Adayları sıkıştıran söylemler
Ramazan ayı propaganda yapmak için çok yeterli bir zemin bırakmadığı için bu dönem daha çok seçim hazırlığı ile geçen bir zaman oldu.
Bayramdan sonra kabaca kalacak iki
haftalık zaman Cumhurbaşkanı adaylarının kozlarını paylaşacağı, kıran kırana
geçen bir yarışa sahne olacak...
Öne çıkan iki aday bu yarışa büyük
dezavantaj ve avantajlarla girerken vatandaşın ilgisini çekmeye çalışan diğer
adayların seçimdeki başarısını da yine öne çıkan bu adaylar belirleyecek...
Öne çıkanlardan birisi tabii ki de hâlihazırda
Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan...
“21 yıl yaptım, yine yaparım” söylemiyle ortaya çıkan Erdoğan’ın açıkladığı
beyanname ve vaatler için “Türkiye Yüzyılı için Doğru Zaman Doğru Adam” sloganı
belirlendi.
Erol Olçok’un eksikliği her propaganda sürecinde AK
Parti için kendisini daha da fazla hissettiriyor.
Vatandaşta karşılık bulacak bir içeriğin
ortaya koyulmasında zorlanıldığı anlaşılıyor.
Geçtiğimiz gün AK Parti’nin
aday ve beyanname tanıtım programına katıldım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki saate yakın ayakta kalması sağlığıyla ilgili
dedikoduları bitirse de Erdoğan’ın konuşması sonrasında
milletvekili aday tanıtımlarında salonda coşkunun bitmesi, "Bu
adayların AK Parti’yi ne kadar ileri taşıyabileceği..."
konusunda soru işaretleri uyandırdı.
Salona sabah 10 gibi giriş
yapmıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına kadar salon
tezahüratlarla dur durak bilmeden coşturuldu.
Erdoğan’ın konuşması sırasında bu coşku
daha da arttı.
Ama hemen sonrasında gelen sönüklük AK
Parti’yi hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taşıdığını gösteren önemli bir delil
oldu.
Adayların bu anlamda teşkilat desteğini
yeterli ölçüde almadığı açıkça görülüyor.
Bu durumda oluşturdukları popülarite
üzerinden AK Parti’ye katkısı sağlaması tam bir muamma olacak gibi
anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık sürecinde seçimi kendisinin taşıyacağı
açıkça ortada olan bir gerçek...
Bu politika da aslında beyannamede ortaya
çıktı.
AK Parti içinde teveccüh toplayan çalışanlar her ne
kadar kendisini kamuoyunda gösteremese de partinin çalıştığı beyannameden belli
aslında...
Sıkı çalışılmış, oldukça hacimli bir
beyanname hazırlanmış.
Didik didik ettim.
Bazı vaatler şimdiden gerçekleşmeye
başlamış.
Gelecek için kolaylaştırıcı olsun diye
koyulduğu belli oluyor.
Özellikle aile ile ilgili
bazı vaatlerde ise uzun yıllardır AK Parti seçmeninin dile
getirdikleri yer bulmuş.
Tabanını oluşturan seçmenin tercihlerinin
beyannameye taşıması AK Parti'nin merkez parti olarak bu zamana kadarki genel duruşunun
dışında bir yaklaşım olarak seçmen noktasında güvensizlik yaşadığını
gösteriyor.
Bu kapsamda ortaya koyulan vaatlerden
öne çıkanlardan bir tanesi de "kamuya işe alımlarda mülakatın
kaldırılması" oldu.
Bunun gibi tespit ettiğim aslında onlarca
vaat aslında hemen şu an da Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile
hayata geçirilebilir.
Bence bunların seçimden sonraya
bırakılmasına hiç gerek yok.
Seçmenin gönlünü almak için ve “Biz
yaptık, yine yaparız.” algısını güçlendirmek adına hemen adım
atılmalı.
Seçimden sonrası beklenmemeli...
Önceden siz sadık okuyucularım için
verdiğim bilgiler de beyannamede yer aldı.
AK Parti'nin seçim
vaadi olarak sistem revizyonu ve kentsel
dönüşüm planı sadece beyannamede yer almadı hemen seçim
propagandalarında kullanılmaya da başladı.
Erdoğan hızlı bir şekilde vaatlerde
propagandaya başlarken aynı zamanda en güçlü rakibi Kılıçdaroğlu ile Millet
İttifakı'nı ise "PKK ile yakın çalıştığı ve kazanması
durumunda ülkenin bölüneceği" söylemi ile sıkıştırıyor.
Millet İttifakı adayı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun, PKK başta olmak üzere terör
yapılanmalarına ilişkin söylemlerinde değişikliğe gitmesi gerekiyor.
Hatta gitmeye de başladı.
Hapiste olan Selahattin Demirtaş’tan
da bu yönde açıklamalar geliyor.
Siyasetin bloklaşmış bir süreçte ilerlemesi,
ittifaklar arası oy geçişini neredeyse imkânsız kılarken Kılıçdaroğlu’nun PKK
karşıtı söylemi ittifak içinde fire vermesi beklenen İYİ
Partili oyları kendisine çekiyor.
Eğer kazanmak istiyorsa Erdoğan’ın
bir an önce umut vadetmesi ve geleceğe ilişkin anlamlı
ve uygulanabilir planları meydanlarda sunması gerekiyor.
Bu süreçte Kılıçdaroğlu için
de durum pek iyi görünmüyor.
Milletvekili listeleri nedeniyle Millet
İttifakını taşıyan CHP seçmenini epey küstürdüler.
Listelerde açıkça FETÖ iltisaklı
olduğu bilinen isimlere yer verilmesi gerçekten çok korkunç bir tercih olmuş.
Bu adım helalleşme çıkışının
da güncellenmesi sonucunu doğuracağa benziyor.
Propaganda sürecinde ise soğan
fiyatı ile gündemi ekonomiye çekmek isteyen Kılıçdaroğlu’nun
Erdoğan ile atışmaktan uzaklaştığını da görüyoruz.
Belki bu seçimde iki ismin bir
televizyonda karşılaşması daha da mümkün olabilir.
Bunu öngörmemin sebebi Kılıçdaroğlu’nun
"deprem konutlarını ücretsiz vereceği ile emeklilere 15 bin TL bayram
ikramiyesi vereceği" vaatleri...
Bu vaatler Erdoğan’ın karşılık
vermesine ve yanlışlamak için çaba göstermesine neden oldu.
Erdoğan aslında Kılıçdaroğlu’nun vaatlerine
takılarak da kendisini Kılıçdaroğlu’nun iki dudağı
arasına sıkıştırmaya başladı.
Bu durum seçime birkaç gün kala iki lideri
ekran karşısına çıkarabilir.
Biri PKK yükü öteki
de ekonomik yükü üzerinden atmak isteyecektir.
Anketler belirleyici olacak. Bakalım
izleyelim.