Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Nisan 2019

Ağlama sırası…

Yıl 2004…

2002 genel seçimlerinden büyük bir başarı ile çıkan AK Parti, 2004 yerel seçimlerine de aynı başarıyı yakalama hedefi ile hazırlanmış, Türkiye’nin her bölgesine genelde götürülen hizmetleri bu sefer de yerelde yürütme düşüncesi ile başlattığı çalışmalar güzel sonuçlar vermiş, okulundan hastanesine, parkından spor salonuna, bilgi evinden kültür merkezine kadar her alanda dev yatırımlar başlamıştı.

Yerel seçimlerden sonraki ilk Ramazan ayında AK Partili belediyeler her ilçede iftar çadırları kurmuş, ihtiyaç sahiplerini, akşam saatinde evine gidememişleri, çocukları ile birlikte dışarıda iftar yapmak isteyenleri misafir ediyor ve doyuruyordu. Aynı zamanda iftardan sonra bu çadırlarda çeşitli programlar düzenlenip halkın seyrine sunuluyordu.

Yine bir akşam iftar çadırında iftarımızı yaptık. Belediye başkanı, bazı milletvekilleri, meclis üyeleri ve bize katılan vatandaşlarımızla birlikte teravih namazını iftar çadırına yakın bir camide kılıp önceden ayarlanmış mehteran takımı eşliğinde programları seyretmek için tekrar iftar çadırına doğru yürümeye başladık. Önde mehteran takımı bizi coşturan eserleri çalarken, arkada bizler birbirimizle kol kola girmiş, kendimizi eserlerin manevi havasına kaptırmıştık. Kalp ve ruhlarımızı coşku ve heyecana sevk eden o davul ve zurnanın sesi bizi tarihin başarı dolu sahnelerine taşıyor, halkın camlara çıkıp bizi seyretmesi güzel bir ortam oluşturuyordu. Sokak lambaları etrafı aydınlattığı için yürüyenler duranları, duranlar da yürüyenleri tanıyacak kadar ayırt edebiliyordu. Mehteran bölük komutanı olan Emir-i Âlemin komutasında, Mehter Başının elindeki asa başka bir aşkla dönüyor, arkasındaki mehteranla birlikte bizi de coşturuyordu. Hem yürüyor, hem de söylenen marşlara eşlik ediyorduk. “Haydi Ya Allah” nidaları caddeyi dolduruyor, apartmanların kapılarından ve açık pencerelerden içeriye girerek insanların hayretle camlara çıkmasına sebep oluyordu. Biraz yürümüştük ki yolun kenarında kaldırıma oturmuş orta yaşlı bir hanım, hem bizi seyrediyor, hem de uzaktan ayırt edilebilecek derecede ağlıyordu. Onu görünce, belediye başkanımızla birlikte mehteranın arkasından ayrılıp, kadıncağızın yanına gittik. Belediye başkanımız yanına çömelip neden ağladığını sorunca, yüzümüze sevgiyle bakan o teyze ağzından tane tane dökülen şu tarihi cevabı verdi. “Allah’ıma şükürler olsun ki başımızda camiden çıkıp mehteranla yürüyen bir yönetim var.”

Gözyaşları yüreğimize akmıştı teyzenin. Koca bir yük yüklemişti bize bir cümleyle. Dizlerimizin bağı çözülmüştü bir anda ve kaldırıma çöküvermiştik. Nasıl bir sorumluluk altında olduğumuzu övgü dolu sözleriyle yeniden hatırlatmıştı bize o nur yüzlü kadın. Evet, camiden çıkıp mehteranla yürüyen bir ekiptik ama sorumluluğumuz daha da büyüktü. O sorumluluğu hiç ama hiç unutmadık. Bütün kararlarımızı o sorumluluk bilinciyle verdik. O sorumluluk bilinciyle çalıştık ve halkımız da bize gereken teveccühü gösterdi. Bir bayrak yarışıydı bu yürüyüş ve yeni arkadaşlarla yeni ufuklara doğru ilerledik. Kendisine lazım olan manevi gücü inancından, siyasi gücü de halktan alarak aynı ruhla ve Hakk’a hizmet yolunda halka hizmet anlayışı ile çalışmalar devam etti.

Yıl 2019…

Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi şaibeli bir seçim sandığı ve sayımından sonra İstanbul için mazbatayı aldı ve Büyükşehir Belediyesinin önünde bu millete kumpas kuranlar, bu milletin çocuğunu şehit edenler, annelerin bağrına ateş düşürenler ve koltuğunu ülküsüne tercih edenler ellerinde içki şişeleri ile kutlamalar yaptılar.

Bu manzara karşısında on beş yıl bir film şeridi gibi geçti gözümüzün önünden. Gelecek yılların endişesi düştü yüreğimize. Tarihte icraatlarının bazılarını baba ve dedelerimizden duyduğumuz, bazılarına da bizzat şahit olduğumuz, o yılları utanç yılları diye addettiğimiz ve hatırlamak istemediğimiz yıllar tekrar yaşanacak mı diye sormadan edemedik.

On beş sene önce dualarla ve mehteranla yürünen sokaklarda şimdi sarhoş naraları ile kutlamalar yapılıyor.

Ağlama sırası kimde acaba?