Afganistan turnusolü
Turnusol kelimesini makalelerimde sık kullanan biriyim. Kimyada asit ile bazı ayırt eden bir kâğıt olan turnusol, mecazen sosyal ve siyasal olayların tarafı olmada ayıraç olarak kullanıldığında oldukça yararlı sonuçları olduğunu gören biriyim.
Ayasofya’nın cami olarak açılması, 15 Temmuz, Covid-19,
yılbaşı kutlamaları gibi daha birçok meselede turnusol kelimesini ayıraç olarak
kullandığım makalelerimi merak edenler araştırabilir.
Son günlerin en önemli olaylarından biri olan Afganistan’ın
dünü ve bugünü içinde bu kelimeyi kullanarak gelişmeler hakkında sağlıklı bir
zemin oluşturabiliriz.
Rusya’yı dize getirerek parçalayan Afganistan, ABD’yi de
paramparça edecek gibi. Yaşadığımız çağda dünyanın çivisini çıkararak özellikle
İslam dünyasını darmadağın eden bu iki zalim gücün Afganistan’ı bugünkü
durumuna düşürmek için yediği herzeler her gün biraz daha su yüzüne çıkıyor.
Parçala böl taktiği ile girdiği her yerde yaktığı ateşe
körükle giden ABD, Afganistan’ı cehenneme çevirdikten sonra apar topar kaçsa da
bedel ödemeden kurtulması bu saatten sonra oldukça zor.
Sonun başlangıcındalar diye düşünüyorum.
Beter olacaklar inşallah.
Darmadağın olduğu günleri biz görmesek de çocuklarımız
görecek.
Mazlumun ahi aheste de olsa elbette çıkacak ve zaten
çıktığını görüyoruz. Ancak gâvurun nihai hedefinin ülkemiz olduğunu
görmeyenlere ne demeli?
Utanmadan sıkılmadan yaşanılanlardan ders almadan işkembeden
atıp tutanlara ne demeli?
Aklınızı başınıza alın demek belki de en doğrusu ancak
sağlıklı bir akıl ve sağlam bir baş varsa.
Taliban üzerinden dinime dahledenlere söylenecek çok şey
var.
Dinde yaya imanda piyade olmanın verdiği cehaletle atıp
tutmak yerine ABD gâvurunun, İngiltere ve işbirlikçilerinin binlerce kilometre
uzakta Afganistan’da ne işlerinin olduğunu sorarak işe başlamalarında yarar
var.
Yakın geçmişte sınırlarımız içerisinde bulunan İslam
topraklarını nasıl darmadağın ettiklerinden ders çıkararak ülkemiz için
düşündükleri hinliklerin haddini hesabını sorup sorgulamak gerek.
Eskilerin bir sözünü hatırlayarak makaleme devam edeceğim.
Taş yitti çunuru başına kaldır dendiği günlerden geçiyoruz.
Zor ve zahmetli günlerin içinden geçerken ülkemizde güzel
şeylerde olmuyor değil.
Geciken adalet adalet olarak kabul edilmese de 28 Şubat’ta
ülkemiz üzerinde karabulut gibi dolaşan zihniyetin bin yıl sürecek dediği kara
günler, kısa sürede yerini aydınlık günlere bıraktı ve çok şükür bugünleri
gördük.
Ülkemizi karanlığa gömen zihniyetin elebaşları için geçte
olsa adalet tecelli etti ve o günün kudretli(!) paşaları bugün kodeste.
Layık olmadıkları rütbeleri söküldü ve daha bu dünyada rezil
rüsva oldular.
Hakkını helal etmeyen mazlumların öbür dünyaya bıraktıkları
alacaklarını aldıkları dönemi de göreceğiz inşallah.
“Keser döner sap döner.
Gün gelir hesap döner.”
Bu sözler hiçbir zaman akıldan çıkmamalı ve sık olarak
hatırlanmalı ki, yanlışlar haksızlıklar zulümler er ya da geç bedel ödetir
evrensel gerçekliğine göre hal ve gidişimizi sürdürelim.
Son söz,
Yoklukta adaletin sağlandığı son komünist ülke olan Küba’da
bugünlerde garip şeyler olmaya devam ediyor.
Şimdi de sosyal medyaya yasak getirmeye çalışıyorlarmış.
Bizdeki solaklara duyurulur.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.