Dolar (USD)
34.08
Euro (EUR)
38.03
Gram Altın
2834.46
BIST 100
9975.61
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Şubat 2017

Adil bir dünya çok kolay

Dünyaya baktığımızda, enerji kaynaklarına sahip bölgelerde ciddi siyasal ve sosyal sorunlar var. Yoksulluk, bu sorunları daha da büyütüyor.

Yoksul ülkelerde silahlara yapılan yatırım, o ülkelerin aç insanlarını doyuracak boyutta. Hatta iç savaşın yaşandığı yerlerde silahlara yapılan yatırım, buralara yapılacak sanayi ve kalkınma yatırım bütçelerinin çok üstünde bulunuyor.

Bu ülkelerin en göze çarpan ülkelerinden biri Somali'dir. Somali, Beş kardeşin çocuklarından oluşan bir devlettir. Ülkenin tamamı Sünni ve Şafii mezhebindendir.

Afrika veya Ortadoğu'da bu özelliğe sahi ülke hemen hemen hiç yok gibi. Bütün ülkelerde farklı etnik gruplar bulunuyor.

Somali'de 1960'lardan beri devlet otoritesi sorunu bulunuyor. Bu sorun 1980'lerde tam anlamı ile yönetim boşluğuna dönüştü. Ve bunca yıldır yaşanan kaos ve kardeş kavgası yüzünden Afrika'nın yer üstü ve yer altı varlıkları bakımından en zengin ülkesi olan Somali, yaklaşık 30 yıldır açlıkla mücadele ediyor.

Halbuki Somali, sadece yer üstü ve yer altı ürünleri ile değil, deniz ürünleri bakımından dünyanın en çok çeşitli ve zengin yataklarına sahip. Somali açıklarındaki balık yatakları, onlarca yıldır Avrupalıları sofralarını dolduruyor. Devlet otoritesi boşluğundan dolayı, Avrupalı balıkçı gemileri, hiçbir vergi veya ücret ödemeden Somali'nin deniz ürünlerini 1990'lı yıllardan beri kendi ülkelerine taşıyorlar.

1991'de BM'nin ülkeye yaptığı barış harekatı, ülkeye huzur getireceğine, iç çatışmaları daha da şiddetlendirdi. Çatışmalara karşı olan aileler dahi silahlanıp bu savaşta yerlerini aldılar. BM Barış Gücü'nün Somali'deki varlığı ülkeyi tamamen yönetilmez hale getirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Yeni Türkiye'yi dünyaya ilan ederken, "gittiği her yere barışı huzuru ve refahı götüren ülke" olacaklarını ulusal ve uluslar arası platformlarda deklare etmişti.

Türkiye'nin 1920'lerden bu yana ilgisiz kaldığı Afrika'ya daha çok ilgi göstereceğini, bölgeye sömürgeci amaç veya efendi anlayışı ile değil, iki eşit insan anlayışı ve partner düşüncesi ile ülkesini açacağını söyledi.

Erdoğan'ın bu eşitlikçi anlayışı, öncelikle birçok Afrika ülkesinde kuşku ile karşılanmıştı. Özellikle genç kuşaklar, Türkiye'nin bu yaklaşımını "beyaz adamın yeni sömürgeci yöntemi" olarak algıladılar. Ancak, tarih ve Erdoğan'ın işadamları, sivil toplum kuruluşları ve diplomatik heyetlerle kıtaya yaptığı çıkarmalar, Yeni Türkiye'nin politikasını pratikte gösterdi.

Yeni Türkiye'ye karşı ilk başlarda kuşku ile yaklaşan bazı Afrika ülkeleri, ikili ilişkilerden sonra kapılarını sonuna kadar açtılar.

Erdoğan'ın yeni Türkiye vizyonunu Afrika'da en iyi pratize ettiği ülkelerin başında Somali geliyor. Somali'ye ekonomik yardımların yanında, sağlık, eğitim ve ulaşım yatırımları gerçekleştirdi. Milyarlarca doları bulan bu yardımların tamamı karşılıksız ve hibe şeklinde oldu. Türk vakıfları, ülkenin her tarafında insani faaliyetler gösterdiler. Su kuyuları ve okulları açtılar. Ülkedeki susuzluk ve eğitim sorununa çare oldular. Ve bu hizmetlerin tümü Türk devletinin ve halkının gönüllü bağışları ile yapıldı.

Daha önce BM ve NATO çatısı altında Somali açıklarında korsanlara karşı mücadele eden Türk ordusu da Yeni Türkiye konseptine uygun atılımlar yaptı. Türk devleti ve sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları insani yatırım ve yardımlar, Somali toplumunu stabilleşme ve kendi sistemini kurma yolunda adeta motor etkisi yaptı.

Bundan dolayı Erdoğan, kendi ordusuna emir vererek, Somali'de düzenli ordunun kurulması, devlet otoritesi ile adaletin tesisi için Somali Ordusu'nu kurma görevini verdi. Böylece Türkiye, Somali topraklarında binlerce askerin konuşlanacağı bir üs kurmaya başladı.

Erdoğan, Somali'ye yardım etmeden önce ülke dünyaya adeta kapalı durumda idi. Onlarca yıl sonra bu ülkeye ayak basan ilk yabancı Başbakandı. Mogadişu'ya havaalanı kurarak bu ülkenin dünyaya açılmasını sağladı. Bugün Başkent Magadişu'ya ve ülkenin iç hatlarına her gün birçok uçuş yapılmaktadır.

Erdoğan'ın kurduğu bu hava koridoru ile dünyaya açılan Somalili on binlerce genç başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede eğitim görüp ülkelerine hizmet için dönüyorlar.

1960'taki darbeden bu yana devlet otoritesi kalmayan Somali, Yeni Türkiye'nin mimarı Erdoğan'ın yaptığı karşılıksız yardım ve yatırımlar sonucunda her gün adil ve düzenli bir devlet olma yolunda ilerliyor.

Bazı Batılı zengin ülkelerin ve Birleşmiş Milletlerin 1960'tan 2010 yılına kadar Savaş uçağıyla, tankla, topla tüfekle yapamadığını, Yeni Türkiye'nin "ihtiyaç sahibiyle lokmasını paylaşma" ve "eşit, adil ve hakça yaşanan bir dünya" düşüncesi ile başardı.

Afrika boynuzuna kurulan Türk askeri üssü, diğer sorunlu bölgelere de örnek olacağı kuşkusuzdur. Hırslarımıza, materyalist arzularımıza hakim olabilirsek adil bir dünya kurmak o kadar kolay ki.

[email protected]

@esimsek571