Adam yine kazandı!..
Hayırlı olsun.
“Masa İttifakı”
bir “proje”ydi.
Bunu Masa’dan birileri açık bir şekilde ifade etmişti.
Gezi Olayları’ndan bu yana, benzemezleri bir araya getirerek
Erdoğan’ı devirmek ve Türkiye’yi yeniden “Batı”ya
mahkûm hale getirmek.
Proje şimdilik başarıya ulaşamadı.
“Şimdilik”
diyorum çünkü, “iş bitmiş” değil!
Bitmez!..
Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkamadıklarını ama iyi
salladıklarını düşünüyorlar.
Önemli olan onların ne yaptıklarından çok…
Bizim ne yaptığımızdır!..
Önce Ahlâk ve Maneviyat yolunda hangi adımları attığımız,
atacağımızdır!
Evet;
Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkamadıklarını ama iyi
salladıklarını düşünüyorlar.
Muhalefetin bu yapısı dağılsa bile, yeni motivasyon
söylemleriyle yola devam edeceklerdir.
Türkiye’nin ve Ak Parti’nin
Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı ve bağımlı olduğu söylemi üzerinden…
Geleceğe dönük ümitleri canlı tutacaklardır.
Önümüzdeki süreç, Türkiye için çok daha zorlu olacak.
Seçimi almak için ağzı iyice açılan “kese”yi tekrar doldurmak, ekonomik dengeleri yerli yerine oturtmak
gerekiyor.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde enflasyonla mücadelede başarılı olunamadı.
Bu da “Sadece bizim
meselemiz değil, bütün dünyanın meselesi, en gelişmiş ekonomiler bile
zorlanıyor” denilerek izah edilmeye çalışıldı ama…
Türkiye’deki enflasyonun geldiği nokta böyle söylemlerle
izah edilebilecek gibi değildi.
Vatandaşların büyük bir bölümü pahallılıktan şikâyet etse
de, Sayın Erdoğan’ın karşısındakilerin işleri büsbütün içinden çıkılamaz hale
getireceğini…
“Masa”nın ortaya koyduğu saçma sapan modellerin memleketi
felâkete götüreceğini gördü.
“Ne köy olur bunlardan, ne de kasaba!” dedi…
Kimi gönüllü olarak, büyük bir kısmı da “kerhen”, mevcuda “evet” dedi.
Bu seçimin kazananı “güvenlik” kavramı oldu.
Vatandaş, “masa
projesi”nin kazanması halinde, memleketin ve kendisinin “güvenliği”nin
tehlikeye gireceğini gördü.
Sayın Erdoğan döneminde birçok alanda kaydedilen dev
ilerlemelerin kesintiye uğramaması, yok edilmemesi, Türkiye’nin yeniden
karanlık-aciz dönemlerine dönmemesi, memleketin bölünmemesi için “Adam yine kazansın” dedi.
Bunu yaparken de bazı “ikazlarda”
bulunmayı ihmal etmedi.
O ikazları kısmetse gündeme taşıyacağız, önümüzdeki
günlerde.
…
Ortada büyük bir seçim zaferi var.
Sayın Erdoğan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük seçim kazanma
ustası olduğunu gösterdi.
Uğur Dündargillerin “Biz
kesin kazandık zannediyoruz ama Erdoğan bu işin ustası, hiç belli olmaz!”
yollu lâflarla dile getirdikleri endişeler gerçek oldu.
Bizim…
Hem ilk tur, hem de ikinci tur öncesi ortaya koyduğumuz
tahminler yüzde yüz isabet kaydetti.
Serdar Arseven Araştırma, kısa adıyla SE-AR bu sürecin en
başarılı gayri resmi anket şirketi oldu.
Kırk yıldır, kim ne kadar oy alır dersek o kadar alıyor!..
Bu da, çarşıdan pazardan kopmamamızdan kaynaklanıyor.
Biz ne diyorsak o Allah’ın izniyle.
Zira küçük hesaplarımız yok, kimseye yakın olmaya
çalışmıyoruz, kariyer mariyer umurumuzda değil, yemişiz şanını şöhretini!
Yemişiz goygoycusunu, yalakasını!..
Bana itimat ediniz…
Ve bundan sonrasına ilişkin sözlerime kulak veriniz.
Seçimden büyük zafer çıktı, evet…
Ama mühim ikazlar da çıktı.
Sayın Erdoğan “Ömerleri”
bulamazsa, sıkıntı büyür.
Büyük bir “neşter”
operasyonu lâzım.
Bu seçim sürecinde dahi kendisine zarar verenleri iyi tespit
etmesi …
Eğitimde, kültürde “Son Dönem” imzalarını atması ...
Evlenmelerin hızla azalmasının ve boşanmaların hızla
artmasının sebeplerini sağlıklı bir şekilde tespit edip ona göre politikalar
geliştirmesi…
“Süresiz Nafaka”
gibi “en iyisi evlenmeyeyim”
dedirten uygulamalara son vermesi…
Kadını korumak görüntüsü altında hem kadına hem de aileye
zarar veren mevzuat maddelerinin ve uygulamaları gözden geçirmesi…
Çocuklarımıza son yıllardaki muhteşem savunma sanayi
hamlelerinden bile bahsetmeyen gayri yerli ve gayri milli eğitim sistemini ters
yüz etmesi…
“Dadanmışlar” ile
“Adanmışlar” ayrımını sağlıklı bir
şekilde yapabilmesi…
Kendisine “ihya”
edilenlerin değil, “ihmal”
edilenlerin sahip çıktığını görmesi…
Önüne getirilen bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğunu çok
çeşitli kaynaklardan istifadeyle kontrol etmesi…
AK Parti’de olan bitenlere özellikle dikkat etmesi…
Evet…
Önümüzdeki süreçte Sayın Erdoğan’ın sırtında yine büyük
yükler olacak…
Ve bu “son dönem”de…
İnşaAllah, “esas
ustalık eserleri” ortaya konulacak.
Onlar mı?
Eğitim, kültür ve aile alanında yapılacak olanlar…
“Önce Ahlâk ve
Maneviyat Hamleleri…”
Maddiyata bakan işler mutlaka yoluna girer.
Lâkin, maneviyat çökerse, Allah muhafaza!..
Bu konularda neler neler yazacak ve söyleyeceğiz Allah’ın
izniyle.
Bugüne kadar “Aman
seçim sürecidir, şimdi vakti değildir” diye söylemediğimiz, yazmadığımız…
Ya da “teğet geçerek”
söylediğimiz ve yazdığımız çok şey var.
Seçimler geride kaldı.
“Bay Bay Kemal”
meselesi de, artık CHP’yi ilgilendiren bir mesele…
Kendileri düşünsün başlarına örülmüş olan çoraptan nasıl
kurtulacaklarını…
Ben…
Küçük şeylerle uğraşacak değilim.
İşim çok!..