekim Perşembe günkü görüşmemizde, bana unutamadığı bir hatırasını nakletti. “Mehmet Nuri Bey, siz geçmişe dair hatıratı seversiniz. Çocukluğumda babama muhtelif sualler yöneltirdim. Onlardan birini size şimdi nakledeceğim. Bir gün sordum: “Babacığım İslâmiyet nedir?” Cevap verdi: “İslâmiyet insaniyettir kızım?” Beynun Hanımefendi daha sonra babası Ahmet Ragıp Akyavaş’ın yazı ve sohbetlerinden hazırladığı iki ciltlik eserine İslâmiyet İnsâniyettir adını verdiğini ve kitabın neşredildiğini söyledi. Bu güzel bir haber, kutlu bir müjdeydi. Manidar sorunun muhtevalı cevabını, eserin önsözünde okumaya devam ediyoruz: “İslâmiyet insaniyettir, güzel ahlâktır, üstün ahlâktır, namustur, şereftir, vicdanlı, faziletli, merhametli, şefkatli olmaktır. Cenab-ı Allah’ın yarattıklarını, insanı, hayvanları, ağaçları, çiçekleri, tabiaatı sevmek, yiğit olmak, İNSAN olmaktır. İslâmiyet’in emrettiği gibi olmaktır.”

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasında neşredilen bu eserden önce yine ikişer cilt hâlinde tab edilen diğer kitaplarını okumuş ve nasibimiz miktarınca istifade etmiştim. Onların isimleri ise şöyle: Âsitane, Çalar Saat, Derken Efendim, Edeb Yâhû, Fahr-i Kâinat Efendimiz, Tarih Meşheri, Üstad-ı Hayat. Yeni kitapla tam 16 ciltlik büyük boy bir külliyat. Kanaatimce her aydının kütüphanesinde muhakkak bulunması gereken harikulâde kitaplar. Zira isimlerinden de anlaşılacağı gibi bu eserler, bir bakıma bizim ruh kökümüzü, düşünce dünyamızı, iman coğrafyamızı ve manevi iklimimizi sarıp sarmalıyor. Unuttuğumuz gelenekleri, kaybettiğimiz değerleri ve bugün en çok muhtaç olduğumuz kıymetleri, bu ak pak sayfaların satır aralarında bulabiliyoruz.

ALLAH BİLİNMEZ, SEZİLİR

Merhum yazarımızın Ankara Radyosu’nda yaptığı konuşmalar ve bazı gazetelerde neşredilmiş yazılarından meydana gelen eserde, dinî hayatımızı alakadar eden temel meseleler nerede ise tamamen bu iki ciltte bir araya getirilmiş. Allah sevgisinden düşünme ve tefekküre, Kur’an-ı Kerim’den Peygamberlere, Peygamber Efendimizin hayatının değişik safhalarından günümüze ışık tutan hadis-i şeriflerine, Dört Halife’nin hayatlarından ve muhtelif görüşlerinden Hacca kadar neredeyse her mevzu önümüze titizlikle konulmuş. Akyavaş, akıcı ve sürükleyici kalemiyle en karmaşık meseleleri normal bir okuyucunun anlayabileceği son derece sade ve anlaşılır bir şekilde vuzuha kavuşturmuş. Kısa cümlelerden meydana gelen metinler zevkle okunuyor. Sayfaları, büyük Divan şairlerinin beyitleri ve kıt’alar süslüyor. Üstelik konularla alakalı şiirler. Girift meseleleri çözme konusunda mâhir bir kalem erbabı olan yazar, insanı rahatlatıp huzura kavuşturan anlatım biçimine sahip. Mesela “Allah Bilinmez, Sezilir” başlıklı yazıda şu satırları okuyoruz:

“Allah, nuruyla her şeyi aydınlatan ebedî bir varlıktır. Bu Kudsî Varlık’ı insan bilmedği hâlde her şeyde sezer ve her şeyin O’nunla kaim olduğunu bilir. Güneş olmasaydı her şey karanlıklar içinde kalır ve hiçbir şeyin şekil ve sureti belli olmazdı. Bunun gibi, Allah’ın nuru olmasaydı her şey yokluğun karanlıkları içinde kalırdı ve hiçbir şey var olmazdı. Her nesnenin şekil ve suretini bize güneş nasıl gösterirse onların varlıklarını da bize Allah’ın nûru gösterir. Onları ancak Allah ile bulur, Allah ile biliriz.”

