Afrika'da Fransa sömürgeciliğinin günümüze yansıyan sonuçları (5)
Fransa, tüm Afrika sömürgelerinde ekonomiyi, sanayiyi,
madenleri verimli tarım topraklarını kendi denetimine almıştı. Fransa’dan
getirdiği vatandaşlarını bu topraklara yerleştirmek suretiyle Afrika’daki
varlığını kalıcı bir hâle getirmeye çalışmıştır.
Böylece sömürgelere yerleştirilen Fransız göçmenler,
toplumda egemen sınıf olurken, yerliler ikinci sınıf konumuna düşmüşlerdir.
Sömürge hâline getirilen ülke kaynakları, Fransız çıkarları korunarak harcanmış
ve yatırımlar bu doğrultuda yapılmıştı.
Afrika’dan Fransa’ya aktarılan hammadde kaynakları işlendikten
sonra Afrika’ya satılmıştır. Bu durum zaman içinde Afrika’da sanayinin
gelişmesini engellemiş ve halkın ekonomik durumunu daha da kötüleştirmiştir.
Vietnam Savaşı’nda aldığı yenilgi ile birlikte Fransa, ilk
kez Afrika’daki sömürgelerini kaybetme korkusunu yaşamıştı. Onun için
sömürgeleştirdiği ülkelerle bağımlılık ilişkisinin geliştirilmesi için büyük
bir çaba ortaya koymuştur. Örneğinin, sanayi alanında kendisiyle rekabet edebilecek
herhangi bir gelişmeyi hemen engellemiştir.
Sinsice Fransa’ya bağlı bölgelerde Fransız Sömürge
İmparatorluğu’nun dışında yaşayamayacak bir şekilde örgütlemiştir. Fransız denetimindeki
maden şirketleri üretimlerini ve kârlarını artırırken, yerli üretimi ve
Afrikalıların paylarını bilinçli olarak düşük tutmuşlardır. Böylece Afrika’da
sermaye birikiminin gelişmesini engellemişlerdir.
Bu yüzden Afrikalıların ekonomik refah düzeyi yükselmemiştir.
Hatta Fransız yönetimleri bu konuyla ilgili olarak Afrikalıları, iyileştirme
faaliyetlerinden özellikle uzak tutmuşlardır. Tek tip ürüne dayalı ekonomik
politikalar ve halkın yükünü ağırlaştıran mali tercihler, Afrika’nın
fakirleşmesine neden olmuştur.
Dolayısıyla bugün Afrika’da yaşanan ekonomik sıkıntıların,
siyasi kargaşaların, günümüze yansıyan en önemli sonuçlarından biri Fransız
sömürgeciliğinin büyük bir payı vardır.
Tüm sömürgecilerde olduğu gibi Fransız sömürgeciliği de
kültürel ve toplumsal anlamda, asimilasyon politikaları uygulamıştır. Çünkü
Fransız sömürgeciliğinin Afrika’da kalıcı bir hâle gelebilmesi ancak zihinsel
sömürgecilik ile mümkündü.
Bu yüzden Fransa, kendi dilini ve kültürünü Afrika’da yaygınlaştırmaya
çalışmıştır. Hatta Hıristiyanlığı bile sömürgeleştirme faaliyetleri için
kullanmıştır. Asimilasyon politikalarının başarılı olabilmesi için ana dilde
eğitim ve yayınları yasaklamışlardı. Halkın medeni haklarına ve özgürlüklerine
kısıtlamalar getirmişlerdi. Yerel kültürleri kötüleyerek milli kimliklerini
unutturmaya çalışmışlardır.
Ancak asimilasyon politikasının maliyeti ve yerli halkın
toplumsal direnci, Fransa’nın geniş çaplı asimilasyon hareketlerini
engellemiştir. Bu nedenle Afrikalı liderleri asimile ederek kendisiyle
işbirlikçi kitleler üretmişlerdir. Böylece hem toplumsal direnci kırmışlar hem
de daha az maliyetle işini yürütmüşler.
Önümüzdeki hafta ‘’Fransafrika kavramı’’ ve Fransa’nın Afrika’da
devam eden etkisini yazmaya devam edeceğiz inşallah.
İletişim: Twiter X: @MehmetB78849685 – [email protected]