Ah bir açılsa arşivler!
Baştan belliydi.
Mesele yine Dersim'den çıkıp Sivas'a bağlandı.
Başbağlar'ın es geçildiği bir dualizm hakim medyaya.
Halbuki Maraş, Çorum, Sivas, Gazi olayları vs.
Hep aynı oyun değil mi?
Alevilerle Sünnileri çatıştırmak.
Aslında yazdıkları gibi değildi iş.
Mezhepler birbirini boğazlamadı.
Derinlerin provokasyonları vardı hep.
Tesadüfe bakın ki hepsinde de "Kurucu parti" ik-
tidardaydı.
Bugünkü "Silivri kardeşiliği"ni de böyle okumak
mümkün.
Yoksa Kürdün Türkle.
Alevi'nin Sünniyle ne derdi olabilirdi?
İ. Terakki'ye kadar bin sene boyunca Ermeni'yle
dahi olmadı ki!
Bir Müslüman, başkasının hakkının verilmemesine
sevinebilir mi?
Ama her olay, "ezilmemiz" için vesile yapıldı.
Hem devlet hem medya tarafından.
Kimi zaman Alevi, kimi zaman Sünni ezildi.
Arşivler bir açılsa.
Hem de İstiklal'e kadar.
Ama kanunla "korunanlar" için de açılsa.
Ah bir açılsau2026
Başka "uzlaşma" da var mı?
Şike yasasında muhalefet ve iktidar buluştu.
'Hakkaniyete aykırı ağır cezalar var' deniyor.
'Şikeciler kurtarılacak' deniyor.
Herkes her şeyi diyor da!
Tüm mesele bir takımı kurtarmak mı gerçekten?
Başka bir şey var bu işin altında sanki.
AK Parti'nin her dediğine "kara" demiyorlar mıydı?
CHP ve MHP'yi "ikna" eden ne?
Yoksa "Başka davalar" için de bir mutabakat mı var?
Ayıptan da öte
Başbakan'ın sağlığıyla ilgili sistematik bilgi veril-
meli.
Yoksa medya kravattan-tıraştan tahliller yapıyor.
Yorum adı altında dedikodu üretiliyor.
Bu arada "sağlığa" yatırım yapanlar da var.
Hastalık haberlerinden beklenti üretiyorlar.
Özgüvensiz ve kifayetsiz bir tarz-ı siyaset bu.
İnsani de değil ahlaki de!
Altına hücum
Yer Yenibosna'daki Kuyumcukent.
Gazeteye gelirken hep önünden geçiyorum.
Perşembe günü trafik tıkanmıştı önünde.
Mahşeri bir kalabalık vardı.
4-5 saat kuyrukta beklemiş insanlar.
20'şer kişi, 20'şer dakikalık süreyle içeri alınmış.
Ucuz mal olunca normal tabii.
Ha, ne mi satıyorlar?
Altın. Sarı olanından.
Ucuzluk çadırları kurulmuş.
Üç gram altın için afet çadırı izdihamı vardı.
Hiç şık değildi.
Dr . Feyzullah
Geçen hafta 28 Şubat'ı ve katsayı aptallığını yaz-
mıştım.
Diyarbakır'dan mesaj geldi.
Kadim dostum Dr. Feyzullah Uçmak'tan.
Onunki de büyük bir başarı öyküsü.
Meslek lisesi Motor bölümünden mezun.
Şimdi Gastroenteroloji uzmanı bir hekim.
Düşündüm de.
İyi ki "katsayı" rezilliği dönemini yaşamadı.
Yoksa fukara dostu bir hekimi daha eksilirdi
memleketin
