Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Şubat 2023

Âfad ve âfet

Değerli okurlarım acımız çok büyük.

Ülkemizin başı sağ olsun.

Dünyada yaşanılan doğal afetlerin en büyüklerinden olan deprem doğup büyüdüğüm memleketim Kahramanmaraş merkezli 10 ilimizi yakıp yıktı. Vatandaşlarımız sıcak yataklarında derin uykuda yakalandı bu âfete.

Binlerce insanımız derin uykularında ruhunu Rabbime teslim eyledi. Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen on binler için devletimiz anında müdahale gücünü devreye sokarak vatandaşı ile birlik olarak tüm gücünü ve gayretini kullanarak yaşanılan bu büyük afetin yaralarını sarmaya çalışıyor.

Önceliği enkaz altında kalan insanımızın kurtarılmasına verdi ve ÂFAD çatısı altında birleştirdiği tüm birimler bu görevi canhıraş sürdürüyor ve depremden günler sonrasında göçük altından mucize kurtuluşlara vesile olarak ayyuka çıkan acımızı bir nebze de olsa hafifletiyor.

Değerli okurlarım depremi yaşayanlar bilir. Marmara depremini bizzat yaşayan bir vatandaş olduğum için hafızamda hala canlı duran anılarım ülkemiz veya dünyadan yaşanılan her depremde yeniden tazelenir.

Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem benim doğup büyüdüğüm ve tüm akrabalarımın olduğu yerde.

Çok yakından tanıdıklarım var ve canlı yada cansız bedenleri enkazdan çıkarılıyor.

Büyük travmaların sonrasında yaşanılan psikolojik sorunları bilmek çare ve çözüm üretmek gerçekten zor.

Depremin ilk anlarından itibaren iletişiminde sağlıklı olamamasından kaynaklı kaygıların insan psikolojisinde oluşturduğu yıkımı tarif etmek ve tanımlamak gerçekten mümkün değil.

Önümüzdeki günler bu zorluklarla mücadele edeceğiz

Değerli okurlar empati yapmak insanoğluna verilmiş bir duygu. Bu duygu sayesinde kalitesi artı eksi yönde hareket eden insan eşref ve esfele doğru evrilir.

Yaşadığımız bu olağanüstü günlerde insan denen yaratığın bu savrulmasının emarelerini görüyorum.

Depremin tüm yıkıcılığı ile yerle bir ettiği memleketimde iletişim kurabildiğim yakınlarım yaşadıkları tüm zorluklara göğüs gererek var güçleri ile birlik beraberlik içerisinde bu sıkıntılı günlerin acısını paylaşarak hafifletmeye çalışırken gösterdikleri vakar ve metanete bakıp kendimden utanıyorum.

Kardeşim Muhammed Salih Akben ve birçok akrabam ile görüşmelerim devam ediyor.

Her türlü zorluğa ve imkansızlığa rağmen devlet aklının ürünü AFAD vatandaşı ile gece gündüz çalışıyor.

Çocukluğumun geçtiği mahallemizin artık olmadığı söylendiğinde gözyaşlarıma hakim olamadım. Doğduğum sokak, iki katlı evimiz, camimiz, ilk orta ve lisede okuduğum okullardaki anılarım film şeridi gibi hafızamdan akıp geçti.

Değerli okurlarım özellikle sosyal medyayı soysuzlaştırarak irin ve kir akıtan kesimden akan pisliklere itibar etmeyelim. Her durumda devlet ve millet düşmanı olan bu mahfillerden yapılan paylaşımlara alet olmayalım.

Kinlerinde boğulsunlar.

Evi barkı yıkılmış çaresizlikler içinde zor anlar yaşayan insanlarımız çok şükür bu azmanların kustuklarına itibar etmiyor.

Canlı veya ölü enkaz başında yakınlarının çıkmasını bekleyen eli öpülesi vakur insanların anlattıklarına ben dayanamazken onlar o zor şartlarında beni teselli etmeye çalışınca bir hoş olmamak ne mümkün.

Ortaokul arkadaşım ağabeyinin enkaz altınca can verdiğini bir gün sonra öğrendiğini söyleyerek, “Ali kardeş biz mahşeri dünyada yaşıyoruz” demez mi.

Mahşerde kimsenin kimseye nasıl faydalı olamayacağının tatbikatını yapıyoruz deyince iliklerime kadar ürperdim ve gözyaşlarıma hakim olamadım.

Bir başka yakınım kardeşinin cenazesini yıkayacak su bulamadığı için teyemmüm ettiğini söyledi. Ağabeylerini yengelerini yeğenlerini toplu olarak mezara koyan bir yakınımın telefondaki sesini günlerce unutamayacağım

Kahramanmaraş’a İstanbul’dan erzak götüren bir kardeşimin verdiği bilgiler ise yüreğime adeta su serpti. Kayseri-Maraş arası yol boyu TIR’lar, kamu araçları ve kendi imkanları ile erzak taşıyan araç konvoyları var canlar gitti ama yaralar sarılıyor.

Millet bir olmuş var gücü ile elinden gelen ne varsa yapıyor demez mi.

Biz buyuz.

Yoklukta zorlukta bu huyumuz depreşir ve açık yaralı bir kimse bırakılmaz yaralar sarılır.

Bu yarayı sarılmaz olarak görenler bir kez daha mahcup olacaklar.

AFAD tek elden tüm devlet kurumlarını eşgüdüm içinde tutarak sadece yaraları sarmakla yetinmeyecek. Önümüzdeki günlerde depremzede şehirlerimizi yeniden topraklarından yeşertecek tohumlar ekecek ve çaresiz insanlarımıza çare olacak.

AFAD tüm diğer afetlerde yaptığı gibi bugünde 10 ilimizin hepsinde kalan canlarımıza can suyu olacak.

Canlar geri gelmeyecek elbet.

Devlet aklı AFAD gibi bir güç oluşturdu.

Deprem ülkesiyiz.

Marmara depreminden onlarca kat fazla yıkıcılığı olan bu depremde o zaman yaşadıklarımızla bugünü kıyaslamak mümkün değil.

Aynı akıl TİKA gibi başka bir gücü ile de gönül coğrafyamızda aynı hassasiyetle çalışarak yıkılan terk edilen tüm ecdat eserlerini sessizden ve derinden ihya ediyor.

TİKA gönül coğrafyamızın medarı iftiharı. Neresine giderseniz gidin muhakkak dokunduğu bir tarihi eserimiz mevcut.

Satılık beslemeler ürümeye devam edecek çok şükür kervan yürüyor.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.