Adı Ahmet Cihat
Doğduğu 1943 yılında anne babası adını Ahmet Cihat koydu. İsmet
İnönü’nün Milli Şef olarak ülkeyi yönettiği İkinci Dünya Savaşı yıllarıydı.
İsmet ismi çocuklara konacak kadar popüler değildi. İslami isimler koymak da
moda değildi. Ancak Türkiye’deki Ermeniler kendilerine hoş bakılmadığını
bildikleri için çocuklarının asıl adını ve kimliğini gizleyip Müslüman ismi
koyuyorlardı.
Ahmet Cihat Tamer’in doğup büyüdüğü İstanbul’un Bakırköy semti Ermenilerin
yaygın olarak yaşadığı bir bölgeydi. O yıllarda bir çocuğa Ahmet Cihat ismini
koymak için iki şık vardı: Ya anne babanızın Müslüman ve dindar olması. Yahut
Türk – İslam fikriyatına düşman bir Ermeni olması ki çocuğunuz Türkçülüğün
ırkçılık seviyesinde rağbet gördüğü bir dönemde Türk olmadığı için zarar
görmesin.
Ahmet Cihat, üniversiteyi Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde,
Boğaz kıyısındaki Güzel Sanatlar Akademisi’nde okudu. Mezun olunca Bakırköy
Halkevi’nde tiyatroya başladı. Ömrü oyun oynamakla geçti. Ferhan Şensoy gibi
onun odağında da tiyatrodan önce politika vardı. Ferhan da rahmeti Turgut
Özal’a söylemediğini bırakmamış, iktidardan indirip yargılayacağız demişti.
Ferhan, Rasim Öztekin’in cenaze törenine katılamayınca kızı ile gönderdiği veda
mektubunda, “Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne, buluşuruz gökyüzünde,
neşeli bir meyhanede” demişti.
***
Ferhan Şensoy bir hiciv ustasıydı ama Ahmet Cihat Tamer bunu ciddiye
aldı. Ferhan Şensoy’un cenaze töreninde öyle bir kin ve nefretle konuştu ki:
“70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ama ona rağmen
inadına tiyatro yapıyoruz biz. Ferhan da inadına tiyatro yaptı hep.” Sözleri
ağırdı ama yüzündeki kin ve nefret sözlerinden daha belirgindi. Şöyle devam
etti Ahmet Cihat Tamer, “Şimdi o Rasimine kavuştu. Münir Abisi, Erol Abisi,
Levent, hep birlikte orada bir meyhanede kafayı çekiyorlar.”
Tiyatro Osmanlı döneminde de vardı. Ancak Osmanlı, bir İslam devleti
olduğu için Müslüman kadınların sahneye çıkması hoş karşılanmazdı. Bu yüzden
sahnelerde Rum ve Ermeni asıllı sanatçılar ağırlıktaydı. Cumhuriyet döneminde
de bu devam etti. Ülkemizde tanınmış, sanatıyla öne çıkmış, çok fazla Ermeni ve
Rum asıllı sanatçı var. Asıl isimlerini kullananlar da var, Müslüman ismi
taşıyanlar da. Ama çoğunluğun doğup büyüdüğü, yaşadığı topraklara ve bu ülkenin
hükumetlerine saygısı var. Sanatlarını da ayrım gözetmeksizin içinde
yaşadıkları toplumun tamamı için icra ediyorlar.
Mesela ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler Ermeni asıllıydı. Çektiği
fotoğraflardan oluşan sergiler bugün Batı başkentlerinde Türkiye’yi temsil
ediyor. Şimdi Cihat Tamer’e soralım:
Fedon, Arto gibi kendi ırkının ismini taşıyan, ya da Türkiye’yi
kahkahaya boğan Adile Naşit gibi Müslüman ismi taşıyan Rum-Ermeni asıllı
sanatçıların bu ülkenin dindar insanlarına, hükumetlerine bu tür bir
saygısızlığı olmuş muydu? Onno Tunç’un yani Ohennes Tunçboyacı’nın dindarlar aleyhine bir sözü,
bestesi var mıydı? Peki senin dindarlara karşı bu kin ve düşmanlığının sebebi
nedir?
***
Cenaze törenlerinde siyasi polemik olmaz. Bu öncelikle musalla
taşındakine saygının gereğidir. Töremiz de, geleneğimiz de, örfümüz de böyle
der. Ancak bu değerlerin Ahmet Cihat Tamer için kıymeti yok. Kameraların
karşısına geçiyor, bütün kin ve nefretini yüzüne yansıtıp devrimci bir eda ile
haykırıyor: “70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ama ona
rağmen inadına tiyatro yapıyoruz biz.”
Kendilerini gizleseler de azınlıktaki bu dayatmacı zihniyet yeri gelince
patlak veriyor. Bu zihniyet, dini kitaplar okuyanı, 162 – 163. maddelerden
dolayı içeri tıkan, Bediüzzamanlara, Necip Fazıl’lara gün yüzü göstermeyen
karanlık anlayıştı. İnançlı insanlara hayatı zehir eden kara bir zihniyetti.
Eğer Cihat Tamer, meyhaneden çıkıp cenaze törenine sarhoş kafa ile
gelmediyse lüften cevap verir mi? Madem dine bu kadar karşıydın, dinin mukaddes
iki kelimesinden oluşan ismini 79 yıldır neden değiştirmedin? Cenaze töreninde
densizlik yapacağına, bir an önce Nüfus Müdürlüğüne uğrayıp hangi töreye, hangi
anlayışa bağlı isen o geleneğin ismini al lütfen. İslam’ın mukaddes
kelimelerini kininle kirletme.