Adnan Operasyonunun İki Yüzlü Münafıkları
Daha önce sosyal medyada da yazdım. Bizim muhafazakar kesim ciddi bir ikiyüzlülük içerisinde maalesef. Para ve rant olduğunda yelkenleri suya indiren ama fakirken mücahitliği de elden bırakmayan mürai bir kitlemiz var. Tamamı öyle mi hayır. Ancak sayıları azımsanmayacak kadar çok. Mesela yakın zamana kadar Akit ve Milli Gazete'de Adnan'ın boy boy ilanları yayınlanır, bu ilanlardan gazeteler güzel reklam paraları alır ama A9 Tv'de göbek dansı yapan, dini çirkin emellerine alet eden bu iğrenç cemaat ve lideri Adnan asla eleştirilmezdi. Yahu arkadaş, Adnan ve ekibi gözünüzün önünde dini suiistimal ederek dansöz oynatırken neden sesiniz çıkmıyordu? Şimdi devlet operasyon yapınca mı aklınız başınıza geldi? Hele bir de bu herifin 2018 iftarına kimler iştirak etmiş bir de ona bakın. Youtube'da videosu var. İzleyin orada kimler var, şaşıracaksınız. Bizim muhafazakar siyasetçiler, Cumhurbaşkanı'na yalakalıkta sınır tanımayan şarkıcılar, gazeteciler, eski siyasetçiler, mason biraderler, İsrail temsilcisi din adamı ve diplomatlar, daha niceleri... Ya beyler, bırakın bu iki yüzlülüğü artık. Biz geçmişte Adnan'a da Fetullah'a da sövüp saydırırken siz bu adamların oluklarından akan suyu kana kana içiyordunuz, şimdi ne oldu da birden bunlara düşman kesildiniz? Hortumunuzu mu kestiler, yeminizi mi azalttılar?
***
Yeni sistemin inşasında yöntem yanlışlığı var mı?
Aslında başlıktaki soruyu Burhan Kuzu hocaya sormak lazım. Öyle ya yeni sistemi mimarlarından birisi kendisi. Olur ki bir kanaati varsa belki bizimle paylaşır. Mesele şu: Yeni sistemle bürokratik oligarşi delinmek isteniyor; eyvallah. Asker-sivil ilişkileri olması gereken yere çekiliyor; eyvallah. Daha hızlı ve etkin bir sistem kurulmaya çalışılıyor ona da eyvallah. Sorun şurada; bütün bu düzenlemeler yasa ile değil de birer cumhurbaşkanı kararnamesi ile yapılıyor. Allah esirgesin de, yarın Erdoğan iktidardan bir şekilde düşse ve ip puştun eline geçse; bu puşt da bir kararname yayınlayıp "Haziran 2018'den bu yana yayınlanan tüm kararnameler iptal edilmiştir, devlet eski düzenine dönecek" dense o zaman ne halt yiyeceğiz? Bu tehlikenin farkında mıyız? Farkındaysak bir yol haritamız var mı? Özellikle Burhan Hocam cevaplarsa mutlu olurum.
***
Siyasetin Çirkin Yüzü
Ataşehir'in eski belediye reisinin karısı gazeteci Sevilay Yılman'ı arattırıyor ve diyor ki; "Aleyhte bir şey yazmasın, bedelini öder". Açıkça tehdit ediyor. Daha önce de bu hanımın belediye reisi kocası mafyatik usullerle kendisi hakkında eleştirilerde bulunan bir eski danışmanı üç-beş kabadayıya dövdürmüştü. Bir yerel siyasetçiye yakışmayan tavırla hareket eden belediye başkanı görevden çeşitli suçlamalarla uzaklaştırıldı. Karı koca ortalıkta racon kesen bu ikilinin birisi mecliste halau2026 Aktif siyasetin içinde. Adları pek çok günahla birlikte anılan bu çiftin dişi olanı pek dişli çıktı ve gazeteci tehdit etmeye kadar işi götürdüler. Sevilay pabuç bırakır mı onlara. O da cevabı yapıştırdı: "Sevilay neyi doğru buluyorsa onu yazar." Valla helal olsun, duruşundan dolayı Sevilay'ı tebrik ediyorum. Öte yandan kendisine yöneltilen çirkin tehdit dolayısıyla o dişi mafyayı da şiddetle kınıyorum. Güce boyun eğenler ve güç karşısında şahsiyetli şekilde durmayanlar bir gün başkalarının maymunu olmaktan kurtulamazlar. Bravo Sevilay!
