Afet Bakanlığı kurulmalı
Afet Bakanlığı kurulmalı...
Hemen şimdi...
Neden mi?..
“Doğal
felaket tufanı”na tutulduğumuz için...
Depremlerde beşik gibi sallanmakla
kalmayıp, yıkılan denetimsiz binaların altında inleye inleye can verdiğimiz
için...
Milletçe enkazın altında; cansız
canansız, evsiz barksız, annesiz babasız, yetim öksüz kaldığımız için...
Kırılan faylarla birlikte beden ve
ruhlarımız da parçalandığı için...
*
Yağmur sularının gök patlamışçasına
üzerimize dökülüp, tufana dönüşerek önüne kattığı her şeyi azgın dalgalarıyla
boğduğu için...
*
Vahşi kapitalizmin tetiklediği iklim
değişikliği felaketlerinin alenen kendini aşikâr ettiği asrımızda göllerin,
ırmak ve yeraltı sularının çekilmesiyle kuraklık, su ve gıda krizi kapıya
dayandığı için...
*
Binlerce hektar orman alanlarımız
cayır cayır yanıp kül olduğundan oksijenimizin tükenmek üzere olduğu için...
*
Anlayalım artık; güzel bir dünya için
hamasete yer yok!..
Yerküre yarıldıkça; insanlık enkaz altında kalıyor!..
Su bittikçe; dünya çölleşiyor!..
Ciğerpâremiz ormanlar cayır cayır yandıkça;
insanlık nefessiz kalıyor!..
*
Mesele doğal felaketler sonrası yara
sarmak değil, yaraya sebep olan hastalığı kurutmaktır... İşte ulusal güvenlik
problemine dönüşen bu doğal afetler için önlem almak, tedbirler geliştirmek
için hemen şimdi Afet Bakanlığı kurulmalı...
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan
depremler, seller, su taşkınları, toprak kaymaları, çığ düşmeleri, fırtınalar,
hortumlar ve yangınlarla meydana gelen doğal afetler yüzünden yüzbinlerce can
kaybı yaşandı.
Bizim düsturumuz belli; insanı yaşat ki, devlet yaşasın...
***
300 BİN KONUT AÇIĞI ORTAYA ÇIKTI
İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki
depremlerde Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep,
Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da son belirlemelere göre 35 bin 418
insan can verdi, 105 bin 505 can yaralandı.
Türkiye’nin üzerine 41 bin 791 binadan
230 milyon tonluk enkaz yıkıldı. Yaşaman büyük yıkımlarla birlikte 50 ilâ 80
milyar dolarlık bir maliyet ortaya çıktı. Erciyes Dağı kadar kütlenin enkaza
dönüşmesi ile birlikte bölgede 300 bin konut açığı oluştu. Taş üstünde taşın
kalmadığı bölgelerden Türkiye’nin bütün bölgelerine “büyük göç” başladı.
Buradaki hareketlilik kalıcılığa
dönüşürse bölgedeki demografik yapı değişir. Demografik yapı değişirse
Türkiye’de çok yönlü, onulmaz travmatik yaralar açılır.
Olağan Üstü Hâl ilan
edilen bölgede, olağan üstü çözümler üreterek ivedilikle insanlar normal hayata
adapte edilmelidir. Aksi halde bekâmız tehlikeye düşer!..
*
Felaketin üzerinden haftalar, günler,
saatler, dakikalar geçtikçe toplumsal travma büyüyor. Hayatta kalabilen 105 bin
404 yaralı şimdi acılar içinde enkaz, hastane ve mezarlıkların etrafında döne
döne yakınlarını arıyor. Acılar, çığlıklar, feryatlar, oluşan travmalar
arttıkça acı ve mâtemimiz katlanıyor. Ateş sadece düştüğü yeri değil, hepimizi
yakıyor.