Adaylık kriterine dair…
Mart seçimleri öncesi siyasi arenada beklenmedik gelişmeler cereyan ediyor. Devlet Beyin, “yerel seçimlerde ittifak yok” çıkışı, Cumhur İttifakına gönül vermiş milyonları üzmüştür. Çünkü bu ittifak, milletin gönlünde yeşeren umutların yansıması sonucu ortaya çıkmıştı.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli’nin; 15 Temmuz ve sonrasında, kardeşçe kenetlenerek bu ülkeye olan katkılarını inkâr etmemiz mümkün değil. Her iki lidere de sonsuz teşekkürler. Lakin BM’de dünya beşten büyüktür diye meydan okuyup İsrail’e kafa tutan, Amerika’ya siyaseten haddini bildirip ümmetin duasını alan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.
Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere gelecek olursak...
Başkan adayları belirlenirken; toplumsal algı bağlamında ve seçmen nezdinde satın alınabilir bir imajının olup olmadığına dikkat etmemiz gerekiyor. Öyle ki, bir şirketi iyi yöneten bir yönetici, bir futbol kulübünü şirket gibi yönetirse her zaman başarılı olmayabilir. Ki bu başarısızlığın örneğini hep birlikte müşahede edebiliyoruz…
Belediye başkan adaylarımız çok yüksek donanımlara sahip olabilir. Ama bu ölçüt ilgili seçim bölgesinde başkan olabilmesi için yeterli bir gerekçe ve seçimi kazanması içinde güçlü bir veri değildir. Aday profilleri belirlenirken, seçmende karşılığı olan bir nüfuza ve bu nüfuza hitap edebilecek bir imaja sahip olabilmelidir. Çünkü siyaset tanınan profiller üzerinden yapılır.
Seçmende karşılığı olmayan; liyakatten uzak, insana dokunabilecek projesi olmayan, vizyonu sadece maddiyatıyla ölçen, milletine kibirli, devletine ise sadakat bağıyla bağlanmamış, yüzü ve ismi tanınmayan adaylar ile sürecin sağlıklı işlenmesi çok zordur. Spordan bir örnek daha verecek olursak; bildiğiniz üzere çok güzel bir sunum hazırlamamıza rağmen olimpiyatları alamadık. Buradaki görevli yetkili arkadaşlarımız çok iyi bir sporcu olabilirler. Ama uluslararası spor lobilerini etkileyebilecek kapasiteye ne kadar sahiplerdi? Demek ki; iyi bir sporcu olmak, iyi bir spor yöneticisi olmak demek değildir.
Yönetmek, birbirini tamamlayan niteliklerin bir şahısta toplanarak karşılık bulma ve buldurma sanatıdır. Başkan adaylarımız aynı zamanda bir yönetici ve lider adayıdır. Lider olacak bir aday; ekibine yol gösterip iyi niyetine güvenen, ‘benlikten’ uzaklaşıp ‘biz’ kavramına sığınan, yapılan yanlışlıkları görüp, hatayı telafi edebilme kabiliyetine sahip olmalıdır.
Sonuç olarak; yerel siyasetin denkleminde düşünecek olursak, yukarıda bahsettiğimiz bir birini tamamlayan bu parametrelerin mevcut bulunduğu başkan adaylarını tercih etmeliyiz. Bu tercihin doğru yansıması başarılı olmanın ön koşulu olacaktır. Siyasi partiler bu ön koşulu ne kadar doğru yerine getirirse o oranda yerel seçimlerde başarılı olacaklardır.