Afrin tamam, sıradaki
Afrin'de ABD'ye karşı verilen savaş kazanıldı. YPG/PKK'lıları ABD'li komutanlar eğitti. Ücretsiz olarak silah verip donattı. ABD ve Avrupa ülkeleri müthiş lojistik destek verdi. YPG/PKK, işgal edip yerleştiği Afrin'de tam 6 yıl hazırlık yaptı. Fransa'daki Majino Hattı gibi geçilmez beton korugan ve siperler hazırladı. Türk Silahlı Kuvvetleri 3.700 teröristi temizleyerek Afrin şehir merkezini tamamen kuşattığında artık ümitleri kalmamıştı. Elebaşları kaçınca geride kalanlardan zorla askere alınanlar ailelerinin yanına geçti, diğerleri de devasa silah depolarını bırakıp kaçtı. Şimdi ABD'nin önde gelen düşünce adamları, ABD'nin yaptığının yanlış olduğunu yazıyor. Sayfa sayfa analizler yayınlayarak Türkiye ile ABD'nin karşı karşıya gelmesinin ABD'nin lehine olmadığını vurguluyor. ABD, YPG'ye destek verse bile bunu PKK'dan ayırarak yapması gerektiğini anlatıyor. Türkiye'de Münbiç konusunda daha serinkanlı davranmaya başladı. ABD'nin yeni atanan Dışişleri Bakanı yerine oturup görevine ısınıncaya kadar beklenecek.
***
Bir asker düşünün. Ülkesi savaşa giriyor. İşin ucunda ölüm var. Cepheye gidiyor ve düşmanla savaşırken yaralanıyor. Hastaneye kaldırılıyor. Hangi ülkenin askeri bunu bir fırsat bilip savaştan kaytarmaya kalkmaz? Bu sorunun istediği kadar çok şıkkı olsun, yüzde yüz doğrulukla vereceğiniz tek bir doğru cevabı vardır: Türk askeri. Afrin'in YPG/PKK'dan temizlenmesiyle sonuçlanan "Zeytin Dalı Harekatı"nda 157 Türk askeri yaralanıp hastaneye kaldırıldı, tedavileri bittiğinde ise gönüllü olarak muharebe meydanına döndüler. Ölüme meydan okuyabilen böyle çelik gibi bir iman karşısında bırakın teröristi, hangi profesyonel ordu durabilir? Bir Türk askerinin, teröristlerin gece baskını sırasında uçaklara koordinat verip "Bu noktayı vurun, biz şehit olsak bile teröristler temizlensin" anlayışı ile hareket etmesi dünya harp literatürüne geçecek bir olaydır. O asker şehadet şerbetini içti, şimdi Rabbinin huzurunda. Bunu hangi ordunun profesyonel askeri yapabilir? Afrin harekatında, Türk askerinin eğitip donattığı ÖSO'ya da benzer bir ruh aşıladığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onlar için "Ölümü korkuttular" ifadesini kullanması boşuna değil.
***
Afrin'de sonuç alınmasında sivil halka zarar vermemek için kılı kırk yararak ilerleyen askeri başarının yanında, kapalı kapılar ardında sürdürülen diplomasinin de müthiş etkisi var. Türkiye, tarihinde ilk kez diplomaside bu kadar etkili sonuç alacak bir faaliyet gösterdi. Fırat Kalkanı Harekatı, düz bir arazide yapılmasına karşı 6 ay sürmüştü. Afrin'de, 58 günde sonuç alındı. YPG/PKK'lılar ABD'ye yalvardılar, destek alamadılar; Rusya'yı yokladılar ümit bulamadılar, Esed rejiminin desteğine de Türkiye izin vermedi. Afrin'de yaşayan Kürtleri de yanlarında görmeyince bırakıp kaçtılar.
Bu arada sessiz sedasız bir şekilde Kuzey Irak'ta operasyon başladı. Şimdiden bertaraf edilen terörist sayısı 50'yi geçti. Tüm bunlarda devletin strateji değişikliğinin rolü var. Türkiye Cumhuriyeti, karakollarını ve askeri birliklerini beton duvarlarla çevirerek teröristlerden koruyamayacağını gördü. Terörün olduğu yerde, teröristin halkı sindirmesine fırsat vermeden halkın desteğini almanın önemini anladı. Ve en önemlisi de terörü kaynağında yok etmek gerektiğini keşfetti. Hedef ister Münbiç olsun, ister Harkuk, ister Sincar. Bu stratejiden sonrası artık kolay. FETÖ'ye bulaşıp askerliği de özünden uzaklaştıran süprüntülerin ayıklanmasından sonra benim çelik gibi imana sahip askerimin karşısında kim durabilir?