Afganistan'daki ABD oyunu!
New York’taki ikiz kuleler 11 Eylül tarihinde vurulduktan sonra, Amerika’nın yaptığı ilk hamle Afganistan’a operasyon olmuştur. 2001 yılında başlayan bu operasyon sonucunda Amerika, 20 yıl o bölgede kalmıştır. İstediği hükümetler üzerinden kendince bir ordu oluşturup bunun için 20 yılda 80 Milyar $’dan fazla para harcamıştır. Amerika ve Batı ittifakı 11 Eylül saldırıları nedeniyle küresel terör adı altında Afganistan’a girerken birçok şeyi hedeflemek istemiştir. Asya’da jeostratejik ve jeopolitik önemi olan Afganistan, ciddi yer altı kaynakları olan bir ülkedir. Lityum madeni, altın ve gümüş bu saydıklarımızdan sadece birkaçıdır. Yani Amerika ve Batı ittifakı bir çöl coğrafyasına girip yerleşmemiştir.
40 milyon civarında nüfusu olan Afganistan’ın 650Bin km yüz ölçümü vardı. %40’ı Peştun, %30’u Tacik, %10’u Özbek ve %5-6 civarında Türkmen ve Kırgızın olduğu coğrafya oldukça önemli bir geçiş bölgesidir. Hazar bölgesinden gelen doğalgaz ve petrol Afganistan ve Pakistan üzerinden Hint Okyanusuna doğru ilerlemektedir. Ayrıca dünyada toplam uyuşturucu ticaret payının %75-%95 arasındaki payı Afganistanındır.
Amerika bu bölgeyi terk etmemiştir. Hem Obama döneminde hem de Trump döneminde Taliban yetkilileri ile görüşülmüştür. Bu kadar para harcanıp geri çekilme iddiaları çok gülünçtür. Afganistan, yıllardır siyasi istikrarsızlıkla boğuşan bir ülkedir. Bu istikrarsızlık bugün değil, SSCB döneminde de yaşanmıştır. Ama Amerika’nın burada büyük çıkarları ve politik hedefleri olduğu görülmezse, çıkarken 8 veya 10 Milyar $ arasında Afganistan merkez bankasına parayı bırakıp gittiğini nasıl izah edeceğiz?
Bölgede çok ciddi siyasi figürler elbette vardır. Efsane komutan rahmetli Ahmed Şah Mesut’u kim unutabilir? Tacik asıllı Burhaneddin Rabbaniyi şuan kim diskalifiye edebilir? Gulbeddin Hikmetyar’ın Afganistanda hiç mi karşılığı yok? Bence iç istikrar için rahmetli Ahmed Şah Mesudun oğlu, Burhaneddin Rabbani, Gulbeddin Hikmetyar ve Özbek General Raşit Dostum şuanki sürece müdahil olup bir konsensüs oluşturmaları gerekir.
Çok net bir şekilde Taliban’ın önü açılmıştır. Hiçbir hava kuvveti olmayan bu silahlı gruba ABD neden havadan müdahale etmedi? Çünkü bir çok siyasi hedefleri olduğu için müdahale etmedi. Sadece Eşref Gani’nin BAE’ye iltica etmesi bile birçok şeyi açıklıyor. Bir haftada ABD 20 yıldır kaldığı Afganistanı nasıl bıraktı? Ve ne gibi anlaşmalar yaptı? ABD, bir çok siyasi hedefleri amaçlayan nedenlerden dolayı çekilir gibi göründü.
Öncelikle Amerika’nın hedefi; 1 Kuşak 1 Yol Projesinde önemli kavşaklardan biri olan Afganistan’da istediği an bu ticaret yolunu sabote edebileceğini Çin’e göstermekti. Afganistanda nüfusun %85’i Farsça konuştuğu için orada Farsça konuşan Sünni bir devlet üzerinden İran’ı tedirgin etmektir. Daha da ötesi bölgede Rusya’yı kıskaca alabileceği hamleleri yapabileceği niyetini de ifşa etti. Amerika, “ben halen dünyanın jandarmasıyım ve oyunları ben kurarım demek” istiyor.
Türkiye 2001 yılından beri zaten Afganistan’dadır. Kabil havalimanının kontrolünü isterken Türkiye olarak biraz düşünmemiz gerekir. Bugün o bölgede zaten NATO yoktur. Türkiye Kabil Havalimanının güvenliğini ne adına ve neden istiyorsa bunun yolu önce hukuken BM Güvenlik Konseyinden çıkacak karar ile olur.
Siyasi açıdan Türkiye olarak çok dikkatli olmalıyız. Kısa, orta ve uzun vadede şimdiki siyasi açıdan dost olduğumuz ülkeler ile sonra karşı karşıya gelebiliriz. Bölgedeki istikrarsızlık ileride bizi Rusya ile karşı karşıya getirebilir.
Herhangi bir göç dalgasında İran ile birlikte etkilenebilecek ülkelerden biri olabiliriz. Ve bu bizim için iç istikrar açısından üzücü sonuçlara yol açabilir. Türkiye, 1 Kuşak 1 Yol Projesinde etkin rol alabilecekken bu durum bazı olumsuzluklara yol açabilir. Göç dalgası ülkelerin iç istikrarı açısından sadece meselenin görünen yüzüdür.
Taliban demek öğrenciler demektir. Arapçada Talib, öğrenci; çoğulu ise Taliban, öğrenciler anlamına gelir. 90’lı yıllarda Molla Ömer tarafından kurulan bu hareketi, ABD bütün boyutlarıyla desteklemiştir.
Amerika’nın istediği bir “İslam İmajı” vardır. Bu bölgeden çekilirken Taliban’ın neler yapabileceğini bilmiyor mu? Elbette çok iyi biliyor. Bunları hesaplamadı mı? Gayet iyi hesapladı. Bunun için İslam’ı olduğu gibi değil, görmek istediği gibi dünya kamuoyuna göstermek için Taliban oldukça seçilmiş bir aparattır. Bu da işin başka bir yönüdür...
Bir çok siyasi riskleri ve faturası olan bu bölgeyle ilgili siyasi hedefler ortaya koyarken oldukça dikkatli olmalı ve bugün dost olduğumuz ülkeler ile yarın birilerinin örümcek ağına çekilip kötü olmamaya özen göstermeliyiz. Afganistan’da anlaşılan odur ki, sorunlar yakın bir dönemde çözülecek gibi görünmüyor.
Türkiye inisiyatif alırken çok dikkat etmelidir. Ve bölgenin jeopolitik ve demografik özelliklerini de hesaba katmalıdır. Pek yakın zamanda da olup bitenleri hep birlikte izleyip göreceğiz