Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2962.44
BIST 100
9680.66
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Eylül 2021

​Afganistan Denilince

Afganistan denilince, ülkesini 40 yıl yöneten Kral Zahir Şah’ın tedavisinde kullanılan cihazı Ankara Hastanesi depolarından çıkarıp babamın sıkıntılı geçen ameliyatı sonrası kullanmaları; 27 Aralık 1979'da Sovyet askerleri tarafından işgal edilmesi; Sovyetlerden sonra Taliban ve El-Kaideye uzanan süreçte savaşa katılan aşina isimlerle, Mavera dergisinde Erdem Beyazıt’ın ‘İpek Yolundan Afganistan’a’ seyahat günlükleri ile Zaman gazetesinde mücahitlerin anlatıldığı yazıları tashihim hatırıma geliyor.

Doğu ile Batı arasındaki mücadelenin merkezindeki Afganistan, seksen sene İngilizlerin işgalinden sonra 1919 da bağımsızlığına, 1973 de cumhuriyet ilan etmiş, 1979 senesinde komünist Rusya tarafından işgaliyle on yıl süren savaş neticesinde Rusları mağlup edip kovmuştu. Süreç içerisinde Afgan coğrafyasında İslâmî direnişi sağlamak için savaşan gruplar arasında söz sahibi konuma gelen Taliban geçtiğimiz Ağustos (2021) ortalarında ülkeyi kontrol altına alarak başkent Kabil’e girdi.

Bildiğiniz üzere 11 Eylül 2001 de New York’ta ikiz kulelerdeki terör saldırısını bahane ederek ABD masum Afganistanlılar üzerine bomba yağdırmaya başlamış, Başkan George W. Bush saldırının sorumlusu olduğunu belirttiği Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ve Afganistan’daki Taliban rejiminin yıkılması gerektiğini müttefikleriyle deklare etmişti. Bu bahaneyleİslâmî değerler tahkir edilmeye başlanmış, Ortadoğu başta olmak üzere Güneydoğu Asya’da Müslümanlar tehdit altında yaşamaya başlamıştı.

Taliban’ın ülke genelinde söz sahibi olmasının ardından Kabil Havalimanı’nda yaşanılan trajik görüntülerin hepimizi üzdüğünün altını çizmek isterim. Kimsenin geleceğinden emin olamadığı bir iklimde akla ve hayale gelmeyecek hadiseler yaşanabileceğini bu vesile ile görmüş olduk. ABD tarafından kandırılanlar Afganistanlıların ne hale düştükleri de ortada. İnsan ve kadın hakları bahane edilerek işveren sorumluluğundan kaçan liberal ve küresel değer savunucusu Avrupa ülkelerinin elçiliklerini boşalttıkları haberlere geçti.

ABD, Rusya ve Çin’in jeopolitik rekabetlerinin artmasıyla bölgede sıcak gelişmelerin olacağından şüphemiz yok. Afganistan’ı hâlâ terör ve mülteci üreten yer olarak gören Batı’nın bölgeye istikrar getirmeyeceğini bildiğimizden hezimete uğrayan uluslararası sistemin zarar göreceğini söyleyebiliriz.

Rusya, İran, Çin ve Pakistan’la ilişkisi olduğu iddia edilen Taliban’ın sözcüleri, ülkede İslâmî bir yönetim kurulacağı, komşularıyla saygılı ilişki içinde bulunacakları, eğitim ve üretime önem vereceklerini ifade ederken, kadınlara özgürlük verilmemesi lafları gölgede kaldı. Dünyadaki diğer İslâmî teşkilatların Taliban’dan etkileneceği korkusunu yaşayan Batı, her zamanki çamur at izi kalır mantığıyla hareket ederek terör örgütü muamelesine devam ediyor. Afganistan’da yaşanılan fakirlikte çözüm üretilmesi gerekmektedir. Şayet fakirliğe çözüm yolu bulunamazsa halkın iktidarda sevdikleri ve tasvip ettikleri bir yönetim olsa dahi ciddi sıkıntılar oluşacağını söyleyebiliriz.

Afganistan için ‘her şey çok güzel olacak’ sloganını atmak tozpembe hayal dünyasıdır. Halkına huzur getirmesi için özellikle can, mal, nesil ve akıl emniyetini sağlaması rejimin vazgeçilmezi olması gerekir. Taliban Kabil’e girdikten sonra halkına ve uluslararası alandaki oyunculara güven mesajlarını birbiri ardınca vermeyi ihmal etmedi. Genel af ile hapishanelerin boşalmasından tutunuz şeriat çerçevesinde uyarısı ile insan ve kadın hakları ile basın özgürlüğüne varıncaya kadar bir hayli direktifi hayata geçirmeye başladıklarını duyuyoruz.

Bu genel bilgiler çerçevesinde halkın huzur ve güvenini bozabilecek hal ve hareketlerden kaçınılırsa, Türkiye, Pakistan, Çin, Rusya ve İran’la ilişkilerini sağlıklı yürütebilirlerse Avrupa ve ABD’den karşı ses çıkmadan yollarına devam edebilirler.

Aksini düşünmek bile istemiyorum.