Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2426.83
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Aralık 2013

Ağızdan çıkana dikkat!

Ebudderda'dan:

u2013 Belaya uğrama (veya ondan güvende kalma) kişinin (ağzından çıkan) sözüne bağlanmıştır. (Beyhaki/Şuabu'l-iman; Camiussagir, 3218)

İnsan ağzından çıkan sözlere, dilek ve temennilere son derece dikkat etmelidir. Şakacıktan bile olsa, insana zahmet ve sıkıntı verecek, zorluk meydana getirecek isteklerde bulunmaktan sakınmalıdır. Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde:

u2013 Bela, ağızdan çıkan söze (insanın konuşmasına) bağlanmıştır, buyurarak bu gerçeğe işaret etmişlerdir.

Bu sebeple, mü'min, ağzından olumsuz söz ve dileklerin dökülmesine karşı duyarlı davranmalıdır. İster şaka olsun, ister insanların beyaz saydıkları cinsten yalan olsun; ağzından dökülen sözcüklerin başını ağrıtabileceğini göz ardı etmemelidir.

Bu gerçeğin hayatımızda pek çok örneğine rastlamışız veya bizzat yaşamışızdır. Ben, şahit olduğum iki örneği burada anlatmak istiyorum.

Yakın akrabam sayılan bir hanımın, sorumsuz ve vurdumduymaz bir kızı vardı. İstek ve arzularını yerine getirmekte son derece ısrarcı ve inatçıydı. Yaptığının sonunu hiç düşünmez, anlık duygu ve hisleriyle karar verip yapardı. Hiçbir konuda sorumluluk hissetmezdi. Onun bu hali, annesini çok rahatsız ediyor, adeta çıldırtıyordu. Bu kızgınlıkla ağzından sık sık şu sözler dökülüyordu:

u2013 Bak kızım, bu halinle seni hiçbir koca almaz. Bu vurdumduymaz halinle sen yuva kuramazsın. Seni hanım diye alacak erkeğe, ben üste para vermeye hazırım. Yeter ki beni, senden kurtarsın...

Kız, okumak için gittiği küçük bir Anadolu ilçesinde kendine bir erkek arkadaş buldu. Arkadaşlık ilerleyince iş ciddileşti. Ne var ki, bulduğu erkek, yaşı hayli ilerlediği halde hiçbir işte dikiş tutturamamış, boş boş dolaşan, çalışmaktan çok gezmeyi, yeyip içmeyi seven bir delikanlıydı. Anne kızını ne kadar ikaz ettiyse de, bu delikanlıdan onu koparamadı.

u2013 Bak, bulduğun bu genç, işsiz güçsüzün biri. Çalışmayı sevmiyor. Yan gelip yemeyi içmeyi beceriyor sadece. Böyle sorumsuz biriyle hayatta asla mutlu olamazsın, şeklindeki ikazlarına, kızı hiç aldırış etmiyordu. Adeta:

u2013 Anne, sen varsın ya, bizlere bakarsın, der gibi davranıyordu. Anne sonunda onları evlendirmek zorunda kaldı. Erkek tarafı hiçbir masraf yapmamıştı. Evi A'dan Z'ye anne dayayıp döşemiş, tüm düğün masraflarını anne yapmıştı.

Anne, evlilik arifesinde kızına ve damadına bir işyeri açtı. Ama gördü ki, onlar dükkanın hasılatını biriktirip borç ödemek yerine, günlük olarak yeyip bitirmeyi tercih ediyorlar. Derhal ikisine de dükkandan el ayak çektirdi.

Şimdi, kendine kızıp duruyor. Kendi dilimle ben bu belaya düştüm, diyor. Seni alacak olana üste para vereceğim demeseydim keşke. Söylediğimin aynısını şimdi yaşıyorum, diye dövünüyor.

Gerçekten de, sadece kızına değil, damadına da bakmak durumu halen devam ediyor...

* * *

Teyzemin kocası Bayram Eniştem, babama sık sık:

u2013 Bacanak, sen bize niye hiç gelmiyorsun? diye sitem edermiş. Sen geldiğinde bak sana inek keseceğim, diye de şakadan vaadde bulunurmuş.

Teyzemler Beykoz Değirmendere'de oturuyorlardı o sıralar. Babamlar da Fatih Fener'de. Babam işi gereği, çoğu günleri İstanbul dışında olduğundan bacanağını ziyarete gidemiyordu.

Nihayet günün birinde, babam, uygun bir fırsatı yakalamış. Annemle birlikte Değirmendere'ye gitmişler. Babamın Değirmendere'ye ayak bastığı gün, eniştemin ineği hastalanmış. Veteriner tavsiyesi ile, babam orada iken ineği kesmek zorunda kalmışlar. Yani eniştemin babama şakadan söylediği; "Bacanak, yeter ki sen gel! Sana inek keseceğim" sözü gerçek olmuş.

Bugün hepsi de ahirete göçmüş durumdalar. Allah hepsine de rahmet eylesin. Kabirlerini nurla doldursun...