Ağır olur milletin tokadı!
Bu satırları yazarken henüz sonuçlar açıklanmamıştı. Emin olun milletimizin lehine sonuçlanacak tarihi bir gün yaşamaktayız. 16 Nisan kuşkusuz Türkiye için açılan yeni bir sayfadır. Anlayacağınız daha yeni başlıyoruz. Ne yaptılarsa bu tarihi fırsatı elimizden alamadılar.
Türkiye, referanduma giderken sadece son 3-4 gün içinde cereyan eden hadiselere bir bakalım. ABD, Afganistan'a MOAB adını verdiği bombaların anası olarak tabir edilen, 10,3 ton ağırlığında, 300 milyon dolarlık bir bomba attı. MOAB Tevrat'ta adı geçen ve Yahudiler tarafından sevilmeyen bir kavmin adı.
Küresel çetenin boyunduruğuna giren Trump bir taraftan Putin ile restleşirken diğer taraftan Kuzey Kore nükleer savaş tehdidinde bulunuyordu. Suriye üzerinden büyük bir hesaplaşmanın/savaşın yaşanacağı böylesi kritik bir dönemde başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri referanduma dikkat kesilmiş ve var güçleriyle "hayır" kampanyaları düzenlemekteydi. Öyle ki Almanya Bavyera Devlet Operası binasına "Hayır" bayrağı bile asıldı!
Küresel sistemin yayın organlarından The Economist resmi twetter hesabının profil resmine Erdoğan'ın fotosunu koyarak diktatörlük vurgusu yapacak kadar zıvanadan çıkmıştı. CIA Başkanı Mike Pompeo referandumun kendilerini endişelendirdiğini ifade ederek haliyle EVET'in çıkmasını istemiyordu. Rubin gibi kadrolu personellerini saymıyorum bile!
İçeride FETÖ, CHP, PKK, HDP, DHKP-C, SP gibi örgütlerin ve onları destekleyen medya organlarının oluşturduğu HAYIR cephesi de akla ziyan açıklamalar ve tehditlerle milletin direncini kırmaya çalışıyordu. CHP'li vekil, milleti denize dökmekle tehdit ederken 15 Temmuz'a kontrollü darbe diyen Kılıçdaroğlu Balıkesir 9. Ana Jet Üs Komutanlığı tarafından askeri törenle karşılandı!
AKP'li fırıldaklar ise tüm bu olan biteni sessizce izledi. Son ana kadar "ülke 28 Şubat'tan beter halde", "AB ile ilişkilerimizi neden bozduk" "Ya diktatör biri gelirse" türünden yazılar döşediler. Daha da vahimi Erdoğan'ı destekleyen yazarları haşarat diyerek aşağılayan yazarlar oldu. Gazeteleri en kritik anlarda yaşanan hadiseleri haber olarak görmedi.
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ekibi son ana kadar EVET çağrısı yapmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Binali Yıldırım ise durmadan, bıkmadan, yılmadan onca provokatöre, tehdide ve algı operasyonuna rağmen millete hakikati anlattı. Bunun bir istiklal ve istikbal meselesi olduğunu her fırsatta dillendirdiler. Milletimiz tüm bu olan bitenlerin farkındaydı. Çünkü her şey gözlerimizin önünde cereyan etti/ediyor.
Bağdat Caddesi'nde de Anadolu'nun en ücra noktasında da kendisine uzatılan mikrofonlara aynı cevabı verdiler. Bu zalim düzenek 60 yıldır bizleri darbelerle, krizlerle, açlıkla, yoksullukla, sefaletle boğuşturdu" dediler. Ülkeyi yöneten siyasetçilerin ezikliğinden, beceriksizliğinden, satılmışlıklarından şikayet ettiler.
El Hak öyledir. Cumhuriyet kuruldu kuralı ilk kez cumhura değer verildiyse bu Erdoğan'ın cesur, yerli ve vizyon sahibi bir lider olmasından kaynaklanmaktadır.
Milletimiz, hayır cephesinin 19. yüzyılı, Erdoğan'ın ise 2023'ü hedef yaptığını çok iyi biliyordu. Bu yüzdendir ki küresel çetenin ve içerideki kuklalarının tüm planı Erdoğan'ı milletin gözünden düşürmekti. Hatırlayın ona neler dediler. Hırsız, diktatör, Yezid, paranoyak, satılmış, fitneci, katil, kaba, cahil vs.
Fakat ne yaptılarsa milletle Erdoğan'ın bağını koparamadılar. Çünkü her şeyden evvel bir gönül bağıydı bu. Çünkü bu aynı zamanda bin yıllık tarihimizle kurduğumuz sağlam, sahici bir bağdı. Bu yüzden liderlerini bir kez olsun yalnız bırakmadılar. En yakınında, kardeşim diye hitap ettiği insanlar bile onu arkadan hançerledi ancak bu asil millet onu asla yarı yolda bırakmadı. Onlar bu bağı, irtibatı bir türlü anlayamadı.
Son on yıldır yapılan her seçim sonrası aynı şeyi söylerim. "Bu milleti hafife almayın, hesabınızı kitabınızı millete göre yapın." Neden anlamak istemiyorsunuz? Bu millet, kendilerine Kemalist, ilerlemeci, çağdaş, pozitivist aydınlar, siyasetçiler gibi hakir görmeyen, tepeden bakmayan aksine "kardeşlerim" diye hitap eden ve "sizi Allah için seviyorum" diyen bir lidere oy vermeyecek de kime verecek!
Totaliter rejimlerin dayattığı inanç ve alışkanlıklarla bir asker gibi eğitilmeyi bir koyun gibi güdülmeyi içselleştiren CHP patentli aydınların, bu toprağa yabancı, millete uzak, ezik, korkak, çıkarcı, kurnaz yazar ve siyasetçilerin bu günden sonra artık devri kapanmıştır. Sevgili dostum Ercüment'in ifadesiyle cumhuriyetiniz iflas etti beyler!
Küresel güçlerin bizi yıldırmaya çalıştığı bu süreçte içerideki terör örgütlerinden ve ülke düşmanlarından müteşekkil düzeneğin yanında saf tutan, sessiz kalan, korkak, ezik insanları tarih asla af etmeyecektir.
Ey kendilerini halkın tepesinde gören, ülkenin bekası uğruna mücadele etmek yerine zilleti seçen omurgasız taife! Artık alnınıza sürülmüş bu kara leke ile dolaşacaksınız. Bilin ki bu ülkede artık ahlakı, vicdanı, erdemi ve insanlık değerlerini öncelemeyen bu toprağın ruhuna uygun düşmeyen hiçbir düşüncenin, siyasetin hayat bulma/ hayatta kalma şansı yoktur. Millet bu tokadı o yüzden attı. Ve bu kadim milletin tokadı ağır olur.