Afet öncesi ve sonrasında medyanın önemi
Afetler günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Bir toplumun ya da bireyin afetlere karşı dirençliliği fazla, ancak kırılganlığı az ise afetlerle başa çıkabilme kapasitesi o oranda yüksektir.
Afet; Toplumun tamamı
veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal
hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen
toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji ve insan kaynaklı
olaydır. Afet bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur.
Bilim adamları
depremin yeri ve zamanının önceden bilinemeyeceğini açıklamaktadırlar. Ancak
depremlerin etkilerine karşı önceden önlem alınarak en az kayıpla
önlenebileceğini de açıklamaktadırlar.
Yaşadığımız
şehirlerimizde afet olmaz mı, olursa afetlerin etkilerine karşı bireysel olarak
nasıl ve ne şekilde tedbir almak lazım?
Bunun için; Temel afet bilinci eğitimi almak ve afet beceri
tekniklerini öğrenmek gereklidir.
İşte, zarar azaltma ile yaşam biçimimizi afetlere karşı
duyarlı bir hale getirmeli, çevremize bu gözle bakmalı, güvenli bir yaşam için,
afet öncesi hazırlıklı olma ve afetlere karşı direncimizi toplum olarak
artırmalıyız.
Unutmayın;
"Depremler önlenemez, ancak depremlerin afetlere dönüşmesi
önlenebilir." diyoruz..
Gelişmiş batı
ülkelerinde afete hazırlık sürecinde, kitle iletişim araçlarının rolü giderek
artmaktadır. Birden çok işlevi olan bu kitle iletişim araçlarının başka bir
görevi de halkı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bir afet bilinç kültürü
oluşturmaktır. Afet öncesi bilgilendirme ve bilinçlendirme ise hayati önem
taşımaktadır.
Toplumun afet
konusunda hızlı, kolay, ulaşılabilir, erişilebilir bilgilendirme ve
bilinçlendirme aracı olan medyadan yararlanılmalıdır.
Afet yönetimi,
geleneksel ve modern yaklaşımla ele alındığında medyanın afetlere karşı,
hazırlık aşamasında ve afet sonrasında önemli bir rolü üstlendiği
görülmektedir.
Afetlerden hemen
sonra bizim insanımız olup biteni bir an önce öğrenmek için medyanın son dakika
haberlerine bakmaktadırlar. Afet gibi olağan dışı durumlarda, medyanın en çabuk
ve en doğru biçimde toplumu bilgilendirmesi, büyük önem kazanıyor.
Medyanın dijital
ortamda hızla yaygınlaşması ve sosyal paylaşım ağlarının artmasıyla beraber
halkın afet sonrası, yakınları ile iletişime geçmek ve afetler konusunda bilgi
edinmek için medya araçlarından yararlanmaktadır.
Medyadan bilgi akışı
kesintiye uğradığı zaman ise bu sefer devreye dedikodular, abartılı söylentiler
toplum arasında yayılmakta, böylelikle toplumda bir panik havası ve kaosun
oluşmasına yol açmaktadır.
Ayrıca medyanın mutlaka afetler gibi özel uzmanlık isteyen
konularda, özel eğitimli, araştırmacı muhabir ve yöneticilere sahip olması
gereklidir.
Habercilik bir kamu hizmetidir ve kamu yararını esas alır.
Afetlerde doğru ve güncel habere erişim önemli bir ihtiyaç, temel bir haktır.
Bunun için de şeffaf, hesap verebilir, güçlü ve kurumsallaşmış bir medyanın
varlığı hayati derecede önemlidir.