Afganistan konusundaki tereddütler...
AFGANİSTAN'da
Taliban'ın, yönetimi tam manasıyla ele geçirmesi, dünyada olduğu kadar
Türkiye'de de bazılarını bir hayli tedirgin etti. Hatta bu tedirginlikleri, "din
düşmanlığı" şeklinde dışa vurdu. Taliban’ın durumunu “Mezhep
ayrılıkçığı”na bile getirenler oldu ne yazık ki!
Taliban ve
Afganistan hakkında, muhakeme edebilecek bilgiye sahip olmadan, sosyal medyada
atıp tutanların rüzgârı, ne yazık ki “bilgisiz”
kesimi etkiliyor.
Öncelikle
şunu anlamamız gerekiyor...
Taliban,
ülkeyi ABD sultasından kurtarmıştır. Bu ülke; daha önce de Rusya'yı pişman
etmişti. Bu kadar mücadeleci bir milletin özgürlük savaşını illegal noktalara
çekmek büyük bir haksızlıktır. Taliban konusunda, daha uygulamalarını ve
icraatlarını görmeden, onları “İslâm
dışı” göstermek, doğru olmaz. Ben ve benim gibi Taliban için “mevcut hâli” olumlu yorumlayanlara, “Çok seviyorsunuz madem Afganistan’a gidin”
diyenlerin zihniyetini Merhum Süleyman Demirel’den hatırlıyoruz. Demirel,
başları örtülü okumak isteyen genç kızlar için, “Arabistan’a gitsinler” demişti vakti zamanında… Ama zaman onu utandırdı. Ve inanıyorum ki, bizim Taliban
konusundaki düşüncelerimiz için “Afganistan’a
gidin” diyenleri de tarih utandıracaktır.
***
Taliban'ın
ülkede hâkim olmasının ardından polemiklerin ardı arkası kesilmedi. Yok
kadınlara hayat hakkı tanınmıyormuş, yok Taliban terör örgütüymüş, yok Taliban
İslam sayılmazmış. Oysa Taliban yönetimi başa geçer geçmez, kadınların kamuda
çalışabileceğini, İslami kurallar çerçevesinde sokağa çıkabileceklerini
açıkladı. İnsanlara baskı yapılmayacağı, uluslar arası ilişkilerde olması gerektiği
şekilde hareket edileceği açıklandı. Buna rağmen, “kadın özgürlüğü” üzerinden
yalan yanlış iddialar bitmek bilmedi.
***
Başkan
Erdoğan'ın, "Taliban'la
görüşebiliriz" sözü bile, karşı cephenin kozu oldu. Oysa, aynı Taliban'la ABD, çok önceden
RESMİ görüşmelere başlamıştı. Amerika, Taliban'la görüşünce ses
çıkarmayanlar, Türkiye'nin 'görüşebiliriz' noktasına gelmesine neden
feveran ediyorlar, anlaşılır gibi değil. Şunu bilmeleri gerekir, Türkiye'nin dış politikası artık eski
köhnemiş bir dış politika değildir. Daha aktif daha etkili bir dış politika
izleniyor. Zaten bunun olumlu yansımalarını yıllardır görüyoruz.
***
Bir çok
siyasi, özellikle muhalif kanat Afganistan konusunu, göçmenlere indirgeyerek
sığ düşüncelerini ortaya koydu.
BBP Genel Başkanı
Mustafa Destici ise "Afganistan'ı
kim yönetiyorsa, bizim onunla görüşmeye ihtiyacımız var. Kültürel olarak
görüşmeye mecburiyetimiz var. Bizim orada milyonlarca soydaşımız, din
kardeşimiz var" diyerek konunun
özüne temas etti.
Türkiye'nin
dış politika sürecine her zaman destek verdiklerini belirten Destici, "Bu konuda devletin
ve devleti yönetenlerin yanında durduk. Yanlış gördüğümüz bir yerde de 'bu
yanlıştır' dedik. Şimdi burada Taliban'ın geçmişteki uygulamalarına bakarak,
özellikle Türkiye'de iç kamuoyu oluşturarak, birtakım konuları gündeme
getirerek ve bazı görüntüleri servis ederek Türkiye'nin Afganistan'la
ilişkisini tamamen kesmesini istiyorlar. Türkiye'nin
Afganistan'la ilişkisini tamamen kesmesini söylemek, bence ya zırcahillikten
kaynaklanıyordur ya da emperyalistlerin buradaki sözcülüğünü
yapıyorsunuzdur." ifadelerini kullandı.
ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği üyesi ülkeler
ve Avrupa Birliği'nin Afganistan'la iletişim halinde olduğuna dikkati çeken Sayın Destici, "Sen Türkiye'ye 'Afganistan'la görüşme' diyeceksin. Böyle
bir şey olabilir mi? Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Afganistan
yönetimiyle görüşecek" diyerek,
muhalefetin bakış açısını doğru bulmadığını belirtti.
Sayın Destici'yi bu konudaki tavrından dolayı kutluyorum.
Ülkenin bu tür yapıcı açıklamalara çok ihtiyacı var.