Dolar (USD)
34.58
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2921.76
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Aralık 2019

Adamı Delirtmek!..

Üniversiteden bir grup gence, “Kıymetli arkadaşlarım, niçin böylesiniz?” dedim.

“Nasıl yani?” diye sorar gibi bakan gözlerini dolaşarak devam ettim:

“Kusura bakmayın ama heyecanınız yok gibi. Buraya zoraki geliyor, merdivenleri zoraki çıkıyor, zoraki gülüyor, zoraki konuşuyor gibi bir hâliniz var. Sizin aranızda gençleşmek bir yana, daha da ihtiyarlar yaşlılar.”

“Hayır, hiç de bile öyle değiliz…” demedi hiçbiri.

Hepsi kabullendi ve “Evet öyleyiz de, sor hele niçin öyleyiz…” benzeri bir şeyler söyledi.

“Tamam da, çoğumuzun çocukluğunda, gençliğinde olumsuzluklar vardır. Ben, 12 Eylül 80 öncesinden geldim meselâ, sokaklarda kan gövdeyi götürüyordu, ‘sol-sağ çatışması’ndan…” dedim.

Şairlerden, yazarlardan, hayata “20-0” geriden başlayıp da çok önemli yerlere gelmiş insanlardan nice misâl verdim.

“Küçük Emrah” filmlerinden bile bahsettim.

Hiçbiri fayda etmedi.

Üstelik, içlerinden biri bütün söylediklerimi çürütmek istedi…

Mealen şöyle diyerek:

“Görüyorsunuz, her güne moral bozucu bir gelişme ile başlıyoruz. Kadın cinayetleri, çocukların korkunç ihmaller yüzünden ölümleri, hayvana eziyetler, insana eziyetler, siyasetçilerde kabarmış suratlarla birbirlerine sövmeler… Herkes birbirinden ‘intikam’ almaya yemin ediyor… Sosyal medyada insanlar birbirlerinin gırtlağına yapışmış. ‘Bakmayım’ diyorsun, adamın gözünün içine içine sokuyorlar!”

O genç bunları söyledi.

Bir başkası ekledi:

“Adamı delirtmek istiyorlar adeta!”

***

Sonra sonra, başka yerlere gitti sohbet:

“Acaba bunu kasten yapıyor olabilir mi? Yani, bu memleketin evlâtlarının psikolojilerini iyice bozmak gibi bir plân işletiliyor olabilir mi?”

***

“Hayır” dedim, “O kadar da değil!”

Akıl her yere gidip geliyor…

Meselâ…

Hatırlarsınız, “Evlilik programları” denilen bir tür vardı, epeyce uğraştık, didindik, “Aileye dinamit” dedik…

“Evlilik müessesesi çok ciddidir, bu tür programlarla sulandırılıyor!” dedik.

Bir rüzgâr esti ve o programlar yayından kaldırıldı.

Amma velâkin, farklı yöntemlerle devam ettiriliyor aynı ameliye…

Allah aşkına, nedir bu “DNA testleri” furyası…

Sanırsın ki, bu toplumda milyonlar “babalarını” arıyor, sanırsın ki, nesil emniyetinin ayaklar altında olduğu bir toplum haline geldik!..

Olmaz...

Bu olmaz!..

***

Gençler doğru söylüyor…

Moral bozucu, enerji düşürücü görüntüler peş peşe:

Bir furya geldi başörtülülere, sarıklılara saldırılar ve peşinden İzmir’deki bir gecekondunun üzerine çarpı işaretiyle, “Defol Alevî”!..

Suratına kezzap atılmış kadının o perişan hâliyle haklı isyanı:

“Yaptığı yanına kaldı!”

Kaldı mı, kalmadı mı?

Adalete güvensizlik vurguları had safhada ve adalet mülkün temeli.

Nerelerde aksaklıklar varsa bunlar düzeltilmeli.

Zâlim hak ettiği cezayı almalı.

Geçelim:

Bir ara, “Dolar 6 aya kadar 10’a hatta 16’ya fırlayacak, ahan da buraya yazıyorum!” diyenler dört bir yanı sarmıştı.

Ünlü ekonomi şeyleri.

Neler neler dedi.

Moraller göçtü, kriz sendromu memleketi sardı, yatırım yapmak isteyenler caydı, piyasa daraldı.

Kim bilir kaç memleket evlâdı battı.

Üzerinden 6 ay geçti, 1 sene geçti.

Öyle bir şey olmadı.

Kimse de bunlara bir şey sormadı.

Yani…

Bir özel banka için “Yakında batacak!” diye yazın da görelim neler yaparlar hukuki yollardan.

Koca memleketin bir özel banka kadar kıymeti yok mu?..

“Eleştirileri”, rakamları, uygulamaları ortaya koyarak dile getirmek başka, “6 aya kadar batacak!” demek başka, öyle değil mi?

Yoksa eleştirmek mi, bizde ne eleştiriler…

Bildiğiniz gibi.

Efendim, birisi çıkıyor, “Asla ve kat’a tavuk döneri yemeyin, iğreniyorum!” diyor.

Bunun üzerine de nice haber üretiliyor.

Bütün tavuk dönerleri mi suçlu, bütün tavuk dönercileri mi?

Her sektörde yamuklar yok mu, tavuk döneri satan cümle vatan evlâdını bir kaba koymak ve toptan karalamak....

Atış serbest:

Vur beline cümle esnafın!..

Konumuza dönelim mi?

“Adamı delirtmek mi istiyorlar!” meselesi.

Genç vatan evlâdı olan bitenden ziyadesiyle etkileniyor, delirmese de, “karamsar” hale geliyor.

Yaşam enerjisi tükeniyor.

Memleketin biraz rahatlamaya, biraz olsun nefes almaya ihtiyacı var.

Bu konuda da sorumluluk elbette, herkesten çok yönetenlere düşüyor.

“Kızgın demiri soğutmak” gerek.

Bunun yollarını, yöntemlerini bulmak da “iktidar”ın işi.

Benim işim gençlerle sohbet etmek.