Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Eylül 2021

Agah Bey haklı mı?

Bundan iki üç yıl önce Türkiye’ye gelen İsveçli bir turistle tanışmıştım. Kendi anlattığına göre babası daha önce Türkiye’de Büyükelçilik de yapmış. Bir aile çay bahçesinde otururken, kendisi de içeri girdiğine oturacak yer olmadığından masamıza oturmak istediğinde tanışmıştık. Şehrin kültürel, tarihi yerlerini gezmek istediğini ve kendisine yardımcı olmak istediğimi talep ettiğinde benim için de iyi olacağını düşünerek kabul etmiştim. Nitekim çok da iyi olmuştu; yabancı dilimin gelişmesi için pratik konuşma yapma imkânı oluşmuştu.

Gezi esnasında yemek molası verdiğimizde konu kamu çalışanlarına, yani memurlara gelmişti. Sohbetin ilerleyen kısımlarında “Sizde de yıllık izin kullanan memurlardan kesinti yapılıyor mu? Mesela okullarda yöneticiler ek ders alamıyor, sağlıkçılar döner sermaye alamıyor vb. Ücretleri kesiliyor, sizde sistem nasıl?” diye sorduğumda şaşkınlık içerisinde “Gerçekten mi? Türkiye de böyle mi oluyor?” diye sormuştu. “Evet, neden şaşırdınız ki?” dediğimde “Bizde böyle değil, hatta tam tersi” dediğinde bu sefer şaşkınlık sırası bendeydi.

“Nasıl yani?” diye sorduğumda “Bizde devlet diyor ki ‘Sen bir yıl çalışıyorsun, yoruluyorsun. Senin molaya ihtiyacın var. Senin dinlenmen lazım. Senden daha iyi verim alabilmem için izin kullanman gerekiyor.’ Ve izinlerde bize tatile gidelim, gezelim, dinlenelim diye normalde aldığımız ücretten daha fazla ücret ödüyor. Daha çok çalışmak, daha verimli çalışmak ve daha başarılı olmak için tatil ücreti alıyoruz. Git dinlen, gel, senden daha çok verim alayım diyor.”

İsveç’in çalışma sistemini bilmiyorum açıkçası. Araştırmaya da fırsatım olmadı. Anlatılanlar ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Başka kanallardan teyit ettirme imkanım da olmadı. Ama eğer gerçekten sistem bu şekilde, anlatıldığı gibi işliyorsa çok iyi. Hatta harika… Aylarca çalışan, yorulan, ter akıtan bir devlet memuru, hem tatil yapıp dinlenmiş oluyor hem de herhangi bir ücreti kesilmiyor. Üstelik tatil ücreti de ekstra cebinden çıkmamış oluyor.

Türkiye için bu uygulansın demiyorum ama bu ya da buna benzer bir uygulamaya ihtiyaç var. Dün basına yansıyan bir habere denk gelince yukarıda anlattıklarım hafızamda tazelendi. Haber Şahsiyet internet dizisinde Agah Bey karakteriyle başrol oyuncusu olan Haluk Bilginer’in söylemleri ile ilgili. Bilginer, Adana’da düzenlenen Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde Onur Ödülü’ne layık görülmüş. Yaptığı konuşmada “Bana kalırsa insanlar sadece öğlene kadar çalışmalı. Öğleden sonra da dere kenarına gidip, resim ve felsefe yapmalı. İnsan 70 sene bir ev almak için çalışır mı kardeşim?” diye sormuş. Daha doğrusu sormuş mu eleştirmiş mi tepkisini mi ortaya koymuş bilemiyorum. Bildiğim bir şey var ki, yukarıda da değindiğim üzere ülkemizde çalışan memurlara yönelik ekonomik veya izin ile ilgili farklı bir sisteme geçmenin ihtiyacı olduğu…

Bilginer’in önerisi şu şartlarda pratikte mümkün değil ama kulağa hoş geliyor. Varsayalım pratikte de mümkün hale geldi ve gerçekleşti. Gerçekleşmesi ve kamu çalışanları yarım gün çalışması halinde spora, sanata, kitaba, kendine çokça vakit harcayacak zamanı kalacaktır elbette. Yalnız ekonomik olarak iyi koşullarda olmayan bir memur yarım gün de çalışırsa karnı doymayacağı için, geriye kalan yarım günde gidip başka iş yapacak, part time çalışacak. Dolayısıyla Bilginer’in önerisi yine çok bir anlam ifade etmemiş olacak. Çalışan memur sanata, felsefeye vakit ayıramamış olacak. Dolayısıyla öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekiyor. Bu konuda, yani ekonomik koşulların iyileştirilmesi konusunda devlet yetkilileri bir çalışma yürüttüğü kanaatindeyim. Ülkemiz çalışanlarının nefes alacağı şekilde yeni bir düzenleme ile hem ekonomik paket açıklanır hem de kamu çalışanları kitap okumaya, hobilerini gerçekleştirme, gezmeye, dinlenmeye, tatile, sanata, spora, felsefeye, tarihe vakit ayırır. Toplumda bilinçsiz ve farkındalıksız o kadar çok insan var ki, belki en azından sosyal sorumluluk projelerinde çalışır ve toplumun kanayan yaralarına merhem olurlar.

Bakalım, yeni anaya paketi ile birlikte kamu çalışanlarına ne gibi yeni haklar kazandırılacak? Merakla bekliyoruz...