Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Nisan 2024

Afet öncesi ve sonrasında medyanın önemi

Afetler günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Bir toplumun ya da bireyin afetlere karşı dirençliliği fazla, ancak kırılganlığı az ise afetlerle başa çıkabilme kapasitesi o oranda yüksektir.

Afet; Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji ve insan kaynaklı olaydır. Afet bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuçtur.

Bilim adamları depremin yeri ve zamanının önceden bilinemeyeceğini açıklamaktadırlar. Ancak depremlerin etkilerine karşı önceden önlem alınarak en az kayıpla önlenebileceğini de açıklamaktadırlar.

Yaşadığımız şehirlerimizde afet olmaz mı, olursa afetlerin etkilerine karşı bireysel olarak nasıl ve ne şekilde tedbir almak lazım?

Bunun için; Temel afet bilinci eğitimi almak ve afet beceri tekniklerini öğrenmek gereklidir.

İşte, zarar azaltma ile yaşam biçimimizi afetlere karşı duyarlı bir hale getirmeli, çevremize bu gözle bakmalı, güvenli bir yaşam için, afet öncesi hazırlıklı olma ve afetlere karşı direncimizi toplum olarak artırmalıyız.

Unutmayın; "Depremler önlenemez, ancak depremlerin afetlere dönüşmesi önlenebilir." diyoruz..

Gelişmiş batı ülkelerinde afete hazırlık sürecinde, kitle iletişim araçlarının rolü giderek artmaktadır. Birden çok işlevi olan bu kitle iletişim araçlarının başka bir görevi de halkı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bir afet bilinç kültürü oluşturmaktır. Afet öncesi bilgilendirme ve bilinçlendirme ise hayati önem taşımaktadır.

Toplumun afet konusunda hızlı, kolay, ulaşılabilir, erişilebilir bilgilendirme ve bilinçlendirme aracı olan medyadan yararlanılmalıdır.

Afet yönetimi, geleneksel ve modern yaklaşımla ele alındığında medyanın afetlere karşı, hazırlık aşamasında ve afet sonrasında önemli bir rolü üstlendiği görülmektedir.

Afetlerden hemen sonra bizim insanımız olup biteni bir an önce öğrenmek için medyanın son dakika haberlerine bakmaktadırlar. Afet gibi olağan dışı durumlarda, medyanın en çabuk ve en doğru biçimde toplumu bilgilendirmesi, büyük önem kazanıyor.

Medyanın dijital ortamda hızla yaygınlaşması ve sosyal paylaşım ağlarının artmasıyla beraber halkın afet sonrası, yakınları ile iletişime geçmek ve afetler konusunda bilgi edinmek için medya araçlarından yararlanmaktadır.

Medyadan bilgi akışı kesintiye uğradığı zaman ise bu sefer devreye dedikodular, abartılı söylentiler toplum arasında yayılmakta, böylelikle toplumda bir panik havası ve kaosun oluşmasına yol açmaktadır.

Ayrıca medyanın mutlaka afetler gibi özel uzmanlık isteyen konularda, özel eğitimli, araştırmacı muhabir ve yöneticilere sahip olması gereklidir.

Habercilik bir kamu hizmetidir ve kamu yararını esas alır. Afetlerde doğru ve güncel habere erişim önemli bir ihtiyaç, temel bir haktır. Bunun için de şeffaf, hesap verebilir, güçlü ve kurumsallaşmış bir medyanın varlığı hayati derecede önemlidir.