Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2964.20
BIST 100
9622.52
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Mart 2022

Adım adım tek dünya devletine doğru

Kovid-19 salgınının hemen ardından çıkan Rusya-Ukrayna savaşının da etkisiyle tüm dünyada yükselen gıda fiyatları büyük bir küresel krizin oluşmasına neden oluyor. Anlayacağınız bizim uzmanlar yine endişeli.

Aynı uzmanlar nedense Kovid-19 sürecinde ısrarla birbirinden saçma, aklımızla alay eden kısıtlamaları savunuyorlardı. Neticede tüm dünya halklarına Kovid-19 hapını yutturdular.

Algısı, kurgusu, simülasyonu önceden tertip edilmiş bu salgının mimarlarından biri olan Klaus Schwap, 2020 yılının ilk aylarında Galler Prensi Charles tarafından ortaya atılan “Büyük Sıfırlama” (Great Reset) kavramını ortaya atarak bir kitap yazdı.

Bu adam, salgının daha ilk aylarında Kovid-19 salgını sonrasında dünya ekonomisini yeniden inşa etmekten bahsediyordu.

“Şu anda karşı karşıya olduğumuz küresel ekonomik felaket, 1945'ten bu yana kaydedilen en derin felakettir” diyordu.

Sebebini de kısıtlamalara bağlıyordu! Üstelik hükümetlerin bu kısıtlamaları uygulamaktan başka çaresinin olmadığını da ifade ediyordu.

Bu durum neticede hem arz hem talep krizine yol açtı. Schwap, emtia fiyatlarına işaret ederek ileride enflasyonun da yükseleceğini öngörüyordu(!)

Sonra da pişkin pişkin “bu gidişatın bir gün enflasyona ve muhtemelen yüksek enflasyona ve hatta aşırı enflasyona nasıl yol açacağı ortada değil mi” diye soruyordu. Ve elbette bu sürecin gıda krizi felaketine de yol açabileceği uyarısında bulunuyordu.

Klaus Schwap’a göre bundan kurtulmanın yolu gayet basit ve nettir.

Öncelikle ulus devletlerin kolektif kararlar alabilecek kadar uyumlu olduğunu ancak bunların küresel kararlar gerektiren dünya riskleri söz konusu olduğunda işe yaramadıklarının altını çiziyordu.

O yüzdendir ki dünya, çok tehlikeli bir yer haline gelmeden çok paydaşlı bir küresel yönetişim modeline geçilmelidir. Zira ona göre epidemiyolojik krizin ardından küresel koordinasyon daha da gerekli olacaktır.

Hükümetler mi? Onlar çok paydaşlı bir küresel yönetişim modelinde yalnızca bir paydaş olacaktır, o kadar. Massachusetts Üniversitesi’nden Harris Gleckman bu öneriyi; “II. Dünya Savaşı sırasında BM’nin kurulmasından bu yana küresel yönetişimin yeniden tasarlanması için en kapsamlı öneri” olarak tanımlıyor.

Kulağa hoş gelebilir ancak Büyük Sıfırlama teorisi öyle ifade edildiği gibi “daha adil, daha yeşil ve daha eşitlikçi” bir dünya öngörmüyor. Dünyadaki mevcut sistemi elinde tutan güçlerin yeni bir planı olarak karşımızda duruyor.

Şimdi size daha da somutlaştırayım.

Aslında bunlar “Tek Dünya Devleti’nden” bahsetmektedir. Hanedan şeklinde süren ve ortaçağdaki feodal yapıya benzer tek para birimi kullanan tek dünya devletini hedeflemektedirler.

John Coleman’ın kitabında da ifade ettiği gibi; Bu tek dünya devletinde nüfusa kaç çocuk sahibi olacaklarına dair sınırlama getirilecektir. Hastalıklar, kıtlıklar ve savaşlar yönetici elit grubun işine yarar bu yüzden “fazlalık nüfusu” yok edeceklerdir.

Bu toplum yöneten ve hizmetkârlardan oluşacak olup orta sınıf bulunmayacaktır. Tüm kanunlar her yerde aynı olacak ve dünya mahkemelerince uygulanacaktır.

Tek Dünya Devleti polis gücü ve silahlı kuvvetleriyle desteklenecektir. Sosyal yardım sistemini uygulayarak itaatkâr vatandaşlarının yaşamasına izin verilirken, isyankâr olanlar açlık ile cezalandıracaktır.

Dünyada tek bir din hakim olacaktır. Her kişi Tek Dünya Devleti’nin bir üyesi olduğunu kabul etmeye zorlanacak ve kişinin vücuduna Brüksel’deki NATO karargâhındaki bilgi işlem merkezince tanımlanacak bir numara vurulacaktır. Gıda üretimi de sıkı kontrolde tutulacaktır.

İşte böyle bir dünya planlıyorlar. Tüm olan bitenleri bu zaviyeden bakın diye söylüyorum.