TOPLUM HAYATINDA DİN FİKRİ

Bazı dinî eserlerde veya ilmihâl kitaplarında muğlak şekilde anlatılan meseleler, İslâmiyet İnsâniyettir’de son derece net ve sevimli ifadelerle yerini buluyor. Meselâ biz müminler, ‘havf’ ve ‘reca’ arasında olmamız gerektiğine inanıyoruz. Müstesna müellifimiz bu hakikati zihinlerimize şu veciz satırlarla nakşediyor: “Her hikmetin başı Allah korkusu ve Allah sevgsidir. Dinin temeli Allah’a imandır. Bütün Peygamberlerin bildirdikleri en esaslı itikad budur. Bütün Peygamberler milletleri bu îtikada aykırı düşen sapıklıklardan uzaklaştırmak ve doğru yolu göstermek için çalışmışlardır. Bu cemiyetten Allah fikrini, Allah korkusunu çıkarırsanız geriye ancak menfaatle karışık bir posa kalır.”

MEVLÂNÂ’DAN NÜKTE

Bâbıâli’nin çok iyi bir fıkra muharriri olan Ragıp Akyavaş, yazılarını şahsi hatıraları ve intibaları ile zenginleştirmekte ve okuyucuyla sıcak bir bağ kurabiliyor. Bu seçilmiş üslupla kaleme alınan eserleri, bir roman havası veya sohbet edasıyla okunabiliyor. İşte Mevlânâ Hazretleri’nden anlattığı ve yüzlerimizde tebessüm çiçekleri açtıran düşündürücü bir mizah nümunesi:

“Hazreti Mevlânâ’ya bir gün şöyle dediler:

-Sen eşsiz bir Velisin, gönüllerin Hünkârısın, sana sözümüz yok, fakat etrafındaki müridlerin kötü!

Mevlânâ hemen şu cevâbı verdi:

-Eğer onlar iyi olsalardı ben onlara mürid olurdum, onlar da benim Şeyhim!”

ÇOCUKLUK ARZUSU

Birinci cildin sonunda 32 sayfalık hatırat var. “Gördüğüm Dâvet Rüyâsı Tahakkuk Etti” başlıklı bölüm, şöyle başlıyor: “Haccetmek arzusu bende çocukluğumda başlar.” Zaten bu cümle ile merakınız derinleşiyor ve hatıraların tamamını bir çırpıda okuyuveriyorsunuz.

İslâmiyet İnsâniyettir’in ikinci cildi de cevher malumat, mücevher hikmetlerle dopdolu. Zaman zaman radyo dinleyicilerinin veya gazete okuyucularının suallerine cevap veren Ragıp Akyavaş, bir yazar olmanın ötesinde bir mürebbi, bir kılavuz, bir hoca olarak gözümüzde ve gönlümüzde yüceliyor. Müşfik yaklaşımı ve mütecessis duruşuyla zihinlerimizi işgal eden ve belki de inanç bakımından bizi tereddüde düşüren meseleleri yalın, çıplak ve ikna edici bir şekilde anlatıyor. Yolumuzu açarken, ruhumuzu ferahlandırıyor, yüreklerimizi âdeta sonsuzluğa doğru kanatlandırıp feyizli ve bereketli bir iklime doğru yolculuğa çıkarıyor. Fal, Hurâfe, Tekfir, Dua, Mübarek Geceler, Namaz, Güzel Ahlâk, Saygı, Ana Babaya İtâat, Analık Hakkı, Hocalık Hakkı, Allah Korkusu, Tatlı Dil Güler Yüz, Kibir ve Gurur, Gıpta ve Haset, Sır Saklamak, Adalet, Bayram, İlmin Işıkları, Halkın Hakkı, İslâmiyet’te Cömertlik, Yardımlaşma, Vakıfların Hizmeti, Münâfıklık ve Emâneti Ehline Vermek, eserde işlenen yüzlerce konudan bazıları.

Sözün özü, Ahmet Ragıp Akyavaş’ın mübarek rüyasını ve huzurlu dünyasını anlayabilmek için eserlerine yönelmek ve külliyatını baştan sona okumak gerek. Galiba evlerimize kapandığımız bu günlerde en büyük kazançlarımızdan biri de bu olacaktır. Sıkılmadan, aşk ve şevke okuyup fikirlerimizi zenginleştireceğimiz, gönlümüzü hoşnut edeceğimiz ve bu arada dinî noksanlıklarımızı kapatabileceğimiz bir okuma şölenine sizi davet ediyorum aziz okuyucu! Merhum büyüğümüz sanki feraseti ve basiretiyle bugünleri görmüş, raydan ve zıvanadan çıkan beşeriyetin hâl-i pürmelâlini müşahade etmiş ve kesin hükmünü iki kelimeyle vermiştir: İslâmiyet İnsâniyettir. Yani insan olmak isteyen Müslümanlığı seçecek ve yaşayacaktır. Başka söze hâcet yok!

Bu mümtaz eserleri itinayla hazırlayarak milletimize ve insanlığa armağan eden muhterem Beynun Akyavaş Hanımefendiye teşekkür ederken aziz babası ve hepimizin büyüğü mütefekkir yazar Ahmet Ragıp Akyavaş’a da Cenabı Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı yüksek olsun. Bu kıymettar eserleri irfanımıza kazandıran Diyanet Vakfı Yayınları yöneticilerine de şükran borçluyuz.