Adli tıp, spor
BİRKAÇ haftadır sporu da kapsayan ilginç başlıklar atıyoruz. Spor, sadece sporun bileşenlerinden ibaret değildir. Sporun sağlık, ekonomik, sosyal ve hukuki yönleri vardır. Bunlar çoğu kez birbirinin içine girmiş durumdadırlar. Adeta biri diğerinden ayrılamaz duruma gelmişlerdir.
Geçen haftaya göz attığımızda takımlarımızın yenilgileri ve galibiyetleri her şeyi alt üst etmiş gibi gözüküyor. Kadim kulüplerimizin liglerdeki yerleri değişiyor. Hiç beklemediğimiz maç sonuçları ile karşılaşıyoruz. Anadolu takımları başkaldırmış durumdalar. Şampiyonluk yarışı adı yeni duyulan takımlar arasında geçiyor.
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi seçkin takımlarımız eski günlerini arıyorlar. Taşradan ve varoştan gelenler yırtınırcasına oynuyorlar, maçlarına asılıyorlar. Rakiplerine kök söktüren bu takımlarımızın antrenörleri genellikle yerlidirler. Bu dostlarımız Anadolu’dan gelen gençlerin önünü açıyorlar, onlara şans tanıyorlar.
Kısaca sporun her alanında paradigmalar değişiyor. Ezberlerimiz bozuluyor, bildiklerimiz çöp sepetine atılıyor. Tabandan gelen gençlerimizin önü açılınca, şans verilince harikalar ortaya çıkıyor. Anlaşılıyor ki, yerli ve milli olanlara şans verilmeli, onların önü açılmalıdır. Eğitim ve disiplin de bunlara eklenince başarılar gelecektir.
Sporun yerli ve milli oluşu muhakkak ki göz ardı edilmemelidir. Ancak sosyal ve hukuki yönüne de ağırlık verilmelidir. Çünkü Hakem yanılgıları gündeme geliyor, bu konu da kastı aşan yorumlar da yapılabiliyor. Sporun bir yarışma türü olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Adil kararlar sporun her türünde maçları zevkli duruma getirir.
Not 1: Yaş sınırından emekliye ayrıldık. Uzun yıllar görev ve daire başkanlığı yaptığım ADLİ Tıp Kurumu’ndan da ayrılma zaruriyeti doğdu. Bu seçkin kurumdan çok güzel duygularla ayrılma şansını yakaladık. Kurum yönetimi ve Gözlem İhtisas Dairesi’ndeki arkadaşlarım bizi çok güzel Veda Töreni ile uğurladılar. Kurum başkanımız Doç. Dr. Yalçın Büyük, yardımcıları Dr. (Mustafa Okudan, Ömer Müslümanoğlu, Hızır Aslıyürek) konuşma yaparak bizi onore ettiler. Gözlem Dairesi’nin mensupları emek vererek veda töreni düzenlediler. İdari ve Akademik personel (Dr. Tuba Özcanlı, Dr. Emre Çırakoğlu, Dr. Levent Ortaköylü, Dr. Nuray Cansunar, Dr. Esra Hanım) ve kadim dostlarım Prof. Dr. (Sefa Saygılı, Oğuz Karamustafa, Neşe Kocabaşoğlu, Fulya Maner, Faruk Aşıcıoğlu) ve diğer arkadaşlarıma ayrı ayrı şükran borcumuz vardır. Başka kurullardan gelen meslektaşlarımıza Dr. (Ajda Ağırbaş, Nezih Anolay, Hasan Ağrıtmış) ve ismini yazamadığımız kardeşlerimizin affına sığınıyoruz. Adli Tıp Kurumu bizi duygusal bir atmosferde uğurladı. Herkese teşekkür ediyoruz.
2. Dostum ve meslektaşım Dr. Latif Alpkan’ın merhum babası Mehmet Alpkan’ın hayatını kaleme almış. Biz kitabı baştan sona kadar okuduk. Kitap akıcı, duru ve sıkıcı olmayan dil ile yazılmış. Konular kronolojik bir sıra ile ele alınmış. “Milli Dava Adamı” Mehmet Emin Alpkan adlı kitap bir devrim ve davanın perdesini aralıyor, ilginç kişiler ve konular ele alınıyor. “Dava Adamlığı, nedir?, nasıl olur?” bunların cevabını kitapta bulmak mümkün. Birçok kişinin geçmişini, kişiliğini olaylara bakışlarını kitaptan öğrenmek imkan dahilindedir. Hoca Ahmet Yesevi’den günümüze kadar gönül ve dava adamlarının öyküsünü, gizemlerini, klas yanlarını kitabın içinde bulabilmek imkan dahilindedir. Milli Dava Adamı Mehmet Emin beyefendiye Allah’tan rahmet diliyoruz.
3. Giresun Milletvekili Sabri Öztürk Bey Giresun’un problemleriyle içtenlikle ilgileniyor. İnece-Gaziler Tepesi-Erikliman-Giresun yolu’nun yapımında kol kanat geriyor. Muhtarımız Reha Ümit Goluoğlu’na kolaylıklar diliyoruz.
Sonuç: “Sporun sonucu kadar nasıl cereyan ettiği de önemlidir.”