Adwa Savaşı'nın Hatırlattıkları
Geçtiğimiz Salı günü Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Kral II. Menelik Meydanı'nda binlerce kişi, coşkulu bir şekilde ülkenin en önemli günü olan Adwa Zaferi’ni kutladılar. Etiyopya ordusunun, İtalyan ordusunu yerle bir ettiği Adwa Zaferi’nin 126. Yılının kutlandığı günlerde Ukrayna ile Rus ordusu savaş pozisyonuna geçmişti.
İtalya’daki Faşist iktidarın 1912’de Libya’yı, onun öncesinde 1905’te Somali’yi işgal etmeye çalıştığı bilinse de hepsinden önce 1895’te Etiyopya’ya saldırdığı unutulmamalıdır. İtalya ile Etiyopya arasındaki savaşla Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşın benzerliği şaşırtacak düzeydedir. İki savaşı karşılaştırmalı okuyalım.
İtalya’nın Eritre valisi General Oreste Baratieri yönetimindeki İtalyan ordusu karma bir yapıya sahipti. Yarısı İtalyan askerlerden oluşan ordunun kalan kısmı Askari’lerden meydana geliyordu. Askari denen bu gruplar, içinde Eritreli ve Somalili askerlerin bulunduğu Afrikalı birlikler idi. Tıpkı Rus ordusundaki Buryatya, Yakutistan, Başkurdistan, Tatar, Çeçen ve Moğol unsurların olması gibi.
Etiyopya ordusunun başında İmparator II. Menelik ve eşi İmparatoriçe Taytu Betül bulunuyordu. Menelik, basiretli bir yönetici idi. Ordusunu modern silahlarla silahlandırmada oldukça titiz davrandı. Ancak, emri altındaki asker sayısını az gösteren yanlış raporları İtalyan tarafına sızdırdı; kuvvetleri arasında anlaşmazlık olduğuna dair söylentiler çıkartarak birlik ve beraberliğinin zayıf olduğu intibaını oluşturdu. Tıpkı savaş öncesi Ukrayna’nın yalnız, sahipsiz ve korunmasız olduğu izlenimi uyandırması gibi.
28 Şubat 1896’da iki ordunun Adwa’da karşılıklı beklemesi sona erip İtalyan kuvvetlerin saldırmasıyla beklenen savaş başladı. 100.000 Etiyopya askerine karşılık 15.000 İtalya askeri karşı karşıya geldi. Coğrafyaya hâkim olmayan, tedarik sıkıntısı çeken İtalyanlar sahada oldukça zorlandılar. İmparator Menelik’e karşı direnemeyen General Baratieri bozguna uğradı. Binlerce İtalyan asker kılıçtan geçirildi, Askari birlikleri, Etiyopyalıların gazabından kaçamadı. Yaklaşık 4.000 civarında İtalyan asker esir alındı. Etiyopyalılar apaçık bir zafer kazandılar ve bağımsızlıklarını ilan ettiler. Savaşta büyük kahramanlık gösteren Etiyopyalıların destansı mücadelesi bugün bile anlatılır. Sömürge altına girmemiş tek Afrika ülkesinin Etiyopya olması şaşırtıcı değildir. Savaşçı bir millet olan Etiyopyalıların bu zaferi, İtalyan emperyalizminin Afrika’da duvara toslamasına neden olmuş ve Faşistlerin Kuzey Afrika’nın altına inmesini engellenmişti.
Adwa Savaşı’nı emperyalist İtalya değil Etiyopya kazanmıştı. Siyah halkların, modern Afrika’nın ilk zaferiydi. Ukrayna-Rus Savaşı da nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın emperyalist Rusya’nın her şekilde kaybettiği aşikardır. Neredeyse tüm Dünya tarafından ekonomik, siyasi ve kültürel olarak izole edilen Rusya’nın bu hamlesi, “beyin ölümü gerçekleşti” denen NATO’nun silkinip kendine gelmesine neden olmuş görünüyor. Rusya’nın çeperlerindeki askeri gücünü artırmaya başlayan NATO, Rusya’ya, Ukrayna’nın ötesine ilerleyemeyeceğini gösteriyor. Bununla birlikte SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanan, Rusya ile Avrupa Birliği arasında sıkışıp kalmış, Batı’ya gülümseyen ülkelerin, açıkça Rusya karşısında duracakları hatta NATO içerisine girerek karşı cepheyi güçlendireceklerini söylemek de abartı sayılmaz.
Etiyopya’nın Adwa Savaşı’nı kazanarak İtalyanları durdurması hesapta olmayan başka sonuçlar doğurarak Fransa’nın Atlas Okyanusu’na kadar inmesinin yolu açmıştır. Etiyopya, bir emperyalisti Afrika’nın kuzeyine süpürmüş ama rakipsiz kalan başka bir emperyal gücün orta ve güney Afrika’ya yayılmasına dolaylı yoldan sebep olmuştur. Ukrayna da şimdiden Rusya’nın Batı’ya doğru ilerleyip eski SSCB sınırlarına ulaşma hayalini baltalamış buna karşın Avrupa Birliği’nin ve NATO’nun bölgede hızla ilerlemesine kapı aralamıştır.
Adwa Savaşı’nın 126. Yılında tarih tekerrür ediyor. Rahmetli Mehmed Akif’in işaret ettiği gibi: “Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!/ Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/ 'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..”