Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Şubat 2023

Ah şu yalanlar

Değerli okurlarım yüzyılın doğal afetinde dünyasını değiştirenlere Rabbim rahmeti ile muamele eylesin. Onlar dünyaya gelirken imzaladıkları ölüm senedini, vadesinde ödeyerek âlemi bekaya göç eylediler.

Asıl mesele kalanlar, yani bizler

Kalanların imtihanı devam ediyor.

Kimi malı ile kimi makamı ile kimi de başka başka verilen nimetleri ile tabi olduğu imtihanlarda aldığı notlarla yaşamına devam ediyor.

Peygamber efendimizin yalan hususundaki hadislerinden de anlıyoruz ki, yalan söylemek en adi ve alçakça sahibini insanlık sınıfından çıkaran bir ahlaksızlık olmasına rağmen sıkça başvurulan bir eylem.

Yalan, insanı eşreften esfele doğru savurdukça, kullanımının yaygınlaştığı gerçekliğini bu zor günlerde sık müşahede ediyoruz.

Depremin acısı hafifledikçe söylenen yalanların acısı, ıstırabı ve tahribatı artıyor.

Ne kadar çok yalan piyasaya verilmiş ve yüzbinlerce insan bu yalanla algı ticareti yapmış yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Dezenformasyon yasasının yaptırımlarına rağmen sadece bu yıkıcı deprem sürecinde söylenen kuyruğu büyük yalanlar toplansa yüzlerce sayfalık bir kitap hacmine ulaşır.

Deprem gibi büyük bir afetin içinden geçerken yalan gibi başka bir afeti yaşamak ve depremden de acıtıcı yalanları siyasilerden işitmek bir başka yıkılma sebebi.

Utanmadan sıkılmadan sureti ile insan sandıklarımızın ağzından dökülen bu yalanların depremin acıları geçtikten sonra daha da acıtıcı olduğunu bizzat yaşayarak hissetmeye başladık bile.

Kelli felli sureti insan çok sayıda insan müsveddesi bu zor günlerde, ağzından çıkanları ile depremin yıkamadığı insani duygularımızı iğfal eyledi.

Öyle bir iğfal ki, akıl mantık ve vicdani duyguları dumura uğratarak devlet millet bütünlüğünü zedeledi.

Depremin yıkıcı etkisinden daha fazlasını, söylediği yalanlarla bulduğunu zannedenler, vurun abalıya misali vurdukça vuran bu azmanların yalan dolanları üç beş gün içerisinde çok şükür ki etkisini kaybetti ve devletimiz tekrar tüm sahalarda etkin olabildi.

Amaç belli idi aslında.

Hükumet edenler seçimle gitmediğine göre başka yollar elzem ve mutlaka denenmeli.

Deprem öncesinde söylenen sözlerden de anlaşıldığı gibi, doğal afetler ve depremlerden medet umar hale gelmiş geniş iflahı ve ıslahı zor bir kesim var.

Bunların tek gayesi mevcut hükumeti yıkmak.

Madem seçimle olmuyor o zaman başka her türlü yol mubah.

Kafaya bakıp hizaya gelmek gerekir.

Her yolun mubah olması bana çok garip geliyor.

Çünkü bu kesimi biliyoruz, konuşurken mangalda kül bırakmazlar.

Aklımı koru Ya Rab demeye devam etmek gerekiyor.

Yüzyılın depremi olarak tarih kayıtlarına geçen bu doğal afette ilk birkaç günde yaşanan çaresizlik, devlet-millet kaynaşması ile atlatılıp, yaralar hızla sarılmaya başlanınca, yaşadığımız afetin boyutunu küçültmeye çalışanlar görür olduk.

Depremin yıktığı 11 ilimizde devletimiz milleti ile gece gündüz çalışarak enkazdan canlı çıkartma gayreti gösterirken yalan rüzgârını istedikleri yöne estirenler başarılıda oldular.

Kimi baraj patlattı.

Kimi yeni depremler icat etti.

Velhasıl çok sayıda yalan yalancılar vasıtası ile büsbütün ülkemiz üzerine kara bulut gibi çöktü.

Ancak yalanın iyi olan huyları da var.

Kendini uzun süre saklayamaz gizleyemez ve açık vererek ben yalanım ha bana sakın inanmayın der.

Tam da böyle oldu.

Bir bir ortaya çıkan yalan dizelerini gördükçe oh be şükür diyorum.

Ne yalanlar söylenmiş öyle, kuyruğunun uzunluğunu kestirmek mümkün değil.

Sosyal medyaya kızgınlığım olmasına rağmen kuyruklu yalanları ifşa ettikçe kızgınlığım azalıyor.

Gerçi yalan alıcısının yayma ve yayılma potansiyeli maalesef çok yüksek.

Gerçeğin alıcısı ve yayıcısı yalan kadar etkin olmasa da gerçek her şart ve durumda yalanı örter.

Allah aklımızı korusun. Diller sadece gerçekleri söylesin, kulaklar gerçekleri işitsin ve gözlerimizde gerçekleri görerek ferlensin.

Hesabın hasbi olduğu güne göre yaşamayı ve ölmeyi nasip et Allah’ım.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.