AFRO-AVRASYA İttifakı Kurulmalı
ABD Türkiye’nin bu toplantıya katılmasından rahatsızlık duyuyordu ve bu toplantıyı sabote etmek için boş durmadı. Tam bu süreçte ABD'nin PKK ile Suriye’de tatbikat yapması, Ermenistan’ı Azerbaycan'ın üzerine salması ve en son 50 yıl aradan sonra GKRK’ye uyguladığı silah ambargosunu kaldırması Türkiye'nin bu toplantıya katılmasını engellemeye yönelikti.
Geçtiğimiz hafta, (15 Eylül)Semerkand'da
yapılan Şanghay Zirvesi’nden söz ediyorum. 1996’da Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan
ve Tacikistan tarafından kurulan örgütün el an 9 üyesi bulunmaktadır. İran,
Pakistan, Hindistan ve Özbekistan’ın da katılmasıyla örgüt daha güçlü bir hale
geldi.
Sınır güvenliği amaçlı kurulan Şanghay
İşbirliği Örgütü (ŞİO) artık ekonomik ve askeri alanda da atılımlar yapacak
duruma geldi. Gözlemci ve diyalog ülkeleri ile birlikte 21 ülkenin üye ve
irtibatlı oldukları ŞİO, Batılı ülkeler tarafından yakından takip edilmektedir.
ŞİO henüz NATO alternatifi olmasa da ABD
ve Avrupa’nın Yunanistan’ın doğusunu Doğu Medeniyeti olarak kabul etmesinden,
kendi sınırlarını Meriç nehrinden ibaret görmesinden, NATO’yu bile (Türkiye'yi
mümkün olduğunda örgütten çıkararak) Yunanistan sınırında tutmasından ŞİO’nun
ilerideki misyonunu anladıklarını görebiliriz.
Aslında ŞİO üyelerinin tamamının ABD
ile ciddi sorunları olduğu hatta bazı sorunların kangreni de geçtiğini
biliyoruz.
İran ile ABD 42 yıldır
düşmanlıklarını gizlemiyor. İran yıllardır ABD’nin haksızca yaptırımlarına
maruz kalıyor.
Pakistan ABD ile ciddi sorunlar
yaşıyor. Pakistan’ı kana bulayan örgütler ABD tarafından destekleniyor.
Çin ile Rusya ABD tarafından tehdit
olarak ilan edilmiş. NATO da bu iki devleti böyle görüyor. Anlayacağınız
artık yeni bir blok kurulmuş bulunmakta ve Şanghay İşbirliği Örgütü bu bloku
temsil etmektedir.
Batı tarafından belirlenen saffı iyi
bilen ŞİO kendi yol haritasını net olarak çizmiş bulunuyor.
Toplantıda alınan kararları yorumladığımızda
bunu daha iyi görebiliyoruz: Ülkelerin kendi paraları ile alışveriş yapmalarına
ilaveten savunma ve güvenlikkonularının
altı çizildi.
ŞİO’nun ileriki dönemde adını AFRO-AVRASYA İTTİFAKI olarak değiştirip bünyesine alacağı ülkelerle alternatif bir güvenlik ve
ekonomik örgütlenmeye hatta BM’ye de denk küresel bir örgütlenmeye gitmelidir.
Anlayacağınız bu yüzyılın ilk
yarısına girmeden her yönüyle Doğu-Batı olarak ikiye bölünmüş bir dünya olacak.
Dostluğumuzu düşmanlığa eviren ABD
Artık ABD için hiçbir şekilde dost,
müttefik, ortak kavramlarını kullanmayacağız; kahir ekseriyetin söylediği gibi
ABD için sinsi tehdit, sinsi düşman dememiz gerekiyor. Çünkü;
Türkiye’nin Yunanistan ile yaşadığı
asırlık sorundan dolayı NATO Türkiye’yi tehdit ediyor. Kendilerinden olmadığı
için Türkiye’nin bütün düşmanlarını destekleyen bir ABD, AB ve NATO bizim için
en büyük tehdit olmuştur.
12 bin km ötede bulunan ABD,
Türkiye'nin sınır komşusu ülkelerin topraklarındaki terör örgütleri ile
işbirliği yaparak Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışıyor. Türkiye'nin bu konudaki
hiçbir itirazını kabul etmeyen ABD ile neyin dostluğu, neyin ortaklığı olur?
Keza;
ABD, Türkiye’nin kırmızıçizgisi olan
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne silah verme kararı alıyor.
Ermenistan'ın 30 yıl topraklarını
işgal ettiği Azerbaycan'a bir kere bile olumlu, yapıcı bir mesaj bile
göndermeyen ABD, Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’yi Erivan’a göndererek
Ermenistan'ın elindeki topraklarını azad eden Azerbaycan’ı saldırgan ilan ediyor.
Ve hiçbir alakası yokken Ermenistan’ın açtığı Karabağ sorununu Türkiye ile
ilişkilendiriyor.
Daha önce de ABD’nin FETÖ’ye verdiği ve
el an sürdürdüğü destek, Suriye'de PKK ile tatbikat yapma gibi düşmanca
tavırları Türkiye tarafından “düşmanca”
kabul edildi.
Evet, yeni bir dünya kurulacak,
Türkiye bu dünyada tarihine, kültürüne yaraşır bir yerde olacaktır.