Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ah vefa!

Vefa, Allah’ı hatırlamaktır. Ve hatırını tutmaktır. Bizi bir an unutmadığı ve her ihtiyacımızı hatırında tuttuğu gibi.

Her şeyin sahibi olduğu halde hiçbir şeyi başımıza kakmayan Rabbi unutmamaktır vefa.

Verdikleriyle yaptığımız iyilikleri birbirimize mihnet etmeyi kınayan Mevla’mızı bilmektir vefa.

Her şeyi bizim için yaratan Hâlikımızı her şeyin her tarafında görmektir vefa.

Bize bizden yakın olan ve her an bizde tasarruf eden Malikimize teşekkürde bulunmak ve onu bulmaya çalışmaktır vefa.

Sadece yarattıkları ile değil, yazdıklarıyla da kendini bize tanıttırmak isteyenin yazdıklarını okumaktır vefa.

Yaptıklarımızda ve yapacaklarımızda sadece rızasını arayarak onu görüyormuş gibi tutunmaktır ona vefa.

Cemaline karşı hayret ve hayranlığımızı; celaline karşı ümit ve korkumuzu herdaim canlı tutmaktır vefa.

Bütün varlığın ondan geldiğini ve ona döneceğini unutmamaktır vefa.

Vefa, Efendimizi hatırlamaktır. Ümmetini bir an hatırından çıkarmadığı gibi. Ona iyilik yapanları ömür boyu hatırladığı gibi.

Hazreti Hatice annemizin Efendimize olan bağlılığındaki asil duruş ve peygamberimizin de bir ömür boyu onu hatırlayışıdır vefa.

Sevr mağarasında ayağıyla deliği kapattıktan sonra yılanın ısırmasıyla gözünden gelen yaşla Efendimizin yanağını ıslatan Hazreti Ebubekir’in sadakatidir vefa.

Hazreti Bilal-i Habeş’in yıllar sonra Şam’dan Medine’ye gelerek okuduğu son ezan ile Efendimize kavuşmasının sadakatidir vefa.

Vefa, insanlığımızı gösteren kirsiz bir ayna gibidir. Orada zaman ölüverir. Ölmeyen şey ise vicdanın yankılanıvermesidir.

Vefa, sadece düne bakmak değil aynı zamanda anı yaşayarak geleceğe yüzünü dönmektir.

Vefa, yapılan en küçük iyiliğin dahi unutul(ma)masıdır.

Vefa, kalıbın arzularının peşinden koşmak yerine aklın hikmetinin ve kalbin tefekkürünün pencerelerinden sevgiliye ulaşmaktır.

Bütün eylemlerin arkasında bir özneyi görmek ve ona göre hareket etmek varlığa karşı vefadır.

Varlığın merkezinde insanın olduğunu anlayabilmek insanlığa karşı bir vefadır.

İyiliklerin yaratılışını Allah’tan bilmek kötülüklerin işlenişinde kendini fail görmek insanın kendisine olan vefasıdır.

Vefasızlıkta evvela kendimize bakmalıyız. Bezm-i Elest’te Allah’a verdiğimiz ahde vefada acaba aynı noktada mıyız! Bizi yoktan var eden ve varlığından haberdar ederek mahlukatın en şereflisi kılan Allah’a bir söz vermiştik. Ve Evet demiştik. Bu emrin gereğini yerine getirdik mi? Dünyadaki onurumuzun, ahiretteki varlığımızın lazıme-i zatiyesi olan kalu bela’ya ne kadar riayet ettik.

Vefasızlık, hislerin örselenmesiyle ortaya çıkan incinme değil hikmetin perdelenmesiyle iyiliğin zati olmayıp arızi olduğunu fark edememektir.

Vefasızlık, tek olan Allah’ı bulamayanın varlığın sadakatsizliği karşısında yakınıp durmasıdır.

Vefasızlık, ayinesinde parlayan ışıktan güneşe gidemeyen hatta güneşi dahi geçip asıl ışığın kaynağını göremeyen gönül gözünün körlüğüdür.

Vefasızlık, kendine gelen mektubu açmayıp bütün teşekkürünü postacıya vererek o mektupta yazılanları okuyamamaktır.

Vefasızlık, yaratılışındaki bakmaktan iğrendiği bir damla sudan ta canlı oluşuna kadarki harikalığı unutup sonradan kazandığı oyuncaklar hükmündeki şeylerle kendini avutup huzuru mutlulukta arama gibi bir şeydir.

Vefasızlık, hakiki sevgilinin vasıflarını fani sevgilide bulmaya çalışırken yaşanılan hayal kırıklıklarının verdiği acıdır.

Vefasızlık, her gün adım adım yaklaştığımız ikinci ölümün arkasındaki ikinci hayatın gerekliliğine aldırış etmeden birinci hayatın acılarına takılıp kalmaktır.

Vefasızlık, dosta nazlanarak yaptıklarından kendine pay çıkarmak yerine Allah’a niyazı unutup kulluğun verdiği şerefi unutmaktır.

Vefasızlık, başardıklarının karşısında yaşadığı gurur rüzgarından ziyade başaracakları karşısındaki hüzünlü bekleyiş ve sürekli çalışmak için çaba sarf etmeyiştir.

Vefasızlık, hürmeti bekleyen ebeveyni, şefkati bekleyen evladı, aşkı bekleyen eşi, yardımlaşmayı bekleyen akrabayı, hatırlanmayı bekleyen komşuyu, muhabbeti bekleyen dostu unutmaktır. Kısacası hastanede gözü kapıda olan hastayı, mahpushanede kulağı telefonda olan mazlumu, makberde ruhu kapıda bekleyen ölüyü, mazinin canlı sayfalarındaki insanlığı, istikbalin bekleyen levhalarındaki mücadeleyi unutup hep anın hazzını yaşamaktır.

Vefa, vefasızlığın bilinmesiyle yaşanacak en anlamlı duygudur.