***
Bakanlar Kurulundaki Değişimi Yerel Yönetimde de Bekliyoruz
Yeni yönetim sistemi kabinesi, akraba-eş dost kontenjanından kabineye giren birkaç bakan hariç ciddi bir değişim ve yenileşme yaşadı, iyi de oldu. İsmini iş dünyasından bildiğimiz dinamik ve becerikli kimselerin bakan yapıldığına dair umut verici bir kanaat var. Yenilik ve değişim gerekiyordu, iyi de oldu. Şimdi aynı değişimi yerel yönetimlerde de bekliyoruz. Yeni döneme ilişkin beklentiler çerçevesinde halkın içinde gezip dolaşırken edindiğimiz izlenim şu şekilde: Yeni dönemin belediye reisleri halkın içinde olacak, kukumav kuşu gibi makama gömülmeyecek, alçak gönüllü olacak, pahalı makam araçlarına binerek gösteriş yapmayacak (adam (S) serisi Mercedes'e biniyor arkasına bir de escort takıyor, bu şekilde yapanlara küfreden çok vatandaş gördüm), her belediye yayınında cumhurbaşkanı ile resmi olmayacak, kendi şahsiyeti ve duruşu ile hizmet verecek, devlet büyüklerine yalakalık, dalkavukluk yapmayacak, engelliye, fakire, düşküne, sahipsize sahip çıkacak merhametli olacak, kamu kaynaklarını makam aracı, lüks bina, lüks eşya ve hediye ile çarçur etmeyecek, ekibinden birileri müteahhitlik yaparak girişimde fırsat eşitliğini bozmayacak, kendi işini yapacak (müteahhitlik yapan başkan yardımcıları olmayacak mesela), atamalarda cemaat, tarikat ve benzeri kriterlerden ziyade ehliyet ve liyakate önem verecek, rüşvet ve yolsuzluğa göz yummayacaku2026. Halkın yeni dönemde belediye başkanlarından beklentileri bunlar. Bizden söylemesi.
***
Önce Güzel Ahlak!
Bizim kimi İslamcı yazarlar, entelektüeller, gazeteciler parti ve lider yalakalığı yapmaktan esaslı konulara bir türlü gelemiyorlar. Vay sen şöyle iyi yaptın; alkış! Vay sen ne büyük adamsın; alkış! Vay sen ne büyük partisin; alkış! Sonra da şu kulağa hoş gelen ama aslında bugünün sosyolojisinde karşılığı olmayan büyük büyük laflar ediyorlar: "Yeniden büyük medeniyet kuracağız, Osmanlı canlanıyor, yeniden Osmanlı ruhu, dünya liderliği, bölgesel güç, ümmetin son umuduu2026" vs vsu2026 Bir de bunların şöyle huyları var, nedense bazı konularda hep olaylar gelip geçtikten sonra yani olan olduktan sonra özeleştiri ve eleştiri haklarını kullanıyorlar!
Ya beyler feraset dediniz, basiret dediniz, onu dediniz, bunu dediniz, neden bir güzellik yapıp da adam gibi uyarma vazifenizi zamanında icra etmediniz? Hani siz büyük enteldiniz, büyük mütefekkirdiniz? Mesela bir tanesi geçen sene bir bakanın yaptığı nezaketsizliğe cevap olarak sıkı bir ayar verdi de, dedi ya "hop burada filanca konuşuyor", hop noluyor abi, hayırdır abi? Nedense işin ucu hep kendi nefislerine dokunduğunda eleştiri haklarını kullanıyorlar. Ama sıra devletin, milletin işlerine gelince patronlarını üzmemek için zülfüyare dokunmuyorlar. Bunların alayı sıfır rizikoludur, alayı sünepedir, alayı dalkavuktur. Hakkı, hakikati haykıracak cesaret çoğunda yoktur. Maaş aldıkları merkezlerin emri dışında da tek bir satır yazı yazamazlar. Sonra da kalkıp büyük büyük laflar ederler, medeniyet, ümmetin son umudu falan filanu2026Önce güzel ahlak beyler, hadi ordan! Bu pespayelikten kurtulun artık. Bu sosyoljiyle medeniyet hayali filan da kurulmaz, bırakın rüya görmeyi de önce besmele çekmeyi öğrenin-öğretin!
****
Eleştiri hakkı
Bugünün kutsalları vardır, dokunamazsınız, eleştiremezsiniz. Baronlar sizi enterne etmekte gecikmezler. İpinizi çekerler, infazınız gerçekleşir, ruhunuz duymaz. Bunlar eski Yunan mitolojisinin tanrıları gibidir. Herkes bunlardan korkar, bir şeyler bekler, çekinir, şerrinden emin olmak için siner. Ama gerçekte bunlar yok hükmündedirler. Adları vardır ama güçleri, tahtları, iktidarları sanaldır. Yunan tanrıları gibi. Tahayyülde var olan ama gerçekte olmayan tanrılar. Her cemaatin, her partinin, her grubun baronları vardır. Bunlar merkezin maaşlı elemanıdırlar. Merkeze ve lidere koşulsuz sadakat gösterirler. Sorgulamazlar, eleştirmezler, sadece verilen görevi yerine getirirler. Siz bir şey diyecek olsanız, eleştiri hakkınızı kullanacak olsanız sizi de linç ederler. Çünkü tanrılarının kuyruğuna basmışsınızdır. Bunlar kibirden kuleler inşa ederler. Ettikleri bu kulenin en tepesine de hacılarını, hocalarını, liderlerini oturturlar. Hocaefendi oradan emirler yağdırır, müritler de harfiyyen yerine getirirler. Liderlerinin buyrukları dinlerinin buyruklarından önce gelir. Ama kuyruklarına bastığınızda din elden gidiyor diye feryat ederler. Menfaatleri elden gidince dinleri akıllarına gelir. Modern çağın mitolojisi de böyle yazılır işteu2026. Bu kumaştan bu çıkar başka bir şey değil!