Aday Gültekin Uysal olmalı
Zor geçen yaz döneminin ardından gelen sonbahar da zor geçecek gibi görünüyor.
Vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısının
yanına bir de artan enerji fiyatlarının eklenmesi kış aylarındaki sıkıntıyı
artıracağı düşüncesini iyice perçinledi.
Bu süreçte yaşanan ekonomik problemlere
karşı iktidarın ortaya koyduğu çözümleri yeterli bulanlar olduğu gibi
daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini düşünenler de var elbet...
AK Parti iktidarını 21 yılda yıkamayan muhalefetin arkasına
aldığı bu ekonomi rüzgârını avantaja çevirerek iktidara geçme
isteği anketlerde karşılık bulsa da, beklentileri karşılanmayan AK
Parti seçmeninin daha çok "kararsızlar" cephesinde
kaldığı gerçeği gözden kaçırılmamalı.
Fakat bu anlamda iktidarın eksik bıraktığı
yeri doldurmak için gayret göstermeye çalışan muhalefet partilerinin en büyük
başarısı Altılı Masa olsa gerek.
Zira Türkiye demokrasisinin güzel bir
örneği olan Altılı Masa, "ortak politika" geliştirmek
yerine "Erdoğan’ı göndermek" amacında birleşe bile
yine de bu kadar partinin bir araya gelebilmiş olması Türk
siyaseti açısından gerçekten de çok iyi bir durum.
Şüphesiz bu durumu sağlayan önemli bir
araç da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi yani namı diğer Başkanlık
Sistemi ile gelen yüzde 50 artı 1 oy ile yürütmeyi
elde etme şartıdır.
Çıkarları için bir araya gelme refleksi
gösteren muhalefetin ortak politika yürütebileceğini de göstermek adına kurduğu
önce "Dörtlü" sonra DEVA ve Gelecek
Partilerinin de katılımıyla Altılı hale gelen Masa’nın Güçlendirilmiş
Parlamenter Sisteme Geçiş hedefi dışında ortak bir hedef ortaya
koyamadığını görüyoruz.
Seçim güvenliği ile kuşatıcı bir Cumhurbaşkanı adayı uzlaşılan
diğer konular arasında olsa da "adayın masadan çıkacağı" fikrinde
uzlaşılması oldukça garip...
Çünkü masada aynı zamanda “kazanacak
aday” hedefi de ortaya koyuldu.
Ama masadaki mensupların hepsi Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a karşı seçim kaybetmiş isimler...
Bu nedenle masanın vaatleri ile gerçekler
arasında yaşadığı bazı tutarsızlıklar var.
Bu tutarsızlık, söylem ve eylemlere de
yansıyor aslında.
Cumhurbaşkanlığı adaylığını garanti altına almak için "helalleşme" çıkışı
yaparken "yerine göz diken genel başkan yardımcılarını" da
dikkatinden çıkarmayan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı benzer
durumu Sayın Meral Akşener’in de yaşadığını gördük.
Yavuz Ağıralioğlu’nun İYİ Parti’nin "sonraki genel
başkanı olma hedefini" taşıyan diğer bir isim Koray Aydın ile
aynı yolda buluşması, siyasettin geleceğinde de Karadenizli
figürlerin yer alacağını gösteriyor.
Ankara'da
Ankaralı bir adayın kazanacağı inancının defalarca dile
getirilmesi Mansur Yavaş'ın kazanmasına katkı sağlamıştı.
Bir süredir İç Anadolu
seçmeninin bir kısmının kendilerinden bir Cumhurbaşkanı görmek
istediğini duyuyorum.
Altılı Masa'da "seçilebilecek aday" konusunun ortak
uzlaşı maddesi olduğu göz önünde bulundurulunca Gültekin Uysal'ın
Afyonkarahisarlı oluşuyla bu kontenjana uygun bir isim olduğu görülüyor.
Masanın ayan beyan ortada duran birçok
sorunu var.
Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermek istemeyen İYİ Parti, Demokrat
Parti, Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi seçmeni
olduğu bir sır değil.
Buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun HDP'den
tam oy alma ihtimali skorboarda önemli bir artı ekliyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Cumhuriyetin 100.yılında ilk kadın
Cumhurbaşkanı" olma fikrini sempatik gören CHP tabanına rağmen HDP'nin
kesin kes oy verilmeyeceği beyanları Sayın Akşener'in eksi puan hanesine
yazılıyor.
Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun CHP tabanında tepki
görmesi ortak aday olmalarının önündeki en büyük engel olunca geriye Temel
Karamollaoğlu ile Gültekin Uysal kalıyor.
Ne yalan söyleyeyim Temel beyin ortak aday
olmasını isterim ama Saadet Partisi'nin adayına CHP'nin
ne kadar destek vereceği meçhul.
Bir de CHP içinde Sivas olayları konusunda
Temel beyi suçlayan ve iş birliğini hâlâ sindiremeyenler var.
Hiçbir rezervi olmayan, CHP'den
aday gösterilip sonraki seçim için Meral hanımın kendi listelerinden aday
olmazsa "gönül koyacağını" söylediği Gültekin
Uysal bu durumda herkesin ortasında kalan bir isim oluyor.
HDP'nin
ne cevap vereceğini bilmesem de net bir karşı duruşu olmayacağını tahmin
ediyorum.
Masadan çıkacak "ortak
aklı" da uygulayabilecek bir isim olabilir.
Çünkü diğer isimlerin ortaya koyduğu güçlü
figürler ve büyük oy oranları ile ittifakta yer
almaları birçok başka dinamiği devreye sokabilir.
Gültekin Uysal'ın "SayınFethullah
Gülen" şeklinde evvelce yaptığı açıklamasından dolayı geriye
dönük bir özür gerekliliği var.
Son günlerde konuşulan yolsuzluk
iddialarının bireysel değil de AK Parti'ye mâl edilmesi gerektiğini
söyleyerek "kapatma davası açılabileceğini" vurgulayınca Gültekin
Uysal'ın muhalefette alamayacağı bir oy kalmıyor zaten.
Cemal Enginyurt'un partiye katılması ile sakin kişiliğinin aksi yönde
çıkışlar yapsa da Gültekin beyin sakin kişiliğiyle iş dünyası ile
kurduğu derin ilişkileri olduğunu da biliyorum.
Gerisi seçmenin takdiri...